'Heyecanla beklediğimsin canımsın'

Antalya’da sezaryenle doğum için gittiği özel hastanede fenalaşarak başka bir özel hastaneye sevk edilen ancak kurtarılamayan Döndü Güler’in (26) doğuma 10 gün kala yaptığı paylaşımlar yürekleri dağladı. Doğmadan 'Umay' koyduğu kızı için hazırladığı odasını çeken anne, "Hatice Umay’ımın odası az kaldı kızım son 10 gün heyecanla beklediğimsin canımsın" paylaşımında bulundu. Talihsiz anne, bebeğinin ultrason görüntülerini de paylaşımları arasında yer verdi.

This browser does not support the video element.

Ankara’da görev yapan polis memuru Erol Güler (28), Antalya’nın Aksu ilçesinde yaşayan Döndü Güler (26) ile 2018 yılında dünyaevine girdi. Bir süre sonra hamile kalan genç kadın, doğum sürecine girdi. 3 gün önce Manavgat ilçesinde bulunan özel bir hastaneye sezaryenle doğum için giden Güler, burada sağlıklı bir kız bebeği dünyaya getirdi. Doğumun ardından odaya getirilen genç kadın birden rahatsızlandı. İddialara göre, nefes alamayan ve ağzından sıvılar akmaya başlayan Döndü Güler, Antalya’daki özel bir hastaneye sevk edildi. Güler, hastanede kalp krizi geçirerek, bu sabah saat 02.00 sıralarında yaşamını yitirdi. Çiftin ‘Hatice Umay’ adını verdikleri bebeklerinin sağlık durumunun ise iyi olduğu ve kontrollerinin yapıldığı öğrenildi.

Eşinin ölüm haberiyle sarsılan Erol Güler, ihmal olduğunu ileri sürerek hem Sağlık Bakanlığına hem de Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunup, otopsi yapılmasını talep etti. Döner Güler’in cansız bedeni ise otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumuna kaldırıldı.

"EŞİM KENDİNDE DEĞİLDİ''

Eşini 7 Temmuz'da sezaryen için hastaneye götürdüğünü anlatan Erol Güler, “Sezaryenden ilk önce çocuğum çıktı, sonra eşimi getirdiler. Eşim geldiğinde kendinde değildi. Nefes alamıyordu, gözleri boş bakıyordu. Bu yüzden görevli personelleri uyardık. Onlar da narkozdan dolayı olduğunu söylediler. Geçeceğini söylediler. Ben 10-15 defa gittim, ‘nefes alamıyor gelin bakın’ dedim. Yine narkozun etkisinde olduğunu söylediler. Sonra eşimi kıyafetlerini giydireceklerinde yan döndürdüklerinde ağzından sıvılar akmaya başladı. O zaman müdahale etmeye başladılar” iddiasında bulundu.

"HERHANGİ BİR TANI KONULMADI"

Ardından eşinin Antalya’daki özel bir hastaneye kaldırıldığını kaydeden Güler, “Bu şekilde hastaneye gelir gelmez kalp krizi geçirdi ve organları iflas etti. İkinci kalp krizini geçirdi. Eşim gece 04.00’te vefat ettiğinde ölüm belgesine epilepsi yazıldı” ifadelerini kullandı.

“İLK ÇOCUĞUMUZDU”

Güler, eşinin kronik bir rahatsızlığı olmadığının altını çizdi. Güler, “İlk çocuğumuzdu. Allah’a şükür sağlıklı. Kontrollerini yaptırdık. Şu anda da ablam bakıyor. Eşim vefat ettikten sonra da karakola giderek şikayette bulunduk” dedi.

"Benim eşimin canı yandı" diyerek gözyaşı döken polis memuru Güler, “Benim çocuğum anasız büyüyecek, başka çocuklar anasız büyümesin. Ne yapılması gerekiyorsa yapılsın. Devletimden başka bir şey istemiyorum” diye konuştu.

Konuşmakta güçlük çeken genç kadının annesi Iraz Saykun ise, “Çocuğumu odaya çıkardıklarında, ‘çocuğum kriz geçiriyor, gözü tavana baktı’ dediğimde müdahale etmediler. O kadar kötüydü ki. Anlatamam ben, çocuğumun o hallerini anlatamam” dedi.

Saykun, konuşmasının ardından morg bahçesi içinde bulunan kaldırıma oturarak uzun süre gözyaşı döktü ve ağıt yaktı.

Genç kadının doğumdan 10 gün önce sosyal medyasından yaptığı paylaşım yürekleri burktu. İsmini daha doğmadan 'Umay' olarak koyduğu kızı için hazırladığı odasını çeken anne, "Gözler Yıldız Kaş Hilal" isimli şarkının, "Gözler yıldız kaş hilal, almış ele okla yay, gel bir turan kuralım, kızımız olsun Umay" sözleri eşliğinde yaptığı paylaşıma "Hatice Umay’ımın odası az kaldı kızım son 10 gün heyecanla beklediğimsin canımsın #unicorn #umay #kalp #seventeen #karşılıksızsevgi" notunu düştü.

(İHA)

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Eğitim-öğretim meselesi siyaset üstüdür! Görevden alınan DEM'li eş başkandan skandal çağrı! Rus stratejist, Türkiye’yle ilgili öyle bir tanım yaptı ki! CHP'li Meclis üyesinden gazeteciye tekme tokat dayak! Kerkük'te PKK'dan taşıma nüfus oyunu! F-35 programından çıkarılmamız şans mı?