İsmail Metin Temel'e suikast davasında sis perdesi
Kısa süre önce görev yeri değiştirilen Orgeneral İsmail Metin Temel'e suikast davasında neler yaşanıyor.
Eski 2'nci Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Metin Temel, bir süre önce görevinden alınarak, Genelkurmay Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı’na atandı.
Türkiye'nin ilk kez SuperHaber'den öğrendiği bu sürpriz gelişme üzerine büyük tartışmalar yaşanırken, Metin Temel'in kendisine yönelik "suikast" iddiası ile ilgili davada önemli gelişmeler yaşandı.
Oda TV yazarı Müyesser Yıldız, İsmail Metin Temel'in, sanıklar hakkında bu suçtan beraat kararı verilmesi, itirazına rağmen sözkonusu kararın yüksek mahkemede de onaylanması üzerine bu defa Yargıtay'a başvurduğunu duyurdu.
Tartışmayı bir adım daha ileri taşıyan Yıldız, mahkemeye Metin Temel lehine sunulan bir ek ifadenin mahiyetine dikkat çekerek, bu ifadenin Temel'in emrinde olan alt rütbedeki bir subaya ait olduğunu belirtti.
Yıldız ifadede, "İsmail Metin Temel'e, en düşük rütbeliden en yüksek rütbeliye herkesin gerekli özeni en yüksek seviyede göstermesi” çağrısında bulunulduğuna dikkat çekerken, "Muhtemelen, Komutanın talebi üzerine kaleme alınmış. Emrindeki asker de bunları yazmış. Hukuk mekanizmasında böyle bir ek “delil” oluşturma yöntemi var mıdır?" sorusunu gündeme getirdi.
- İşte Oda TV yazarı Müyesser Yıldız'ın "Metin Temel'e mesaj dolu destek" başlığını taşıyan yazısındaki o iddialar;
"Dün 2. Ordu Komutanlığı'ndan alınıp, Genelkurmay Başkanlığı'nda pasif bir göreve çekilen Orgeneral İsmail Metin Temel'in, 15 Temmuz gecesi kendisine “suikast” yapacağını iddia ettiği sanıklar hakkında bu suçtan beraat kararı verilmesi, itirazına rağmen sözkonusu kararın İstinaf'ta da onaylanması üzerine bu defa Yargıtay'a başvurduğunu duyurduk.
Dikkat çekici olan Temel'in başvurusu değil, sunduğu yeni delillerdi.
Delillerden ilki, dava dosyasında yer alan ve ilk kez bizim yayınladığımız, Temel'in bu sayede haberdar olduğu bir tutanaktı.
Halen Şırnak 23'üncü Jandarma Piyade Tümen Komutanı olan Tuğgeneral Halil Soysal ve 4 asker tarafından darbe teşebbüsünün ertesi günü hazırlanıp, imzalanan tutanakta, “suikast helikopteri” olduğu söylenen helikopterin İsmail Metin Temel tarafından istendiği belirtiliyordu.
Yargıtay başvurusunda Temel, işte buna dikkat çekip, tutanakta isim ve imzaları bulunan kişilere konunun sorulmasını isterken, “Ya tutanak sahte ya da Tuğgeneral Halil Soysal doğru söylemiyor” diyerek, her halükarda vahim bir iddiada bulundu.
İLGİNÇ "EK" İFADE
Orgeneral Temel'in, dilekçesinde “EK-B” olarak sunduğu çok daha ilginç ikinci delile gelelim.
Bu, Temel'in emrinde çalışan, alt rütbedeki bir subayın yazısı.
“İş bu yazı 04. 11. 2018 tarihinde Odatv.com adlı haber sitesinde Müyesser Yıldız tarafından yazılan 'O Paşa'ya suikast iddiasında ilginç tutanak' adlı yazıda bahsi geçen konulara ilişkin 15 Temmuz 2016 gecesine ait bildiklerimi anlatmak maksadıyla kaleme alınmıştır” diye başlıyor.
