Hayat mottom dozunda paranoyadır. Tam da bu duruma uyan harika bir hikaye aklıma geldi...
Anadolu'nun ücra köylerinden birinde bir doktor diplomasını aldığı gün kendine bir söz vermiş. Demiş ki, "İlk teşhisim doğru çıkarsa hekimlik hayatımda tüm teşhislerim doğru çıkacak!" Tam da bu sırada bir yaşlı teyze gelmiş kapısına.
Gel doktor gel, kocam felaket... Koyulmuşlar yola.
Adam hakikatten felaket durumda, yatakta.
Bizim doktorda bir korku, ilk teşhisimi nasıl koyacağım diye. - Amca şikayetin ne? - Oğlum motoru fena bozdum, ayıptır söylemesi kıçımı tutamıyorum. Bana bir reçete.
Bizimki kafasını yukarı kaldırıp "Allahım şükürler olsun, teşhisi hasta kendisi koydu!" demiş.
Ve o heyecanla ishal ilacı yerine bir kutu Xanax'ı yazıvermiş.
Huzur içinde evine gitmiş.
Ertesi gün ihtiyarın durumunu merak eden doktor, adamın kapısını çalmış. Kapıyı karısı açmış, bizimki kahvede demiş. Bunu duyan doktor iyice sevinmiş. Tutmuş kahvenin yolunu. Bakmış arkadaşlarıyla pişpirik oynuyor. "Amca durumun nasıl, iyileştin mi?" diye sormuş.
İhtiyar aynen şöyle cevap vermiş: "Vallahi doktor etrafı b.k götürüyor ama gel gör ki hiç kafama takmıyorum."
Bazen kafayı takmak iyidir olana bitene, en azından etrafı b.k götürmez.