HDP/PKK'da Öcalan - Demirtaş hesaplaşması

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in katıldığı bir televizyon programında HDP'yi hedef alan agresif açıklamaları partide derin bir sessizliğe neden oldu. Ancak bu suskunluğu, bir süre önce tutuklu bulunduğu cezaevinden çıkan HDP 26. Dönem Milletvekili Sırrı Süreyya Önder bozdu. Bu tartışmanın gizli kodlarını ise Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk, okurları için çözdü...

İYİ Parti lideri meral Akşener'in "HDP’yi, PKK terör örgütünün yanına konumlandırıyoruz. Hep bunu söyledik” şeklindeki sözlerine sert çıkan Önder, "Bize aracı gönderen, ‘Şurada kiminle çalışalım? Nasıl yapalım?’ diye fikrimizi merak eden bir siyasal parti, bugün bize koordinat biçemez." ifadeleri ile Akşener'e karşılık verdi.

Görünürde CHP-İYİ Parti ve Saadet Partisi'nden oluşan Millet İttifakı'nın bu gizli ortaklığını deşifre eden Sırrı Süreyya Önder'in bu mesajı siyasette yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi ve taraflaran peş peşe yeni açıklamalar geldi.

Hem HDP içinde, hem de Millet İttifakı'nda büyük çatlaklara neden olan bu tartışmanın, gözden kaçan çok önemli bir boyutuna ise Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk bugünkü "Sırrı malum “sırrı” ifşa etti, zımni ortaklar arasına kara kedi girdi" başlığını taşıyan köşe yazısında değindi.

Yaşananları, Abdullah Öcalan ve Selahattin Demirtaş'ın son olarak İYİ Parti üzerinden giriştiği bir güç mücadelesi olarak yansıtan Öztürk şu ifadeleri kullandı;

"Kürt olmayan bir HDP’lidir Sırrı Süreyya Önder ve bana göre Öcalan’ın “resmi” dilidir. Yani Öcalan’ın ne düşündüğünü doğrudan Önder’i dinleyerek anlayabilirsiniz.

Bunu hatırda tutunca İyi Parti’ye yönelik eleştirileri sırasından Önder’in kurduğu bir cümle çok çok dikkat çekici hale geliyor.

Diyor ki: “Biz o gün böyle yapmakla ve bu bağra basılan taşı da kimsenin merak etmemesi ile, bugün böylesi değerlendirmelerin muhatabı oluyoruz.”

“Gerekirse bağrınıza taş basın” diyenin Selahattin Demirtaş olduğunu hatırlayınca Önder’in cümlesinde bir kinayenin de olduğunu görebiliriz."

- İŞTE HASAN ÖZTÜRK'ÜN KÖŞE YAZISININ İLGİLİ BÖLÜMÜ;

Tartışma devam ederken bir an olsun durun ve şunları lütfen hatırlayın:

1. HDP bir koalisyon partisidir. Yani içinde PKK terör örgütünü de sol fraksiyonları da barındırır.

2. HDP içinde İmralı ile Edirne arasında kıyasıya bir mücadele yaşanmaktadır. Buna kuşak çatışması da diyebilirsiniz.

3. Bu mücadelenin en son örneğini yerel seçimlerde gördük. Selahattin Demirtaş, 31 Mart öncesi HDP tabanına oy kullanma çağrısı yapmış, “Varsa azıcık hatırım, ricam şudur ki, gerekirse bağrınıza taş basın, ama mutlaka sandığa gidip ‘Faşizme hayır’ anlamına gelecek oyunuzu kullanın” demişti. 24 Haziran’da yenilenen İstanbul seçimlerinde ise doğrudan Ekrem İmamoğlu’na destek istemişti.

4. İmralı’daki PKK elebaşı Abdullah Öcalan ise yazdığı mektupla, “HDP’de vücut bulan demokratik ittifak anlayışı güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır” diyerek üçüncü yol çağrısında bulunmuştu. Kuşak çatışmasında Öcalan, Demirtaş’a yerel seçimlerde söz geçiremedi.

5. Kürt olmayan bir HDP’lidir Sırrı Süreyya Önder ve bana göre Öcalan’ın “resmi” dilidir. Yani Öcalan’ın ne düşündüğünü doğrudan Önder’i dinleyerek anlayabilirsiniz.

Bunu hatırda tutunca İyi Parti’ye yönelik eleştirileri sırasından Önder’in kurduğu bir cümle çok çok dikkat çekici hale geliyor.

Diyor ki: “Biz o gün böyle yapmakla ve bu bağra basılan taşı da kimsenin merak etmemesi ile, bugün böylesi değerlendirmelerin muhatabı oluyoruz.”

“Gerekirse bağrınıza taş basın” diyenin Selahattin Demirtaş olduğunu hatırlayınca Önder’in cümlesinde bir kinayenin de olduğunu görebiliriz.

6. HDP’de Önder gibi Öcalan’ın resmi dili olan bir isim daha var. O da eşbaşkan Pervin Buldan’dır. Buldan daha bir kaç ay önce şöyle demişti:

“Yeni ittifakların olması gerektiğini savunan bir partiyiz. CHP’nin çekingenliğinden çıkması gerek. Cesarete ihtiyaç var bence. Biz kadınlar olarak tiyatro oyununda birlikte bu görüntüyü verdik, bu cesareti gösterdik. Bu cesareti herkesin göstermesi gerek. Bir dahaki seçimlerde daha açık daha şeffaf birlikteliklere ihtiyaç olacağını düşünüyorum.”

7. HDP’li Fatma Kurtulan ise Meclis kürsüsünden İyi Parti sıralarına dönerek aynen şunları söylemişti: “İYİ Parti, size söylüyorum: Size rağmen, içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK’ye içinde gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP’nin oylarıyla oturuyorsunuz.”

Bütün bunları hatırlattıktan sonra şunları söyleyerek bitirelim.

İyi Parti’nin hangi şartlarda ve nasıl kurulduğunu biliyoruz. MHP’deki kongre tartışmaları sonrasında kurulan İyi Parti’nin hem genel seçimlerde hem de yerel seçimlerde ana motivasyonu “Erdoğan ve Bahçeli” düşmanlığıydı.

Bu anlamda, resmi olarak CHP ve SP ile kurulan Millet İttifakı’na zımni destek veren HDP’ye bugüne kadar ses çıkarmamışlardı.

Ne var ki özellikle 31 Mart yerel seçimleri sonrası oluşan siyasal iklimde CHP’nin HDP ile aynı söylem içinde bulunması hatta yerel siyasetçilerin bir takım söylem ve uygulamalarının HDP’yle paralellik göstermesi ve üzerine bir de HDP’li Buldan’ın “açık ittifak” çağrısı İyi Parti için yol ayrımının başlangıcı oldu.

Bana göre yakında Millet İttifakı’nın resmi ve gayri resmi ortakları arasında çok daha sert tartışmalar yaşanacak.

Takipteyiz.

Reytingler artmazsa dizi ekranlara veda edecek Talisca Fenerbahçe'ye mi gidiyor? Şiddetli yağış nedeniyle göle dönen caddede banyo yaptı
Sonraki Haber