Hopa Engereği nedir? Zehirli midir?

Trabzon'da bir evin bahçesinde görülen 2 metre uzunluğundaki yılan evin sahibi tarafından öldürüldü. Öldürülen yılanın engerek türünden olduğun öğrenilirken, "Hopa Engereği" vatandaşlar arasında merak konusu oldu. Peki Hopa Engereği nedir? Zehirli midir? Nerelerde görülür? Türle ilgili tüm bilgileri haberimizden okuyabilirsiniz.

Trabzon'un Köprübaşı ilçesinde bir evin bahçesinde görülen 2 metre uzunluğundaki yılan, evin sahibi tarafından öldürüldü. Öldürülen yılanın, engerek türünün, Doğu Karadeniz'deki tek endemik çeşidi 'Hopa engereği / Kafkas Engereği' (Vipera kaznakovi) olduğu belirlendi. Nesli tehlike altındaki 'Hopa engereği'nin yaşam alanlarının korunması için kapsamlı eylem planı yürütüldüğü öğrenilirken, vatandaşlar bu engerek türüyle ilgili bilgi almak için araştırmalara başladı. Peki Hopa Engereği nedir? Zehirli midir? Nerelerde görülür? Soruların yanıtı bu haberde...

Öncelikle size olayı aktaralım: Köprübaşı ilçesi Gündoğdu Mahallesi'nde, Ramazan Sancak koyunlarını otlatmaya götürdüğü sırada evinin bahçesinde yaklaşık 2 metre uzunluğunda bir yılan fark etti. Sancak, sopayla vurarak yılanı öldürdü. Yılanı görünce korktuğunu anlatan Ramazan Sancak, "Koyunlarımı otlatmaya götürüyordum. İlk kez böyle büyük bir yılan gördüm. Onu sopayla öldürdüm. Çevrede yılan yumurtaları bulmuştuk. Bu nedenle çevrede yılanlar olmasından endişe ediyoruz" dedi. Çevrede yaklaşık 40 yılan yumurtası bulan mahalle sakinleri de büyük endişe yaşadıklarını söyledi.

ENDEMİK TÜRÜN KORUNMASI İÇİN ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR
Köprübaşı ilçesinde öldürülen yılanın, dünyanın en zehirli yılanlarından olan engerek türünün Doğu Karadeniz'deki tek endemik çeşidi 'Hopa engereği' (Vipera kaznakovi) olduğu belirlendi. Türkiye'de, Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan ve 'Kafkas engereği' diye de bilinen Hopa engereğinin nesli, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Rize 12'nci Bölge Müdürlüğü, 2 yıl önce başlattığı çalışma ile bölgedeki yayılışı, yayıldığı alanlardaki popülasyonu, türe yönelik mevcut tehditlerin tespiti ve tehdit altında olduğu yaşam alanlarının korunması tedbirleri uyguladığı Hopa engereği için bulunduğu bölgedeki habitatın korunmasını kararlaştırdı. Müdürlük, 'Hopa engereği' için korunaklı yeni habitatlar oluşturulması, tarımsal ilaç ve gübre kullanımının kontrol edilmesi, insanlarla teması olan bölgelerde öldürülmesinin önlenmesine yönelik raporlar hazırladı. Bölgede Hopa engereği yılanı ısırması nedeniyle bugüne kadar bir vaka bulunmadığı belirtildi.

Gelelim Hopa / Kafkas Engereği denen yılan türünün özelliklerine...

HOPA / KAFKAS ENGEREĞİ
Kafkas engereği (Vipera kaznakovi), engerekgiller (Viperidae) familyasından sırt bölgesinin rengi genel olarak siyah, gri, sarı ve kırmızı renkli bir engerek türü.

Sırtın büyük bir bölümünü kaplayan ve baştan kuyruğa kadar uzanan zikzaklı bir şerit bulunur. Bu şerit bazen parçalı halde de olabilir. Vücudun yan tarafları küçük benekli ya da noktalı olur. Beyaz benekli olan karın bölgesinin rengi, siyah ve tonlarında olur. Genel olarak küçük kemiriciler, kertenkeleler ve çeşitli omurgasızlarla beslenirler. Kemiricilerle beslendikleri için yararlıdırlar. Boyları genel olarak 50–60 cm kadar olur.

Yağmur ormanılarının taşlık bölgelerinde yaşarlar. Rutubeti yüksek olan yerleri severler. Yüksekliği 2000 metreye kadar olan yerlerde bulunabilirler.

Türkiye'de sadece Hopa (Artvin) civarında yağmur ormanlarında habitatın uygun olduğu alanlarda yaşarlar.

ENGEREKLER
Engerek, engerekgiller (Viperidae) familyasından Vipera cinsini oluşturan çeşitli zehirli yılan türlerine verilen genel ad. Uzun, kıvrık ve içi boş olan ikişer tane zehir dişleriyle bunların gerisinde daha küçük yakalama dişleri mevcuttur. Başları üçgen şeklinde ve kuyrukları küttür. Daha çok geceleri avlanırlar.

