‘Anadolu’nun Kayıp’ şarkıları diye bir müzikal belgesel seyretmiştim vakti zamanında. Nezih Ünen yöre yöre bütün Anadolu’yu dolaşmış, bin yıllık türkülerimizi hem orijinal yorumcularına söyletmiş, hem de gönül teline dokunan hikayelerini anlattırmıştı.
Karadeniz Bölgesi’nde bir ihtiyar amcayla röportaj yapmıştı; adı ‘Deli Şevki’. Bu lakabın nereden geldiğini sorduğunda ise şu cevabı almıştı: “Hiç kimseye boyun bükmeyip, kimseye zarar vermeyen adama deli derler…”
Yıllardır aradığım cümleyi söylemişti sonradan vefat ettiğini öğrendiğim, nur içinde yatsın, Şevki Amca.
Ne kimseye boyun bükeceksin, ne de zarar vereceksin; galiba delilik mi meczupluk mu artık adını sen koy, işin sırrı budur hayatta. Çok etkilenmiş, defalarca dinlemiş, Anadolu irfanının derinliğine bir kez daha büyülenmiştim.
Hala da başucumda durur. Kimi gün efkardan, kimi zaman neşeden evde ‘Anadolu’nun Kayıp Şarkıları’ çalar durur.
Bir de ‘Yeni Türkü’ parçası vardır; o da delileri anlatır…
“Diyorlar ki bazen gözlerimden
Deliler doluşmuş bakıyor birer birer
Delilerden sen anlarsın, konuş onlarla
Nasıl muhtacım buna
Diyorsun ki bazen geceler boyu
Sayıklarmışım olanları birer birer
Düşlerden sen anlarsın, konuş onlarla
Nasıl muhtacım buna…”
Madem bugün Dünya Deliler Günü, kutlamamak olmaz. Bunca yıl emek vermişim ben delilik müessesine, bir selam yollamazsam olmaz.
Meczup kelimesinin sözcük anlamı için sözlükler “Kendini Allah’a vermiş, Allah sevgisiyle aklını yitirmiş, Allah aşığı” diyorlar. Bana bin numara büyük bir mekanı – makamı – hali tarif ediyorlar.
Elbette ulaşmam mümkün değil ama delilik konusunda ciddi liyakat sahibi biri olarak o hedefe varabilmek konusunda da kararlıyım.
Kim bilir belki bir gün meczupluğa da varabilirim dilerim ama tepeden tırnağa bir deli olarak bu halime de, çok şükür, peşin peşin razıyım. Çoktan aldım kabul ettim!
Hepimizin günü kutlu olsun sevgili deli arkadaşlarım…