Irkçılara "Muharrem İnce'ye de yer ayırın" çağrısı! İşte nedeni...

Yeni Aktüel yazarı İdris Kardaş, Muharrem İnce'in bir televizyon programında söylediği "4.5 milyon Suriyeli Türkiye'de yaşıyor. Bayram'da gidiyor 72 bin kişi, 1 hafta 10 gün kalıyor, sonra geri dönüyor. Eğer sen gidip 10 gün kalıp geri gelebiliyorsan kal orada devamlı. Ne diye geliyorsun, tatile mi geliyorsun? Demek ki şartların uygun. Gittikten sonra kapatırım kapıyı kalırsın. Burası aşevi mi?" sözlerini eleştirdi. İnce'nin son çıkışı ile Batı'da yükselen ırkçılığın benzeşliğine dikkat çekti.

İşte İdris Kardaş'ın "Dünyanın bütün ırkçıları birleşirken, Muharrem İnce’ye de yer ayırsınlar" başlıklı yazısı...

DÜNYANIN BÜTÜN IRKÇILARI BİRLEŞİRKEN, MUHARREM İNCE’YE DE YER AYIRSINLAR

Hollandalı Özgürlük Partisi lideri Wilders, "30 veya 50 yıl sonra Çekya, nüfusun yüzde 20'sinin Müslüman olacağı ülkelerle çevrilecek, bu, Çekya sanki Gazze Şeridi olmaya başlayacakmış gibi bir şey. Bir duvar inşa ederek toplu göçleri önlememiz lazım" dedi.

Cumhurbaşkanı Macron, Mayotte adasında yaptığı bir konuşmada ölen sığınmacılarla dalga geçti. Macron, Mahorcada "kwassa kwassa" olarak bilinen küçük filikaların "denizden sadece balık değil, Komorlu da çıkarttığını" söyledi. 1995-2015 yılları arasında Komor adalarından Mayotte'a geçmeye çalışan 10 binin üzerinde insan denizde hayatını kaybetmiş veya kaybolmuştu.

Mültecilere karşıtlığıyla da dikkat çeken sağ popülist AfD, her yıl Almanya'dan 200 bin mültecinin geri gönderilmesini istedi. Sınırların acilen kapatılması çağrısında bulunan AfD, iltica başvurusu reddedilen tüm mültecilerin geri gönderilmesini istiyor.

ABD Konut ve Kentsel Gelişim Bakanı Ben Carson'ın "kölelerle göçmenleri aynı kefeye koyan" ifadesi büyük tepki topladı. ABD'li siyahi bakan, "Buraya köle gemileriyle gelen başka göçmenler de vardı. Onlar daha da çok çalıştı ve daha az kazandılar."

Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz, mülteci merkezleri için Mısır, Gürcistan ve Batı Balkanlar'ı önerdi ve Akdeniz güzergahının "yasadışı göçmenlere" kapatılması gerektiğini ileri sürdü. Kurz, "AB'nin dış sınırlarındaki birini durdurup geri göndermek, Berlin ya da Viyana'da halihazırda bir daireye taşınanları göndermekten daha kolay" dedi.

Almanya Başbakanı Merkel iltica başvuruları reddedilen mültecileri daha hızlı bir şekilde sınır dışı etmeyi planlıyor.

Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin lideri Frauke Petry, göçmenler ve sığınmacılarla birlikte oluşan çok kültürlü toplumları "gübre yığını" ifadesiyle kıyasladı.

Yunan Başpiskoposu İeronimos; mülteciler için "Acele etmemeliyiz. Camiyi kimlere yapacağız? Bu insanlar ne yapacak? İbadet mi, yoksa camiler cihatçılık ve köktendincilik okulu mu olacak? Tüm bunları kim kontrol edecek. Ülkedeki Müslümanların durumu açıklığa kavuşuncaya kadar ertelenebilir. Burada kalacaklarsa hakları var. Ancak, geçici iseler ne gerek var. Hiçbir şey yapmayacağız." ifadelerini kullandı.

