Cengiz Semercioğlu pazar günü gazetesinin birinci sayfasını, Harun’un vefatının ardından yazdığı incitici yazı yüzünden babası Eşref Kolçak’ın elini öpüp, helallik istediği röportajla kapatmış.
Halbuki "alkolik" değil, "uyuşturcu müptelası" demişti köşesinde rahmetli Harun için ve aynı gün doktoru tarafından yalanlanmıştı.
Pazar günkü yazıda bundan eser yok elbette...
Laf cambazlığı yapıp araya kaynatmaya çalışmış yediği naneyi...
Anlayacağınız yine bir alicengiz oyunu yapmış ve hem Eşref Bey’i, hem de Hürriyet okurlarını kandırmaya kalkmış.
Elbette kanmadık...
Ciğerini biliriz onun, inanmadık...
Gelelim helallik meselesine...
Cengiz Bey kardeşim madem vicdan azabın gazete manşetlerine çıkacak kadar sıkıştırmaya başladı ruhunu; gel yol yakınken hakkına girdiğin herkesle helalleş.
Mesele Rüzgar Çetin’in kafası bir dünya, görev başında şehit ettiği trafik polisimizin ailesinden de helallik iste yüreğin yetiyorsa...
Hani şu “Aklıma gelmezdi bir simitçinin ölümüne ağlayacağım” diye yazmıştın ya köşende...
Git bul o simitçinin ailesini; onlardan da bu çirkin ifade için af dile yüzün varsa...
Kırdığın, kayırdığın, çıkar için ayaklarını kaydırdıklarını ara birer birer...
Git aslanların önüne kurban diye attığın Gökhan Kimsesizcan’dan helallik al...
Ve gram cesaretin varsa, sana aylar önce sorduğum 13 sorunun cevabını ver...
Ver ki ben de sana hakkımı helal edeyim...
Yok eğer hala susmaya devam edersen, yine kıvrak hareketlerle minder dışına kaçmaya kalkarsan haberin olsun bırakmayacağım peşini...
Ve sen nedamet getirip, kabahatlerini bir bir itiraf edene kadar, tıpkı Arap Fiko abinin sabahın bir vakti bana attığı mesajdaki gibi, tepende sallanmaya devam edeceğim Demoklesin Kılıcı gibi...