İKLİM KRİZİ, KRİZİN SORUMLULARIYLA ÇÖZÜLÜR MÜ?

Ceyhun Bozkurt oceyhunb@gmail.com

Amerika Birleşik Devletleri ve bu devletin milli devletler karşıtı küreselleşmeci başkanı Joe Biden'ın gündeminde yer alan konu başlıkları arasında iklim krizi/değişikliği önemli bir yer tutuyor. Biden iklim zirveleri topluyor, burada seragazı emisyonlarının zararlarını anlatıyor.

Son olarak Birleşmiş Milletlerin 78'inci Genel Kurulu'nda da bu konuya atıf yaparak ABD'nin iklim konusundaki yatırımlarını 4 katına çıkaracağını, kamuda ve özel kuruluşlar açısından daha fazla yatırıma ihtiyaçları olduğunu, özellikle Pasifik'teki ada ülkeleri iklim değişikliğine karşı oldukça savunmasız durumda olduğunu vs. aktardı.

Biden ayrıca "Küresel sera gazı emisyonlarını 2030'da kadar azaltacaklarını, bunların oldukça hayati önlemler" olduğunu da kaydetti.

O zaman kitabın ortasından bam diye soralım: Sera gazı emisyonlarının dünyaya verdiğiz zararın sorumlusu kim(ler)?

İngilizce yayın yapan Nature dergisinde 2021 yılında  yayınlanan bir araştırma bu sorunun yanıtını bizlere sunmakta.

İklimi ısıtan emisyonlarda en büyük pay yüzde 19 ile Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunuyor. Avrupa Birliği ülkeleri de yüzde 13'lük bir sorumluluk taşıyor.

Peki Avrupa kıtasının bile kat kat büyüklüğündeki koca Afrika kıtasının sorumluluğu ne kadar?

Söyleyelim: Yüzde 3,8.

(Bkz. https://www.nature.com/articles/s41558-021-01168-6.epdf?sharing_token=pl-2H8PXED4zy1TjakdEqNRgN0jAjWel9jnR3ZoTv0PwAcRfhcoupIk0A95eY8_-lUvstnryI-SR9UaIsiFOg6JY1fKN5MGAUJ5fw20G9jfDgZff40DtbrRHSbB-gvkjMpyxHsObEeYmLEs1sOhgLJwGjRSnLac5hC7cwFICHyFkVar7AYJ0JRWfniE93CniDIXcG-FxRFiPBsTqgyrdgY_5QZq8uDlkCAbBOyRJOqwwctFsRwRDWlbxAqJdGAlwkiQwIRrb4SGeQmOMysQa5l-htWV9iGJaX0srIO3nuIk%3D&tracking_referrer=www.cbc.ca )

Yine 1750 yılından itibaren 2020 yılına kadar dünya çapında fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan kümülatif karbondioksit emisyonlarında ilk iki sırayı ABD (Yüzde 33) ve 5 Avrupa ülkesi (Fransa, Almanya, İtalya, Polonya ve Birleşik Krallık-Yüzde 21) alıyor. (Bkz. https://monthlyreview.org/2022/07/01/climate-imperialism-in-the-twenty-first-century/#lightbox/1/ )

Aynı yazıda, yine tarihsel olarak günümüzün gelişmiş Batı ülkelerinin 1850'den itibaren 2011 yılına kadar kümülatif karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 80'inden sorumlu olduğu belirtiliyor.

2015 yılında yapılan ölçümler ve hesaplamalarda nihai talebe göre kişi başı Karbondioksit (CO2) emisyonlarında Amerika Birleşik Devletleri'ndeki insanlar birinci sırayı bırakmıyor. Aşağıdaki tabloda bu konuda önemli veriler var.

Özetle dünyamız bugün bu haldeyse, ana sorumlu tablolarda öne çıkan Batılı ülkelerdir.

Mesela günümüzde bu kadar çok konuştuğumuz vahşi sömürgeci Fransa'nın, Afrika'daki çölleşmenin sorumlularından olduğunu biliyor muydunuz?

19. yüzyılın sonuna gelindiğinde, Kuzey ve Batı Afrika'daki Fransız sömürgecileri, kırsal toplulukların asırlardır süren tarım üretimlerini yasakladı. Yerel halk, Kongo Nehri'nden Sahel'e kadar uzanan Fransız Ekvator Afrikası'ndaki pamuk tarlalarına ve diğer ticari mahsullere yer açmak için ormanları kesmeye zorlandı.

Bu bölgelerin toprakları nemini kaybederken ve topraklar bitki örtüsünü kaybetmeye başladı. Fransız sömürgeciler de "çölleşme" terimini icat etti.

Bu kadar vahşi bu kadar acımasız bir zihniyet neden bir anda iklim derdine düştü?

Sorunun yanıtı çok basit.

Kendileri dışında başka ülkeler sanayileşmede, üretimde ciddi mesafe kat etmeye başladı. Küresel hakimiyetleri sarsılacak diye Çin, Rusya, Türkiye gibi ülkelerin ekonomik büyümelerini baltalamak için iklim değişikliği ve küresel ısınma olgusunu silah olarak kullanmaya başladı.

Gazeteci Bercan Tutar'ın Lacivert Dergi'nin 82'nci sayısında "Kapitalizmin yeni laneti: Küresel ısınma ve yeşil emperyalizm" başlıklı makalesinde de belirttiği üzere, yeni yeşilcileri arkasına alan Batılı ülkeler yeni kurallar, standartlar ve şartlarla özellikle fosil yakıtlarla üretilmiş ürünlere karşı ithalat yasakları koyarak gelişen ülkelerin ekonomilerinin can damarı olan ihraç ürünlerini hedef seçiyor, krizin faturasını bu krizde hiçbir sorumluluğu olmayanlara kesmeye çalışıyor.

Batı emperyalizmi, sadece savaşlarla değil, her alanda insanlığa, canlılara, doğaya, iklime zarar vererek bugüne geldi. Halen de saldırgan yönünü gösteriyor.

Ama dünya eski dünya değil.

Her firavunun Musa'sının olması misali, artık bu gücün de temelinin sarsılacağı günler yakındır.

Tüm yazılarını göster