Bir süreden beri HDP’li milletvekillerinin terör örgütü ile iç içeliğinin özellikle sürdürülmekte olan operasyonları tıkamak amaçlı faaliyetleri ile kamuoyuna iyice malum olmasıyla birlikte dokunulmazlıklarının kaldırılıp kaldırılmayacağı konusu gündemde yer etmeye başladı. En son olarak da Ankara’da 29 şehit ve yetmişe yakın yaralı ile yüreklerimizi dağlayan menfur intihar saldırısını gerçekleştiren teröristin taziyesine katılan HDP’li milletvekilleri, terör örgütü ile ilişkilerini bir kez daha tescillemiş oldular.
Hal böyle olunca, Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, kabine üyeleri, CHP ve MHP yönetimleri üstüste HDP ile terör örgütü arasındaki ilişkiye ve bunun dokunulmazlık zırhı içerisinde gerçekleştiriliyor olmasına işaret ettiler. CHP bu konuda net bir tavır koyamasa da, hatta bazı CHP’lilerin de HDP ile benzer tavırları zaman zaman medyaya aksetse de, AK Parti ve MHP’nin tutumu son derece açıktır, terör ile ilişkisi olanların dokunulmazlıklarının kaldırılması yönündedir.
Bu yaklaşım son derece doğrudur. Siyaset yapmak üzere yetki almış insanların terör ile aynı eksende seyretmesi, terörün daha da yıkıcı hale gelmesi için mücadele içinde olması elbette demokrasi ve insan hakları ile bağdaşmaz. Parlamenterlik görevleri ile de asla birlikte yürütülemez. Bu bakımdan, yapılması gereken bellidir: Teröre bir şekilde bulaşan milletvekilinin bunu TBMM üyeliğinden aldığı cesaret ve dokunulmazlık zırhı içinde en üst seviyeye taşımasının önüne geçmek… Yani, dokunulmazlığın kaldırılmasıdır.
Şimdi, HDP içerisinde böyle bir girişim olduğu zaman topyekün TBMM’den çekilme konusu tartışılıyormuş. İnşallah öyle hayırlı ve faydalı bir girişimde bulunurlar. Zaten, en hararetli destekçileri bile “aldatıldık, kandırıldık” cümleleri kurarak seçim süreçlerinde bu partinin demokrasiye ve bütünleşmeye katkı sağlayacağını düşündükleri için oy kullandıklarını belirtiyor; gelinen noktada rahatsızlıklarını izhar ediyorlar.
Madem böyle bir tartışma ortamına girdiler, çekilsinler. Demokratik mücadele, insan hakları gibi söylemlerle hendekleri, bombalı barikatları, mayınlı, tuzaklı yolları, cinayetleri, intihar saldırılarını, toplu katliamları kastediyorlar ise zaten bu parlamento çatısı altında yürütülecek bir faaliyetler silsilesi olamaz.
Hergün şehit haberleri alan bir toplumun psikolojisi bunların milletin temsilcisi olduğuna dair hiçbir iddiayı da kabul edemez, buna müsait değildir.
İntihar saldırısını ile masum insanları iş çıkışı evlerine dönerken katleden, üstelik bunu TBMM’ye birkaç yüz metre mesafede gerçekleştiren bir teröriste sahip çıkan, onu adeta bir kahraman gibi takdim ile kendini görevli addeden insanların milletin temsilcisi olarak görev ve yetkileri zaten kalmamıştır. Hiçbir meşruiyetleri yoktur.
Şimdi, yine aba altından sopa gösterir gibi, “Çekiliriz, TBMM’de yer almayız” vb. mesajlar hiç kimse tarafından zerre kadar ciddiye alınabilir mahiyette değildir. Varlıkları terör örgütü dışında kime ne katkı sağlıyor ki, yoklukları ile bir boşluk oluşsun. Bu neviden tehditlere de itibar edilmemelidir. Çekilen çekilsin. Hele gerekçesi böyle teröre destek olmalarına izin verilmemesi gibi bir temele dayanıyor ise, zaten kaldıkları, bir saniye bile fazladan o mevkide bulunmaları bile züldür.
TBMM içtüzüğünün amir hükümleri uygulanmalıdır. Dokunulmazlık zırhı ile, parlamenterlik vazifesi ile bağdaşmayan hal ve tutumları olanların bu zırhtan arındırılarak, yargı karşısına çıkmaları temin edilmelidir. TBMM üyeliği ile aynı anda terör örgütü üyeliği bağdaşmaz. TBMM üyeliği kimseye suç işleme, hele terörist faaliyetler içinde bulunma ayrıcalığı sağlamaz.
HDP’nin ve buradan seçilerek milletvekili sıfatı kazananların demokrasiye hiçbir katkısı olmamıştır. Bu gün yıkılıp yakılan her mahallede, her şehirde, ölen her insanın kanında bunların eli vardır, vebali vardır. Hizmet etmemişler, gariban insanların hayatlarını mahvetmişlerdir. Kendilerine oy verenlerin çocuklarını terörist yapma çabası içine girmişlerdir. Artık halkın da bunların şen’i emellerinden kuşkusu kalmamıştır. Onun içindir ki, HDP’nin de, diğer yapıların da, liderlerinin de, piyonlarının da çağrıları karşılık bulmamaktadır. Aziz milletimiz onları tasfiye etmiştir. Şimdi TBMM bulunmaları da, dokunulmazlık sahibi olmaları da millete yüktür.