Avusturya'nın aşırı sağcı Özgürlükler Partisinin (FPÖ) Genel Başkanı Hans Christian Strache, "Sığınmacıların Avrupa'da iç savaş çıkarabileceğini söyledi"

Bu ırkçı sözler size de bir yerden tanıdık geliyor mu? Evet, doğru tahmin ettiniz. Kılıçdaroğlu neredeyse her konuşmasında Suriyeliler özelinde tüm mültecilere karşı, Avrupa'nın dünyaca meşhur ırkçılarıyla neredeyse aynı cümleleri kuruyor. Hepiniz biliyorsunuz ama en hafiflerine birlikte bakalım.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; "Kilis'te bugün seçim olsa deseler ki herkes oy kullanacak. Kilis'te belediye başkanı ve belediye meclis üyelerinin tamamı Suriyeli olur. Kilis'teki bizim vatandaşlardan daha fazla Suriyeli var, hem de iki kat. Bizim bundan kurtulmamız lazım. Artık kendi ülkelerine dönmeleri lazım"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; Suriyeliler bütün düzenimizi bozacak.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; 3,5 milyon Suriyeli var, 30 Milyar Dolar para harcadık diyorlar. Gidin bakalım, Reyhanlı'ya gidin bakalım, nüfusundan fazla Suriyeli var, Hatay'a gidin bakalım, esnafın ağzını bıçak açmıyor, herkes perişan vaziyette ve daha büyük bir tehlike bizi bekliyor.

Kılıçdaroğlu'nu ise partisinin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce takip ediyor. Geçtiğimiz gün katıldığı televizyon programında şöyle demiş;

CHP Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce; "4.5 milyon Suriyeli Türkiye'de yaşıyor. Bayram'da gidiyor 72 bin kişi, 1 hafta 10 gün kalıyor, sonra geri dönüyor. Eğer sen gidip 10 gün kalıp geri gelebiliyorsan kal orada devamlı. Ne diye geliyorsun, tatile mi geliyorsun? Demek ki şartların uygun. Gittikten sonra kapatırım kapıyı kalırsın. Burası aşevi mi?"

İnsanların birkaç günlüğüne kendi ülkelerine gitmesi ile orada yaşaması arasında çok büyük fark var malum. Bunu İnce de çok iyi biliyor ama ırkçılık yapmak için bu gerçekliği pas geçiyor. Zira ırkçılık yapmak için hem akıl hem de vicdanen birçok meseleyi göz ardı etmeniz gerekiyor.

Yine anlatalım. Asgari yaşam koşulları Suriye'nin birçok şehrinde yok. Elektrik yok, temiz suya erişim yok. Çocuklar için çok sağlıksız bir ortam var. Eğitim, sağlık gibi hizmetler iflas etmiş durumda. Gıdaya ulaşamıyorlar. Fiyatlar hem çok pahalı hem de karaborsada. Olmayan şehirlerde iş nasıl olsun? Dolayısıyla çalışamayan insanlar nasıl beslenecekler yaşamak için? Birkaç günlüğüne birkaç bin insanın Suriye'ye gitmesi oraların yaşanılabilir olduğunu göstermez. Bu saydıklarıma bir de onlarca farklı silahlı örgüt, Esad rejimi, İran milisleri vb. gibi güvenlik sorununu da ekleyin. Yani can güvenliği konusu. Muharrem İnce, kapıları kapattığında binlerce insanın Suriye'de yüksek olasılıkla ölümünden sorumlu olmayı nasıl göze alabiliyor, bilemiyorum.

CHP ve diğer muhalefet partileri, Suriyeliler konusunda vaat ettiklerini hayata geçirirlerse, bugün çok kınadığımız Avrupa'nın ırkçı uygulamalarının benzerlerini kendi topraklarımızda da göreceğimiz açık. Binlerce yıldır herkese kucak açmış Anadolu'nun, Avrupa'nın ırkçı uygulamalarını taşıyabilecek bir vicdani yoksunluğa sahip olduğunu düşünmüyorum. Dolayısıyla halk bu ırkçı yaklaşımların karşılığını mutlaka sandıkta ve demokratik tüm yollarla verecektir.

