Prensip olarak siyasi partilerin kapatılmalarına karşıyım. Siyasi partilerin faaliyet gösteremediği bir ortamda demokrasiyi işletmek, sürdürmek mümkün olamaz. Siyasi partilerin birbirlerinden çok farklı fikirleri, düşünceleri ve yaklaşımların bulunması ve bunları seslendirmesi de kuşkusuz ki bir zorunluluktur. Hiç kimse kendisine aykırı gelen görüşlerden dolayı bir siyasi partinin varlığının ortadan kaldırılmasını isteyemez ve bekleyemez.
Ancak iş HDP’ye gelince konuştuğumuz husus bir siyasi partinin kapatılması biçiminde ele alınıp değerlendirilebilir mi?
Tartışmalar demokrasi ve siyasi parti kapatılması zaviyesinden yürütüldüğü için öncelikle ele almamız gereken konu tam olarak bu…
Siyasi partiler silahlı faaliyet yürütebilir mi?
Siyasi partiler şiddeti savunabilir mi?
Siyasi partiler terörist yapılanmalarla içiçe olabilir mi?
Siyesi partilerin anayasa ve yasalarla suç olarak tanımlanmış faaliyetlerde bulunma özgürlükleri var mı?
Siyasi partilerin aldıkları oylar suça karşı bir bağışıklık ve dokunulmazlık kazandırır mı?
Siyasi partiler bulundukları ülkelerin bütünlüğünün parçalanması için çaba gösterebilirler mi?
Cevaplanması gereken sorular da bu…
Hiçbir demokratik sistemde siyasi partilerin terörle, şiddetle iç içe faaliyet yürütmesi, silahlı örgütlere dayanması kabul edilemez. Avrupa bunu daha da ileri götürmüş, Batasuna davasında “terörü açıkça kınamamayı” bile kapatılma sebebi olarak kabul etmiş.
HDP ile ilgili davada kimi siyasi partilerin çıkıp “kapatma davası demokrasimize zarar veriyor, Avrupa ve ABD ile ilişkilerimizi zedeliyor” biçiminde çıkışları hiçbir geçerli hukuki ve demokratik ilkeye uymuyor.
HDP yöneticileri, mensupları PKK terör örgütü ile ilişkilerini gizleme, saklama ihtiyacı bile hissetmiyor ve aleni bir şekilde her fırsatta bu ilişkiyi öne çıkarıyorlarsa, il ve ilçe örgütlerini terörist yapılanmasın istasyonları gibi kullanıp örgüte eleman ve maddi kaynak kazantırmak için kullanıyorlarsa bunu görmezden gelebilmek mümkün mü?
Türkiye’nin ulusal ve uluslararası ortamlarda genel yararına hiçbir kararda bu partinin bir katkısı var mı?
TBMM’de gurubu bulunan partiler tarafından alınan kararlara bakalım, bir tanesinde bile HDP katılmış mı?
Cumhuriyet Halk Partisi’nin günümüz yöneticilerinin HDP’yi HDP’lilerden fazla savunma çabalarının partinin geçmişi ile, gerçekleri ile, ilkeleri ile zerre kadar iler tutar tarafı bulunuyor mu?
Emperyalistlerin ülkedeki beşinci kolu haline gelen bir yapıya bu kadar sahip çıkıyor olmalarının CHP ideolojisi ile en küçük bir ilişkisi olabilir mi?
Demokrasiyi savunalım. Çok sesliliği savunalım. Farklı görüşlerin yaşaması için mücadele verelim. Ama ülkemizin birliğini, bütünlüğünü ve geleceğini de gözeterek. Ama terör ve şiddete geçit vermeyerek. Hukukun üstünlüğünü görmezden gelmeyerek…