TÜRKİYE'DE BULUNAN ENGEREKLER
Macrovipera lebetina obtusa
Montivipera bulgardaghica
Montivipera albizona
Montivipera raddei raddei
Montivipera raddei kurdistanica
Montivipera wagneri
Montivipera xanthina
Vipera ammodytes montandoni
Vipera ammodytes meridionalis
Vipera transcaucasiana
Pelias eriwanensis
Pelias anatolica
Pelias darevskii
Pelias barani
Pelias pontica
Pelias kaznakovi
Pelias olguni

ENGEREKGİLLER
Engerekgiller (Viperidae) bir zehirli yılanlar familyasıdır. Bu yılanlar Avustralya ve Madagaskar dışında dünyanın her yerinde bulunabilir. Hepsinin zehrin enjeksiyonunu sağlayan göreli olarak uzun dişleri vardır.

ALT FAMİLYALAR VE YAŞADIKLARI BÖLGELER
Azemiopinae - Myanmar, güneydoğu Tibet, Çin, Vietnam.
Causinae - Sahraaltı Afrikası
Crotalinae - Eski Dünya'da doğu Avrupa'dan Asya boyunca Japonya, Tayvan, Endonezya, Hindistan ve Sri Lanka'ya kadar. Yeni Dünya'da güney Kanada, Meksika, Güney Amerika'nın güneyi
Viperinae - Avrupa, Asya ve Afrika

YILANLAR
Yılanlar (Latince: Serpentes), Pullular (Squamata) takımına ait uzun, ayaksız etçil sürüngenlerdir.

Serpentes alt takımının üyeleri, ayaksız kertenkelelerden dış kulakların ve göz kapaklarının olmayışı ile ayırdedilirler. Bütün pullular gibi yılanlar da, vücudu üst üste binen pullarla kaplı ektotermik amniyot omurgalılardır. Çoğu yılan türü, ataları olan kertenkelerinkinden çok daha fazla eklemi olan bir kafatasına sahiptir. Bu yılanlara son derece hareketli çeneleriyle kendi kafasından daha büyük avları yutma imkânı verir. Dar vücutlarına uygun bir şekilde yerleşebilmesi için yılanların çift organları (böbrekler gibi) yan yana yerine biri diğerinin üstünde görünür ve çoğu bir tane işlevsel akciğere sahiptir. Bazı türler, kloakın her iki tarafında artakalan bir çift pençeyle birlikte pelvik kemere sahiptir.

Yılanlar Antarktika ve çoğu ada dışında dünyanın her yerinde bulunur. 456 cins ve 2900'ün üzerinde türü kapsayan tanımlanmış on beş familyası bulunmaktadır. Büyüklük aralığı 10 cm uzunluğundaki küçücük Leptotyphlops carlae türünden 7.6 metre uzunluğa erişebilen pitonlar ve anakondalara kadar değişiklik gösterir. Son keşfedilen Titanoboa cinsinin fosili 15 metre uzunluğundaydı. Yılanların Kretase döneminde hem kazıcı hem de sucul kertenkelerden evrimleştiği düşünülmektedir. Modern yılanların çeşitlenmesi ise Paleosen dönemde oldu. Yılanların Türkiye'de 47 türü bulunur.

Çoğu yılan zehirsizdir ve zehirli yılanlar da zehirlerini öncelikli olarak savunma amacından çok avı kontrol altına almak ve öldürmek için kullanırlar. Bazıları insanlarda acılı yaralanmalara ve ölüme sebep olabilecek denli güçlü zehire sahiptirler. Zehirsiz yılanlar da avlarını ya canlı olarak yutarlar ya da sıkarak öldürürler. Amatörler için yılanları görünüşüne göre zehirli zehirsiz olarak nitelendirmek zor olup onlardan uzak durmak ya da bir profesyonelle yaklaşmak gerekir.

Yılanların fosil kayıtları göreli olarak zayıftır, çünkü yılan iskeletleri genellikle küçük ve kırılgan olduğundan fosilleşme nadiren görülür. Yine de Güney Amerika ve Afrika'da henüz günyüzüne çıkarılan kertenkele benzeri iskeletsel yapılarla 150 milyon yaşındaki türler kolaylıkla yılan olarak tarif edilebilmektedir. Karşılaştırmalı anatomi temelinde yılanların kertenkelerin soyundan geldiğine dair konsensus bulunmaktadır. Fosil kanıtları yılanların varan gibi çukur kazan kertenkelelerden veya Kretase dönemindeki buna benzer bir gruptan evrimleştiğini göstermektedir. İlkel bir fosil yılan Najash rionegrina, sakrumlu ve tamamen karasal olan iki bacaklı bir çukur kazan hayvandı. Bu varsayımsal ataların günümüzdeki bir benzeri, yarı sucul olmasına rağmen Borneo'nun kulaksız monitör kertenkelesi Lanthanotus'dur. Toprak altı formları, çukur kazmak için gelişmiş ve dış uzuvlarını kaybetmiş vücutlara evrimleşmiştir. Bu hipoteze göre, şeffaf, kaynaşmış göz kapakları, ve dış kulakların kaybolması gibi özellikler, korneaların çizilmesi ya da kulakların toprakla dolması gibi toprak altı zorluklarının üstesinden gelebilmek üzere evrimleşti. Bazı ilkel yılanların arka ekstremitelere sahip oldukları bilinmektedir, ancak bunların pelvis kemikleri, omurgaya doğrudan bir bağlantıdan yoksundur. Najash'tan bir miktar daha eski olan Haasiophis, Pachyrhachis ve Eupodophis gibi fosil türlerinde arka ekstremiteler görülmüştür.

