Halk TV satıldı mı?

Ceyhun Bozkurt oceyhunb@gmail.com

Son günlerin medya kulislerinde en çok sorulan soru şu: Halk TV’de neler oluyor?

Çünkü İsmail Küçükkaya’nın bu televizyon kanalına transferi sonrasında yaşananlar, doğal olarak başlıktaki soruyla beraber çok sayıda soruyu beraberinde getiriyor.

Şimdi ise son bir iddia dolaşmakta. İddiaya göre, Halk TV sahibi Cafer Mahiroğlu tarafından Ekrem İmamoğlu’na satıldı.

Doğrudur yanlıştır bilemem.

Elbette ki teyit veya açıklama gerekiyor. Ancak muhalefet medyasından veya yakınlarından çok sayıda kişiyle konuştum. Hepsinin de kulağına gelen ortak bir iddiadan söz ediyorum. 

Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu, 10 Eylül’de İngiliz yayın organı Independent’in Türkiye sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çiçek’e yaptığı açıklamalarda, gelecek planlamaları ile ilgili bilgiler de paylaştı. Ancak iddia sadece bir yerden değil, 5-6 yerden gelince kulağıma araştırmak istedim.

Araştırırken, sadece Halk TV değil, tüm muhalefeti ilgilendiren birçok söylentiyle karşılaştım. Sırayla tüm konuşulanları yazayım. Önce gelişmeleri bir hatırlatalım, sonra da siyasi mühendislik – medya bağı ile ilgili söylenenleri aktaralım. 

Malum, Amerikan Fox TV’sinin önde gelen ekran yüzü İsmail Küçükkaya, Halk TV’ye transfer oldu. Hoş, Mahiroğlu bunu bir transferden çok İsmail Küçükkaya ile konuşup ortak karar gibi sunmakta. Yani kendisi “Birlikte çalışabilir miyiz” diye sormuş, Küçükkaya da kabul etmiş. Böyle aktarıyor. Ayrıca Küçükkaya hiçbir şekilde transfer ücreti almamış, Fox TV’deki özlük haklarını alıp ayrılmış şeklinde. Hatta (Söyleşinin tamamı bkz. https://www.indyturk.com/node/551131/r%C3%B6portaj/cafer-mahiro%C4%9Flu-ilk-kez-konu%C5%9Ftu-i%CC%87smailin-halk-tvye-geli%C5%9Finin-para-ile-ilgisi )

Ama iddialar çok yerde seslendirildi. Buna göre, transferin perde arkasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu vardı. İsmail Küçükkaya’nın transfer ücretini İmamoğlu karşılaşmıştı. İddia edilen rakam çok büyüktü: 3 milyon dolar. (İddianın sahibi Uçan Kuş internet sitesinin haberi: https://www.ucankus.com/detay/504017/yilin-transferi-ismail-kucukkaya-halk-tv-de ) 

Aktardığımız gibi bu iddiaları Mahiroğlu reddetti. 

Ancak Cafer Mahiroğlu’nun açıklamalarını okuyunca, satır aralarında dikkatimi çeken bir şey oldu. Açıklamalarda, esas ikna edilmeye çalışılan kesim, Halk TV’yi izleyen kesimdi. Çünkü bütün mesajlar, onlara yönelikti. Çünkü söylentiler belli ki televizyonu sarsmış, izleyicilerde de tepki oluşturmuştu. 

Televizyonu sarstığı kesin. Çünkü arka arkaya istifalar gerçekleşti.

Önce televizyonun programcılarından Gökmen Karadağ, Mahiroğlu’nun açıklamalarından bir gün sonra, 11 Eylül’de ayrılık kararını sosyal medya hesabından duyurdu. 

Ardından 15 Eylül’de televizyonun Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş, Karadağ gibi sosyal medya hesabından yaptığı bir açıklama ile kanal ile yolları ayırdığını duyurdu.

