İlker Başbuğ için 3 yıla kadar hapis istemi
Genelkurmay eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamasıyla dava açıldı. Başbuğ için 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. 'Darbe' imasında bulunduğu iddia edilen Başbuğ için 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ 'şüpheli' sıfatıyla yer aldı.
İddianamede, Başbuğ'un Cumhuriyet gazetesinde yer alan "Eğer Menderes, 25 Mayıs 1960 günü Eskişehir'de erken seçim tarihini açıklasaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük bir olasılıkla önlenebilirdi. Çünkü erken seçim kararı alınmış bir hükümete karşı bir askeri darbenin gerçekleştirilmesi açıkça milletin siyasi idaresine de vurulacak bir darbe olurdu" ifadesi hatırlatıldı.
'Darbe' imasında bulunduğu iddia edilen Başbuğ'un, bu şekilde 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme veya aşağılama' suçunu işlediği öne sürüldü.
Başbuğ'un "Türkiye Cumhuriyetinde Güç Odaklarının Mücadelesi kitap serisinin üçüncüsü olan 1961-1980 dönemini o günün şartlarında ve o günlerde gelişen olaylar çerçevesinde değerlendirdiğini, suça konu ifadelerin daha önce yine bazı yazarlar tarafından da dile getirildiğini, bugünkü olaylarla herhangi bir şekilde ilişki kurulmasının doğru olmadığını" belirterek suçlamaları reddettiği anlatıldı.
Başbuğ'un 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi istendi. Dava önümüzdeki günlerde İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
"BU SÖYLEŞİDEN SUÇ UNSURU ÇIKARILMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ" DEMİŞTİ
İlker Başbuğ, 10 Şubat'ta Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek ifade vermişti. Başbuğ ifadesinin ardından da sosyal medya hesabından şu açıklamayı yapmıştı:
"Son kitabım Türkiye Cumhuriyetinde Güç Odaklarının Mücadelesi, kitap serisinin üçüncüsüdür. Bu kitap 1961-1980 dönemini o günün şartlarında ve o günlerde gelişen olaylar çerçevesinde değerlendirmektedir. 4 Ocak 2021 günü bir gazetede bu kitabın tanıtımıyla ilgili bir söyleşim yayınlandı. Bu söyleşiden hareket edilerek hakkımda suç duyurularında bulunuldu. Hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu, var olduğu bir ortamda bu söyleşiden bir suç unsuru çıkartılabilmesi söz konusu bile olamaz.
Bu nedenlerle bu suç duyurularına itibar etmiyorum. Bu inançla da bu suç duyurularına karşı hiçbir şekilde savunma yapmayacağım. Bu davranış anayasaya hukukun üstünlüğüne ve kendime olan saygımın doğal sonucudur."