Hukuk dışı baskını dünyaya böyle anlattı

Libya'ya gitmekte olan Türk kargo gemisini basan Alman askerlerinin hukuk dışı müdahalesine tepkiler dinmiyor. Veryansıntv yazarı Amiral Cem Gürdeniz, kanunsuz baskını dünyaya United World International'da kaleme aldığı İngilizce yazıyla anlattı. Gürdeniz yazısında, "Denizlerdeki seyir serbestisi ve Türkiye’nin egemenliğine yönelik bu müdahale, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında giderek büyüyen güvensizliğin yolunu açacaktır" ifadelerini kullandı.

Veryansıntv yazarı Amiral Cem Gürdeniz, Doğu Akdeniz'de Türk gemisine yönelik Irini Operasyonu kapsamında düzenlenen kanunsuz baskını dünyaya United World International'da kaleme aldığı İngilizce yazıyla anlattı.

İşte Gürdeniz'in yazısından satır başları;

Ne Almanya ne de AB’den, Türk Dışişlerinden veya Hükümetinden arama izni istediklerine dair bir açıklama gelmemiştir. Türk Dışişleri Bakanlığı yaptığı basın açıklamasında bu usullerin uygulanmadığını belirtmektedir. Çeşitli Alman makamlarının yanı sıra EUNAVFOR-IRINI ve AB kaynaklarının muğlak ve dayanaksız açıklamalarından, talebin yetkili kanallardan yapılmamış olabileceği, sürekli çaba gösterilerek diplomatik bir temas yapılmadığı; Almanya veya AB'nin Türkiye'yi yeterince beklemediği anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak, bu iki gerekçeyle BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK)2292 sayılı kararı ihlal edilmiştir.

Savunmasız Türk bayraklı bir ticaret gemisi neredeyse 16 saat boyunca işgal edilerek, Alman SAT timi tarafından gemi kaptanı ve mürettebatı silah zoruyla tehdit edilmiştir.

BMGK kararı kapsamında verilen yetki, AB ve Almanya tarafından Doğu Akdeniz anlaşmazlığında Türkiye aleyhine siyasi bir oldu bitti yaratmak maksadıyla kötüye kullanılmıştır.

Bu nedenle, Almanya ve / veya AB'nin eylemleri sadece denizlerdeki seyir serbestisi ve Türkiye'nin egemenliğini ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda BMGK kararının sunduğu yetkinin usulsüzlüklerle kötüye kullanılması nedeni ile BM Güvenlik Konseyi tarafından soruşturma yapılmasını da gerektiriyor.

Ancak bu olayın yol açtığı genel hasar, yasal, stratejik ve hatta jeopolitik sonuçlarıyla hayal gücümüzün ötesine geçme potansiyeline sahiptir. Bu koşullar altında şu değerlendirmeler yapılabilir:

1. Denizlerdeki seyir serbestisi ve Türkiye’nin egemenliğine yönelik bu müdahale, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında giderek büyüyen güvensizliğin yolunu açacaktır.

2. Söz konusu gemi (Alman), Taktik Komutan OTC-IRINI (Yunan Amiral) ve Harekât Komutanı / EUNAVFOR-IRINI (İtalyan Amiral) aynı zamanda NATO devletlerine ait olduğundan bu olay NATO dayanışmasına da zarar verecektir. ‘’NATO güven ve dayanışması nerede?’’ Sorusu sorulabilecektir.

3. 16. yüzyıldaki Hugo Grotius dönemine kadar uzanan denizlerdeki seyir serbestisi özgürlüğünün temeline, zorla silahsız bir ticaret gemisine çıkılarak büyük zarar verilmiştir.

4. Bu eylem, AB'nin Türkiye'ye karşı çözümü zor, ciddi bir düşmanca eylemidir. Türk halkının aklında ve kalbinde bu düşmanlığın yaratacağı etki, 4 Temmuz 2003'te Irak / Süleymaniye'de Türk Özel Kuvvetlerine yönelik Amerikan saldırısına benzer olacaktır.

5. AB, kesin ve inkâr edilemez operasyonel istihbarat olmadan şüphe üzerine hareket ettiğinden, bu yaklaşım, okyanuslardaki diğer oyuncular için sahte müdahaleler ve gemiye çıkma teşebbüslerine yol açacak ve örnekler oluşturacaktır. Bu nedenle "AB, Pandora’nın Kutusunu açmıştır" denebilir.

6. Bu müdahale “kamusal amaçla” yapılmamıştır. "Para Kazanımı’’ içermemekle birlikte, bir Yunan Amiralin kışkırtması ve manipülasyonu ile Almanya ve AB için "özel siyasi kazanımlar" için yapılmıştır. Bu bakımdan modern “devlet adına korsanlık” biçimine, benzetilebilir.

7. Bu skandalın şüphesiz Doğu Akdeniz ve Ege anlaşmazlıkları üzerinde olumsuz ve rahatsız edici etkileri olacaktır. İlgili taraflar arasında karşılıklı iyi niyet ve güvene büyük zarar vermiştir. Hatırlanacağı üzere Türkiye, Oruçreis'in 21 Temmuz 2020 NAVTEX'ini Almanya Başbakanı Merkel'in talebi üzerine iptal ederek Türk-Yunan İstikşafi Görüşmelerinin kapılarını açmıştı. Ancak Yunan tarafı bu iptali kötüye kullanarak Mısır ile sözde bir sınırlandırma anlaşması imzaladı. Bu olay, Almanya’nın hakemliğini ve arabulucu statüsünü zayıflatmıştı. Şimdi Türkiye'ye Almanya'dan ikinci hamle gelmiş oldu.

Bu amatörce hareketler ne bölgesel istikrara ne de uluslararası düzene somut bir katma değer sağlamayacaktır.

Halk TV Sahibi Cafer Mahiroğlu Kimdir, Kaç yaşında, Nereli? Serveti! TFF'nin başına Mesut Özil mi geçiyor? Boğaz'da denize düşüp kaybolan 2 gencin kimlikleri belli oldu!
Sonraki Haber