Bu ayrılıkların, Küçükkaya’nın gelişiyle bağlantısı var mıdır bilemeyiz, ama kanalın yine önde gelen isimlerinden Ana Haber sunucu İrfan Değirmenci’nin 12 Eylül’de attığı twit doğrudan Küçükkaya’ya yönelikti. Küçükkaya’nın ilk yayınında "Biz fakir bir kanalız" demiş, ardından da “Ben uluslararası bir kanalı bırakıp buraya geldim” diyerek fedakarlık yaptığını ileri sürmüştü. Değirmenci bu sözlere tepki olarak sosyal medya hesabında şöyle yazdı:

“Halk Tv'nin zenginliği, gazeteciliğin namusuna sahip çıkan basın emekçilerinin varlığıdır. Halk Tv'nin zenginliği ondan asla vazgeçmeyen, zor zamanlarında destek olan seyircisinin varlığıdır. Bu anlamda çok zengin bir kanaldır bu kanal. Parayla pulla ölçülemeyecek kadar zengin.”

Görüldüğü gibi kanalın içi kaynıyor.

Aslında düşünce olarak çok farklı bir değişiklik yok. İçlerinde bazı gazeteciler hariç, kanalın ağırlıklı olarak kontrolü, geçmişte merkez medyada etkili olan, Batı merkezli politikaları ibadet gibi savunan liberal kesimin elindeydi. Küçükkaya’nın da Fox TV’deki yayınları düşünüldüğünde, okuduğu Nutuk haricinde çok ciddi politik farklılık görünmüyor. Çünkü Selahattin Demirtaş’ın eşini çıkarıp, HDP ve Demirtaş güzellemeleri yaptırması bile başlı başına iki kesimi buluşturuyor. 

Peki nedir bu kavganın nedeni?

İşte iddia burada devreye giriyor. İddia sahipleri şunu söylüyor: Ekrem İmamoğlu, kanalı satın aldı. Böylece ileride CHP içindeki mücadelede elini güçlendirecek. Buraya bir virgül koyalım…

Halk TV’nin Cafer Mahiroğlu’na satışının olduğu dönemde de Genel Yayın Yönetmeni olan Serhan Asker, kanaldan istifa etmişti. Şimdi de Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın istifa etmesi, kafalarda soru işareti oluşturuyor. 

Kulislerde Toktaş’ın yerine iki isim konuşuluyor. Bunlar Süleyman Sarılar ve İsmail Küçükkaya. 

Ancak kanalı yakından takip eden bir başka isim ise şunu söyledi: “Ekrem İmamoğlu’nun aldığı yönünde iddialar dolaşıyor ama esas gördüğüm, Cafer Mahiroğlu, etkisini artırmak, kanalı artık doğrudan kendisi yönetmek istiyor.”

***

Halk TV ile ilgili iddialara şimdilik bir nokta koyalım. Gelelim bir başka boyuta. Yani, son dönemde başta Y-CHP olmak üzere 6+1 masasının siyasi mühendislik çalışması çerçevesinde yeni bir medya düzenlemesi yaptığı söylentilerine…

Burada bıraktığımız virgül sonrasına devam edebiliriz. 

Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olma isteği, özellikle Karadeniz gezisi, İstanbullu kar altında canıyla boğuşurken İngiliz Büyükelçi ile aile yemeği yemesi, alışmamızı istediği bol tatilleri vs. nedeniyle biraz ertelenmiş gibi görünüyor. Her ne kadar bir ekiple, alttan alta PR çalışması yaptığı söylense de, partisinde öne çıkan isim genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu. İmamoğlu’nun Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığı ve Cumhurbaşkanlığı durumunda Y-CHP’nin başına geçmeyi istediği konuşulmakta. Böylece muhalefetin en etkin kanallarından Halk TV’yi alarak, enformasyon gücünü eline geçirmek istiyor.

Burada bütün muhalefet medyasıyla ilgili hareketlilik devreye giriyor. Türkçesi, hareketli olan sadece İmamoğlu ve çevresi değil. 

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan 10 Aralıkçılara kadar Y-CHP içinde çok ciddi bir medya hareketliliği var.

