Hasta için hangi dualar okunur? Şifa duası nedir? Hz. Aişe'nin şifa duası!
Birçok kişi hasta olduğunda tedavi sürecindeyken dua etmeyide ihmal etmez. Şifa veren duaların her zaman tesirli olduğu bilinir. Hasta olunca hangi duaların okunduğunu merakla araştıranlar cevaplarını arama motorlarında buluyor. İşte, Hasta için hangi dualar okunur? Şifa duası nedir? Hz. Aişe'nin şifa duası! Detaylar haberimizde...
Duaların hem ruha hemde bedene iyi geldiği birçok kişi tarafından bilinir. Şifa veren duaların hastalıklar üzerinde etkili olduğunu çoğu kişi deneyimlemiştir. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in kızı olan Hazreti Aişe'nin şifa veren duaları hastalıklar üzerinde büyük etkiye sahiptir. İşte, Hasta için hangi dualar okunur? Şifa duası nedir? Hz. Aişe'nin şifa duası! Detaylar haberimizde...
HASTA İÇİN OKUNACAK DUALAR!
Euzu bi izettillahi ve kudretihi min şerri ma ecidu.
Anlamı: Sağ elini vücudunda rahatsız olduğun mahalle koyup yedi defa mesh eyle ve her meshte: «Hissettiğim bu hastalığın şerrinden Allah’ın izzetine ve kudretine sığınırım!» de. Biiznillahi Teâlâ şifâ bulursun.” (İbn Hanbel, IV, 217)
Peygamber Efendimiz hasta olduğunda okuduğu dua;
Bismillahi arkıyke min kulli şeyin yu'zike min şerri kulli nefsin ev aynin hasidin, Allahu yeşfike bismillahi arkıyke.
Anlamı: Allah’ın ismiyle seni rahatsız eden her şeyden sana okurum. Her nefsin veya hasetçi her gözün şerrinden Allah sana şifâ versin. Allah’ın adıyla sana okurum.»” derdi.(Müslim, Selâm 40)
Es-elullahil-azime rabbel arşil aziim en yeşfiyeke.
Anlamı: Büyük Allah’tan, büyük Arş’ın Rabbi Allah’tan sana şifâ vermesini istiyorum!»” derse muhakkak afiyet bulur. (Ebû Dâvud, Cenâiz, 8; Tirmizî, Tıbb, 32; İbn Hanbel, I, 239)
HAZRETİ AİŞE'NİN ŞİFA DUASI!
Türkçe Okunuşu: Ezhibil-be’se rabben’nasi eşfi ve enteş’şafi la şifae illa şifauke şifaen la yugadiru sekame
Anlamı: “Bu hastalığı gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin. Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Öyle şifâ ver ki hiç bir hastalık bırakmasın.” (Buhârî, Merdâ, 20; Müslim, Selâm, 46; Ebû Dâvud, Tıbb, 18, 19)