Halk TV'de ekrana çıkmak kaç lira?

Nihat Genç, Odatv'deki yazısında Halk TV'den kovulan gazeteci Makbule Cengiz'in "Üzgünüm Yazmak Zorundayım" kitabında aktardığı iddialara yer verdi.

Nihat Genç, Odatv'deki yazısında Halk TV'den kovulan gazeteci Makbule Cengiz'in "Üzgünüm Yazmak Zorundayım" kitabında aktardığı iddialara yer verdi. Genç, Makbule Cengiz'in Halk TV'de belediye başkan adaylarından nasıl para alındığını anlattığı bölümü okuyucularıyla paylaştı. İşte o satırlar:

Malumunuz Beşiktaş Belediye başkanı Murat Hazinedar’ın meşhur kırmızı dosyasını yazmış mahkemelik olmuştuk. Yazılarımızdaki iddialar üzerine Murat Hazinedar’ın avukatları da bize dava açmıştı. Şüphesiz iddiamızın şahitleri ve belgeleri var, ancak, şimdi yeni bir belge daha çıktı, buyrun, 128-129. Sayfaya:

‘Halk TV’nin para basma günleri gelmişti. Ekranımız Halk Gönüllüleri setleri ve başkan aday adaylarıyla doldu. Yerel seçim sürecinde adaylar belli olana kadar çok sayıda CHP’li başkan adayı belirli ücretler karşılığı ekrana çıkarıldı. Bu durum herhangi bir sponsorlu program yapma durumunu geçmişti. Sponsorlu programda bir program içinde bir ya da iki kişi parasını verir, ekrana çıkar ve tanıtımı yapılır. Bu daha çok sağlık programlarında izlenen bir politikadır. Bizde ise siyasi adaylar için geçerliydi. Tanıdık, yani kanala yakın siyasetçiler beşbin, yabancı siyasetçiler yedibin lira gibi bir rakam karşılığı 20 dakika ya da yarım saat belediye başkan aday adayı olarak ekrana çıkarılıyor, spikere kendi ve projelerini anlatıyordu..’

Sıkı durun…

‘Rakamı nereden bildiğime gelince o dönemde ekrana çıkmak isteyenlere Şaban Sevinç ya da Hakan Aygün, ‘şu parayı versin çıkaralım’ diyorlardı. Biz de alet olup rakamları iletiyorduk. Ekranın her tarafı reklamdı anlayacağınız.

‘Bir yanım ‘zor şartlarda yayın yapan bu kanalın bir şekilde ayakta kalması gerekiyor’ diyordu, bir yanım ise, bu kadarının fazla olduğunu söylüyordu.

‘GELEN PARALAR BANKA HESABINA YATIRILMIYOR, KANAL ÇALIŞANLARINA YA DA DOĞRUDAN HAKAN AYGÜN’E NAKİT OLARAK ELDEN TESLİM EDİLİYORDU. HERHANGİ BİR MAKBUZ DA VERİLMİYORDU…’

Nihat Genç’e dava açan savcılar, ‘elden teslim ediliyordu’ cümlesini duydunuz mu?

147. sayfadan devam edelim:

‘Bu yoğunluğun içinde bir gün Murat Hazinedar aradı. Israrla Mustafa Sarıgül’e yaptığımız gibi Halk TV’ye çıkmak ve benimle yayın yapmak istiyordu, bu durumu yöneticilerimize ileteceğimi söyledim.

‘Murat Hazinedar’ın benimle yayın yapmak isteme nedeni bana kalırsa Mustafa Sarıgül yayınlarını benim yapmamdı. Zaten sonraki karşılaşmalarımızda el sıkışı, insanlara sarılışı bile Sarıgül’e öyle benziyordu ki.

‘Hazinedar’ın talebini Şaban Sevinç’e ilettim. Şaban Sevinç, ’15 bin lira versin bir kere stüdyo yayınına alırız, bir kere de mitinginden 3G yayın yaparız’ dedi. Murat Hazinedar’a bunu ilettim. Bunun üzerine Murat Hazinedar’ın basın çalışmasını yürüten gazeteci Özlem Gürses aradı. Bu rakamın fazla olduğunu söyledi. Haklıydı ama fiyatı ben belirlemiyordum. Şaban Sevinçle görüşmesini istedim(…)

‘Murat Hazinedar beni aradı: ‘Boş ver Özlem’i. Para sorun değil, hallederiz’ dedi. Ben de kendisine Şaban Sevinç’in numarasını verdim. Murat Hazinedar’la o günlerde herhangi bir yayın yapmadım. Şaban Sevinç ile anlaşmış olmalılar ki hala birlikte çalışıyorlar ve Hazinedar’ın Halk TV ile iyi ilişkileri var.

‘Murat Hazinedar’ın, kovulma sürecimden sonra: ‘Makbule’yi çok severim ama benim Halk TV’yle iyi ilişkilerim var’ diyecek kadar ilerlettiği iyi ilişkiler bunlar. Ne diyelim Allah dostluklarını baki etsin.’

‘Elden para alma’ meselesi işte böyle, kitapta daha neler var neler?

Aslında Makbule Cengiz doğrusunu yapıp konuşarak kendini yakıyor, bakın, Özlem Gürses hanımefendi, daha sonra da Ekmeleddin Bey’in basın danışmanlığını da yaptı ve bugün sanırım Sözcü’de, niçin şahit olduklarını söylemiyorlar?

Susmak, bir kur yapma halidir, susmak, arzulu bir ifadedir, bakın ben kimlerle çalıştım ve hala susuyorum, sizinle de çalışabilirim, demek.

Susanların işi gıcır.

Susmayanlar Makbule Cengiz gibi kovulur.

Sevgili Makbule, seni kalbimizden kimse kovamaz, o gezi günlerini ne bu ülke ne bizler hiç ama hiç unutmayacağız, genç bir gazetecinin o cesur direnişini tarih bir kere yazmıştır, kimse silemez!

AFAD duyurdu: 13 kente 'turuncu' 25 kente 'sarı' uyarı KKTC'de şiddetli fırtına! Tabelalar uçtu, ağaçlar devrildi 25 Kasım 2024 Pazartesi akademik kadro ilanları yayımlandı!
Sonraki Haber