Bu vesileyle dünyada yaşanan mülteci karşıtlığı uygulamalardan güncel örneklere birlikte bakalım;

Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde faaliyet gösteren insan hakları uzmanları, Fransa hükümetine ülkede bulunan az sayıda sığınmacı ve göçmenlere temiz su ve hijyen hizmeti sağlanması yönünde çağrıda bulundu.

İngiliz The Guardian gazetesinin haberine göre, İtalyan yardım kuruluşları, Fransız sınır polislerini "tek başına seyahat eden ve sınırı geçmeye çalışan sığınmacı çocukları İtalya'ya iade edebilmek için doğum tarihlerini değiştirerek yetişkin gibi göstermekle" suçladı.

Hollanda'nın Alkmaar kentindeki mülteci kampında kalan sığınmacılar, tuvaleti kullanabilmek için önce danışmaya 20 euro kapora ödeyecek ve anahtarı öyle alabilecek.

Avusturya'da ağırlaştırılan yeni yabancılar yasası kapsamında iltica başvurusunda bulunmuş kişilerin üzerlerinde bulunan nakit paradan katkı sağlamaları gerektiğine işaret eden Strache, temel ihtiyaçlarının karşılanması için 840 euro kadar bu kişilerden ödeme alınacağını aktardı.

Aşağı Avusturya eyaletinde iltica başvuruları reddedilen sığınmacılar, Avusturya tarafından "toplama merkezlerinde" yaşamak zorunda bırakıldı. Waldhausl, eyaletin farklı bölgelerinde oluşturulan merkezlere gelmeyen sığınmacıların başta temel ihtiyaçları olmak üzere sağlık hizmetlerinden mahrum kalacağını söyledi.

Brüksel'de düzenlenen Suriye konulu yardım konferansında BM'nin talep ettiği 9 milyar doların ancak yarısının karşılanması hayal kırıklığına yol açtı.

Avusturya'nın ardından Fransa'da yeni iltica ve göç yasa tasarısı, tepkilere rağmen Ulusal Meclis'te kabul edildi. Yeni düzenlemeyle ilticayla ilgili yasal düzenlemeler sertleştiriliyor. Yeni iltica ve göç yasa tasarısı, Fransız Ulusal Meclisini ikiye böldü. Sol görüşlü partiler "insanlık dışı", Irkçılar ise yetersiz buldu.

Belçika'da çocuklarla ilgili çalışmalar yürüten bir sivil toplum kuruluşu ülkede geçen yıl 618 sığınmacı çocuğun kaybolduğunu açıkladı.

Üç yıl önce Danimarkalı bir polis memurunun mülteci kızla oyun oynaması, dünya medyasının ilgi odağı olmuştu. Avrupa basınında büyük beğeni toplayan görüntünün devamında ise reklam için kullandığı kızı evine gönderiyor.

İspanya, ülkesine sığınan yaklaşık 500 göçmeni barındıracak yer bulamadığını ifade ederek cezaevine yerleştirdi.

Danimarka, Birleşmiş Milletler (BM) kotası nedeniyle 2016-2018 yıllarında kabul etmesi gereken bin 500 sığınmacıyı almamak için kanun çıkarttı.

Sayfalarca sürecek bir ırkçılık tablosu ile karşı karşıyayız.

Dünyanın en ırkçı liderleri, siyasetçileri ne diyorlarsa, Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ve diğer muhalefet kesimleri de aynı şeyleri söylüyorlar.

Dünyanın bütün ırkçıları neyi vadediyorsa, CHP ve diğer muhalif partiler de aynı şeyleri vadediyor.

Dünyanın bütün ırkçılarının argümanları neyse CHP ve diğer muhaliflerin de argümanları birebir aynı.

Asıl soru bu: Türk medyasını kim yönetiyor? Zamanhan Can Kimdir? Nereli? Can Holding'in Sahibi Kim? Yemeksepeti kurucusu Nevzat Aydın fenalaştı! Tedavisi sürüyor...
Sonraki Haber