İslamcılık tartışması yeniden alevleniyor

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Ergun Yıldırım, "Bir karar verin, iflas mı iktidar mı?" başlığıyla İslamcılık tartışmalarını SuperHaber için yazdı.

Bir türlü karar veremiyorlar. İslamcılık iflas mı etti iktidara mı geliyor? Bir grup İslamcılık iflas etti diyor. Sol aydınlar, Fransız yoldaşlarıyla beraber İslamcılık iflas etti diyor. Oliver Roy, 1990ların başında bu iflası ilan etti. İslamcılığın İflası adıyla Türkçede kitabı yayınlandı. 1990lardan bugüne ne kadar çok İslamcılık tartışıldı? İflas eden şey nasıl tartışılıyor? Hala bu havayı çalmaya devam ediyorlar. Hadi iflas etti diyelim. Peki o zaman neden iktidar İslamcıdır diyorsunuz? İflas eden bir olgu iktidara gelebilir mi? Bu defa da Amerikalı yoldaşlarıyla hareket ediyorlar çünkü. Onlarla beraber Türkiye’de devlet İslamcı hale geliyor yaygarasını koparıyorlar. Bir çok oryantalist çalışma İslamcı kavramını 19. Yüzyılda II. Abdülhamite karşı kullandıkları gibi kullanıyor. Çünkü onlar panislamizmi Batıya karşı savaş ve cihat, hıristiyanları öldürme ve gerici rejimeler ve dünya görüşüne dönme olarak anlıyorlardı. Bugün de İslam adına çıkan bütün islami hareketleri, terör gruplarını ve aydın faaliyetlerini İslamcılık adı altında bu anlamda etiketliyorlar. Bilimin çoğulcu okumalarına tenezzül bile etmiyor bunlar.

Bu yaygaraya en hevesli olanların başında Fetto’nun yazarları. Akademisyenleri parlak İngilizceleriyle bu kuyruğa takılıp el birliğiyle Erdoğan’ın İslamcı hükümet kurduğunu ve eksenini kaybettiğini söylüyorlar. Söylemeden öte şikayet edip, bundan vazgeçmesi için NATO’ya ve ABD’ye darbe çağrılarında bulunuyorlar. 15 Temmuz darbesini bu saikle yaptılar. NATO da bu kuyrukçu tayfasına kulak verdi. Daha doğrusu bunlara öyle fısıldayan zaten NATO’nun kendisiydi. Bunlar NATO’nun korusunda çalışıyorlar. O nedenle “laiklik elden gidiyor, İslamcılık geliyor” nakaratıyla konuşup yazdılar. Hatta hızını almayıp İslamcılıktan IŞİD’çiliğe atladılar. Türkiye’yi hem IŞİDçi hem de İslamcı diye suçladılar. Uluslar arası arenada veya Batı üzerinde Türkiye’deki iktidarın İslamcı olduğu

lanse ediliyor. Erdoğan İslamcı siyaseti devlete taşıyan lider olarak anlatılıyor. Türkiye’nin modernlikten ve laiklikten uzaklaşarak siyasal İslamcı bir yapıya büründüğü propagandası yapılıyor.

İçerde İslamcılık iflas etti diyerek, muhafazakar kesimin dinamizmlerden birisinin yokluklara kavuşmasını istiyorlar. “İşte bunları iddia ediyordunuz, şimdi onlarla alakanız yok” diyerek bunun üzerinden bir muhalefet yürütülüyor. Daha çok fikri ve psikolojik alana yönelik bir muhalefet bu. Ama zaman zaman muhafazakar iktidarı da bunun üzerinden sorguya çekiyorlar. Gülen medyası bunu çok yapıyordu, şimdi laikçi medya yapıyor.

Bu aydınların ve çevrelerin karar vermesi gerekir. İslamcılık iflas ettiyse nasıl oluyor da iktidara geliyor? Hem iflas hem de hakim olmak mümkün mü? Bu paradoksu bırakın artık. Başka muhalefet araçlarını ve yollarını bulun. İslamcılığın iflas ettiği yok. İktidar İslamcı bir siyaset de gütmüyor. İflas edenler, bu tahlilleri yapanlar. Çünkü tahlilleri gerçeği görmeye ve kavramaya yetmiyor. O zaman tez elden bu iflas perspektiflerinizi bırakın. Kendinize yeni yol ve yeni yoldaşlar bulun. Yoksa varlığınız tamamıyla iflas edecek!

İslamcılık çok boyutlu bir mesele. 2000lerin başında yeni biçimlere evrildi. Şimdi bu evrilmeler devam ediyor. Demokrasiye dönüşenler var. Türkiye ve Tunus’daki NAHDA gibi. Şiddet hareketlerine dönüşenler var. El-Kaide ve IŞİD gibi. Bir aydın ve entelektüel hareket olarak varlığını sürdürenler var.

İslamcılık yeni biçimler, farklılaşmalar ve modellerle var olmaya devam ediyor. İslam’dan ilham alarak modern çağ üzerine politik, kültürel ve ekonomik arayışlar devam ettiği müddetçe de devam edecek.

Asgari ücrette geri sayım başladı! İşte masadaki en güçlü formül Kart limiti yetersiz uyarısı aldı, sepetini boşalttı! Barda 2 ne anlatıyor? Barda 2'de kimler oynuyor?
Sonraki Haber