Modern yılanlar arasındaki ilkel gruplar, pitonlar ve boaların işlevini yitirmiş arka ekstremiteleri (çiftleşme esnasında kavramaya yarayan pelvis çıkıntısı) bulunur. Leptotyphlopidae ve Typhlopidae pelvik kemerden arta kalanların bulunduğu diğer gruplardır. Bu kısımlar bazen sert bir çıkıntı gibi görünür. Ön ekstremitiler hiçbir yılanda bulunmaz, ve bunların kaybolması ekstremiti morfojenezini kontrol eden Hox genlerindeki evrimle ilgilidir. Yılanların ortak atasının aksiyal iskeleti, diğer çoğu tetrapod gibi, servikal (boyun), torasik (göğüs), lomber (alt sırt), sakral (pelvis) ve kaudal (kuyruk) omurga gibi bölgesel olarak özelleşmiş yapılara sahipti.

GENEL BİLGİLER
Yılanlar, genellikle üç metre öteyi göremezler. Koku almada burun deliklerini değil dillerini kullanırlar. Uzun ve çatallı dillerinin her iki ucu havadan ve yerden gelen kimyasal kokuları alır. İçeri çekildiğinde dil ucundaki kokular damaktaki jakobson organında duyu haline dönüştürülür. Engerek yılanları zehirledikleri avının izini dilleriyle takip ederler ve ölüsünü bularak yutarlar. Yılanların burun delikleri, ağız kapalıyken alt çenedeki hava borusunun üzerine geldiğinden ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlarını yutarken ağız açık olduğundan burun deliklerinin hava borusuyla ilgisi kesilir. Böyle zamanlarda, vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan faydalanırlar. Çoğu yılanın sadece sağ akciğeri gelişmiş, diğeri adeta kaybolmuştur. Boa ve piton yılanlarında sol akciğerler küçüktür. İri avların yutulması uzun sürdüğü zaman ağız tabanında bulunan soluk borusunun girişi ağızdan dışarı çıkarılabilir. Bu özellik büyük hayvanları yemek için bir adaptasyondur, yılana ağız dolu olduğunda dahi nefes alma imkânı sağlamaktadır.

Yılanlar dış kulakları olmadığından uzun zaman sağır zannedilmiştir. Aslında çeneleriyle kulakları arasında kemik bağlantıları olduğundan, üzerinde bulundukları toprağın yansıttığı sarsıntıları kolayca işitirler. Çenesini yere koyan çıngıraklı bir yılan çok uzaktan gelen bir atın ayak seslerini bile kolayca duyabilir. Yılanların bulunabildiği arâzilerden geçen bir insan, gürültülü ayak darbeleriyle yürüdüğünde hiçbir yılana rastlamaz. Bazı yılanların göz ve burunları arasında ince zarlı iki çukur bulunur. Bunlar, sıcak kanlı hayvanların vücutlarından yayılan ısı dalgalarını (infrared) tespit ederler. Bunların sayesinde avlarını karanlıkta bile bularak takip ederler.

Yılan zehiri av etini eritmeye yarayan kuvvetli bir sindirim sıvısıdır. Zehirsiz yılanlarda bile zehirli olan kuvvetli bir sindirim sıvısı vardır. Ağızlarına parmak sokulduğunda veya dişlendiğinde tükürüklerinden dolayı yanma ve şişme yapar. Dişleri sökülen zehirli yılanlarda dişler tekrar sürer. Yılanların renkleri ve boyları çeşitlidir. Zehirli yılanların başları üçgen ve kuyrukları küt olduğu söylenirse de bunlar kesin belirtiler olamaz. Her yılanı zehirli kabul ederek onlardan sakınmak gerekir.

ÜREME
Yılanlar yumurtlayarak ürerler. Yumurtalardan ergine benzer yavrular çıkar. Bunlar hemen başlarının çevresine bakarlar. Boa, anakonda ve engereklerin çoğu yavrularını doğurur. Bunlar gerçek doğum değildir. Yumurtalar ana karnında gelişip açıldığından doğum gibi görülür. Buna “ovoviviparite” denir. Gebelik süresi 2 aydır.

Anadolu'da çiftleşen ya da çiftleşmeye hazırlanan yılanların erekte olmuş hemipenisleri çift yapılarından dolayı halk arasında sıklıkla "ayak" sanılarak "yılanların ayakları var" inancının oluşmasına sebep olur.

Çin lideri Şi Jinping emri verdi: Savaşa hazır olun! Teşkilat'ta o sahne izleyiciyi mest etti! Neslihan ve Altay yakınlaştı Fred: Yeniden bir araya gelme ve çalışma zamanı!
Sonraki Haber