Hicri Yılbaşı ne zaman hangi gün? Hicri Takvime göre Yılbaşı hangi gün önemi nedir?

Hicri Yılbaşı ne zaman hangi gün soruları araştırma konusu olmaya devam ediyor. Müslümanlar Hicri takvime göre yılbaşı hangi gün ve bu yıl hangi tarihte sorularına yanıt arıyor. Peki Hicri Yılbaşı nasıl ortaya çıktı önemi nedir?

Hicri Yılbaşı nedir nasıl ve ne zaman ortaya çıktı gibi sorular vatandaşlar tarafından araştırma konusu olmaya devam ediyor. 30 Temmuz İtibariyle Hicri takvime göre yeni bir yıla giriyoruz. Hicri Takvimin başlangıcı Hz. Ömer'in halifeliği döneminde Hz. Ali'nin teklifi ile Hicretin gerçekleştiği gün olarak kabul edilmiştir. Bu yıl Hicri yılbaşı 30 Temmuz tarihine denk gelmekle birlikte aynı zamanda Muharrem ayının başlangıcı olarak kabul edilmektedir.,

Müslümanlar için bir dönüm noktası olan hicret, tarihte yeni bir sayfa açmıştır. Hz. Ömer’in halifeliği döneminde hicretin gerçekleştiği gün, Hz. Ali’nin teklifiyle hicrî takvimin başlangıcı sayılmıştır. O günden itibaren de İslam âleminde 1 Muharrem hicrî takvimin başlangıcı olarak kabul görmüştür.

HİCRİ YILBAŞI NEDİR HANGİ GÜN ÖNEMİ NEDİR?

Hicri Yılbaşı veya 1 Muharrem (kameri) hicrî takvime göre Zilhicce ayının son gecesini Muharrem ayının birinci gününe bağlayan zaman dilimi. İslami takvime göre bir sonraki güne saat 00:00 da değil güneş batması ile (akşam ezanı) geçilir. Bu zaman dilimi ay takvimi esaslı olduğu için bir sonraki hicri yılbaşı 11 ya da 12 gün daha erken bir tarihe denk gelir. Muharrem ayı, Zilkade, Zilhicce ve Receb ile beraber Kur'an'da kıymet verilen dört haram aydan biridir. Bu aylarda barış içinde yaşanması, savaş yapılmaması ile ilgili İslam öncesi ve sonrası kurallar mevcuttur. Muharrem ayı, hicrî kamerî yılın birinci ayıdır. Şii Müslümanlar tarafından ise Muharrem ayının 10. günü Aşure Günü olarak kutlanır.

HİCRİ YILBAŞI NASIL ORTAYA ÇIKTI?

İslâm'dan önce Arabistan'da yaşayan Arapların belli bir takvim ve tarih sistemleri yoktu. Tarih tesbiti bazı büyük ve önemli olaylar esas alınarak yapılıyordu. Meselâ eski Araplar önemli savaşların yapıldığı zamanları tarih başı kabul ederlerdi. Bunlar arasında Husus Harbi, Ficar Savaşı ve Zikar Günü gibileri pek meşhurdu. Son olarak da "Fil senesi" ismini verdikleri yılda Yemen Kralı Ebrehe'nin ordusuyla birlikte Mekke üzerine yürüyüp Kabe'yi yıkmak istediği hadise, takvim başı olarak kabul görüyordu. Bu olay Peygamber Efendimizin dünyaya teşriflerinden 54 gün önce meydana gelmişti.

Ay hesabına göre, Arapların kullandığı on iki ay sırayla şunlardı: Muharrem, Safer, Rabiülevvel, Rabiülâhir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelâhir, Receb, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhicce.

Araplar bu on iki ayı sırayla takip etmekle birlikte senelerin sayısında ihtilaf ediyorlardı. Çünkü belirli bir takvim başlangıcı esas alınmıyordu. Genellikle o zaman göçebe bir hayat yaşamakta olan Arap kabilelerinin belki de buna pek ihtiyacı yoktu.

Fakat ne zaman ki İslâmiyet geldi, kısa zamanda birçok beldeleri hâkimiyeti altına aldı. Bütün kurumlarıyla bir İslâm devleti kuruldu. O zaman bir takvim ihtiyacı da vazgeçilmez bir hal aldı. Çünkü idari işleri düzenlemede birçok aksaklıklar sırf bu yüzden meydana geliyordu.

Rivayete göre, bir seferinde Hz. Ömer (r.a.) halife iken kendisine bir borç senedi getirildi. Alacaklı ile borçlu bu senedin tarihi hakkında anlaşmazlığa düşmüşlerdi. Alacaklı senedin üzerindeki "Şaban" ayı yazısının bu yıla ait olduğunu söylerken, borçlu gelecek yıla ait olduğunu iddia ediyordu.

Bu ve bunun gibi karışıklıklar üzerine Halife Hz. Ömer danışma kurulunu topladı. Meseleyi onlara anlattı, bir tarih tesbitinin gerekliliğini ortaya koydu.

Bunun üzerine Ashab arasında bu mesele görüşüldü. Çeşitli teklifler ileri sürüldü. Bazıları diğer milletlerin tarih ve takvim başlangıçlarını teklif etti.

Sa'd bin Ebi Vakkas, Resulullah Aleyhissalâtü Vesselamın vefatının tarih başlangıcı olmasını, Hz. Talha da (r.a.) bi'setin, yani peygamberlik vazifesinin Allah Resulüne verilmesinin esas alınmasını teklif etti.

Hz. Ali'nin (r.a.) teklifi ise, Hicretin tarih başlangıcı olarak alınması idi.

Bu arada bazı Sahabiler, Peygamber Efendimizin doğum tarihinin esas alınmasını ileri sürmüşlerdi.

Bütün bu teklifler görüşüldü, gözden geçirildi. Sonunda Hz. Ali'nin (r.a.) teklifi olan Hicretin tarih başlangıcı olması oybirliğiyle kabul edildi.

Bilindiği gibi, Hicret 12 Rabiülevvel 622'de gerçekleşmişti. Ancak Araplarda ötedenberi Muharrem ayı sene başı olarak kabul gördüğünden, aradaki iki aylık bir farklılık dikkate alınmadı. Böylece 1 Muharrem 622 tarihi Hicrî birinci yılın başı oldu.

Hicrî takvim, Kamerî aylara göre yapıldı. Ancak Hicrî sene güneş yılından yaklaşık on gün kadar daha az olduğundan güneş senesine göre otuz üç senede bir sene fark yapmaktaydı. Bu sebeple iş hayatında bazı zorluklar oluyordu. Bundan dolayı daha sonraları Rûmî takvim ismiyle bir güneş takvimi vücuda getirildi.

2030 Ramazan iki kere mi oruç tutulacak? 2030 Ramazan başlangıcı 26 Kasım 2024 Salı akademik kadro ilanları yayımlandı! 26 Kasım tarihli kararlar Resmi Gazete'de yayımlandı! İşte o kararlar
Sonraki Haber