Madde madde muhalefet medyası kulislerinde konuşulanları aktaralım:

- Y-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendilerine yakın yayın organlarını, 6+1 masasına uygun hale getirmek istiyor. Çünkü her kafadan bir ses çıktığını düşünüyor. Bu çerçevede uzun süredir arasının iyi olmadığı Sözcü gazetesini ziyaret etti. Sözcü’de Atatürk ve Cumhuriyet konusunda hassas, HDP’ye, Ahmet Davutoğlu’na, Ali Babacan’a son derece mesafeli, hatta açıkça karşıt bazı yazarlar var. Kılıçdaroğlu ise HDP’ye sürekli güzelleme yapıyor, Atatürk dönemiyle hesaplaşıp, Atatürk’ün hesaplaştıkları ile helalleşiyor. Ayrıca Atatürk’ü katliamcılıkla suçlama hadsizliğinde bulunan ve Seyit Rıza eşkıyasını öven milletvekili bile halen partide milletvekili. Y-CHP’de bu yönde çok sayıda örnek sayabiliriz. Bakalım Sözcü gazetesi ziyareti sonrası Kılıçdaroğlu ile gazete ve bazı yazarlar arasındaki buzlar eriyecek mi?

- Eski CHP Milletvekili ve Gazeteci Barış Yarkadaş, kurduğu ve yıllarca yönettiği Gerçek Gündem sitesini, geçen yılın 15 Eylülünde CHP Şişli ve İBB Meclis Üyesi Umut Şenol ve iş insanı Cenk Erzen’e satmıştı. Ardından gazeteci Hilmi Hacaloğlu Genel Yayın Yönetmeni, Rıdvan Akar da Yayın Danışmanı oldu. İddiaya göre, yeni patronaj, Oğuz Kaan Salıcı ve Canan Kaftancıoğlu ile çok içli dışlı. Bu isimlerin Y-CHP’de şu an çok etkili olan 10 Aralıkçıların önde gelenleri olduğunu söyleyelim. 10 Aralıkçıların Cumhurbaşkanı adayı da Kemal Kılıçdaroğlu. Özetle, Gerçek Gündem’in de muhalefet medyası içinde Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyeceği söyleniyor.

- Merdan Yanardağ’ın başında bulunduğu TELE 1 de desteğini Kemal Kılıçdaroğlu’dan yana belli etmiş durumda. Yine kanalın programcısı Enver Aysever de çok açık bir şekilde Kılıçdaroğlu’na destek veriyor. Ancak ilginç olan, Aysever, Eylül ayı başında yaptığı Kemal Kılıçdaroğlu yayınını Tuncay Özkan’ın sabote ettiğini ileri sürdü. Yani parti içi birileriyle mücadele ediyorlar. TELE 1’in pozisyonunu da takip etmek gerekir.

- Tuncay Özkan demişken… Tuncay Özkan Y-CHP’de Genel Başkan Başdanışmanı ve CHP İzmir Milletvekili. Kendisi “ilgim yok” dedi ama KRT’nin perde arkasındaki isim olduğu iddia ediliyor. KRT, bakıldığı zaman Halk TV’den daha çok CHP kanalı… Örneğin başındaki, yani Genel Müdürü Adnan Bulut, Y-CHP’nin HDP-KHK(FETÖ) açılımlarına karşı çok net tutumu olan bir isim. Yine Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu ile yan yana durma ve Batı merkezli politikalara yaklaşımda da Adnan Bulut son derece soğuk. Örneğin Y-CHP Genel Başkan Danışmanı Karabağ vatan savaşını kötülerken, Bulut açıkça Azerbaycan’a desteğini açıklıyor ve bu yönde yayın yaptırıyor. KRT izlediğinde 10 Aralıkçı ekibin etkisinin olmadığı bir muhalefet yayını görülüyor. Ama onların kararı da Kılıçdaroğlu’nun adaylığı. 

İşte Kılıçdaroğlu’nun medya düzenlemesi istemesinin nedeni bu. Y-CHP Genel Başkanı, çok farklı siyasi düşüncenin bulunduğu bir medya yapılanmasında, 2023’e giden yolda bir kaza istemiyor. Bu nedenle de işi sıkı tutuyor. 

Tüm yazılarını göster