Hemen peşinden sözkonusu haberimizin linki verilip, şu açıklama yapılıyor:
“Daha önce Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı ve Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne verdiğim ifadelerde olay gününü, gecesini ve devamında gelişen olayları detaylı bir şekilde saat saat anlattım. Fakat son zamanlarda basında çıkan haberlerin algı yaratmak maksadıyla o tarihte geçen olayları çarpıttığını anlamaktayım. Bahsi geçen haberde dönemin Van Asayiş Kolordu komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel'in Silopi'de bulunan Özel Kuvvetler Harekat Üssü'nde bulunan Özel Kuvvetlere ait helikopterlerden bir tanesini Van'dan Siirt'e gitmek için istediğini Tuğgeneral Halil Soysal tarafından imzalanmış, doğruluğu şüpheli, sahte olması kuvvetle muhtemel bir tutanağa dayandırılarak, ima ve iddia edilmektedir.”
Orgeneral Temel'in tutanakla ilgili görüşü, “Ya sahte ya da Tuğgeneral Halil Sosyal doğru söylemiyor” şeklindeyken, Subay'ın, “Sahte olması kuvvetle muhtemel” iddiasında bulunduğuna dikkat çekip, devam edelim.
2.5 sayfalık metnin ilerleyen bölümlerinde, daha önce Cumhuriyet Savcılığı ve Mahkemeye verdiği ifadelerden özetler aktaran subay, yeniden tutanak meselesine dönüp, “Asayiş Kolordu Komutanının harekat kontrolünde Van, Yüksekova, Hakkari, Şırnak ve Siirt'te bir çok helikopter varken, hiçbir emir komuta ilişkisinin olmadığı Özel Kuvvetler unsurlarından bu helikopteri istemiş olması, hayatın olağan akışına aykırı bir durumdur” yorumunu yapıyor.
SEMİH TERZİ'NİN YOLUNU KİM AÇTI
İfadenin sonunda ise çok çarpıcı üç tespit, görüş veya mesaj var.
İlki şu; Subay, “Basından ve çevremden takip ettiğim kadarıyla, malum geceye ait davaların ayrı ayrı görülmesi sonucu bazı olayların birbirinden koptuğunu, parçaların tam oturmadığını görüyorum” diyor.
Peşinden 15 Temmuz gecesi Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda şehit Ömer Halisdemir tarafından öldürülen Semih Terzi ile ilgili şunları anlatıyor:
“Örneğin Semih Terzi'nin hikâyesi, nedense hep Diyarbakır'da başlatılmaktadır. Cizre Havaalanı yolunun İsmil Metin Temel emriyle kapatılması sonucu, Ankara Özel Hava Alayından kalkan CASA uçağının uçuşunu Diyarbakır'da sonlandırdığı, Semih Terzi'nin normalde karayolu ile Silopi'den Cizre havaalanına gidecekken, gelişen durum sonucu emrinde bulunan 2 helikopterden birisini alarak, uçuş ekibini de kendisinin belirleyerek, Diyarbakır'a helikopterle intikal edişi, bahsi geçen uçağa bu şekilde ulaşması nedense anlatılmamıştır. Hava sahası kapalıyken, Silopi-Diyarbakır arası rotanın helikopter için açılmasına yönelik herhangi bir girişim olmuş mudur? Pilotlar bu konuda ne yapmışlardır?”
HERKES KOMUTANA ÖZEN GÖSTERMELİ
En sonunda ise o helikopteri Temel'in isteyip, istemediğiyle ilgili olarak, “Velev ki, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı, bu helikopteri Siirt'e intikal için çağırmış olsun, içerisinde tim dolu iken en az 4 kişi (korumalar, emir astsubayı ve kendisi) acaba bu helikopterde nereye oturacaklardı?” şeklinde bir değerlendirme yaptıktan sonra şu çağrıda bulunuyor:
“Orgeneral İsmail Metin Temel'i darbe girişimi ve sonrasında da müteakip görevlerinde, bu zamana kadar aynı vatan ve vazife aşkı, bilinç ve sorumlulukla vazifemi icra etmeye devam ettim. Basına da yansıyan, ayrıca ilgili Cumhuriyet Savcılıklarınca soruşturulan birtakım olayların da bu süreçte yaşandığını belirtmek isterim. Komutanımızın Sayın Cumhurbaşkanımızla beraber 15 Temmuz gecesi özel ekiplerle etkisiz hale getirilmeye çalışılması da ayrıca önemli bir noktadır. Bu yüzden Sayın Komutanının halihazırda cari faaliyetlerinde de en düşük rütbeliden en yüksek rütbeliye, ilgili, yetkili ve sorumluların gerekli özeni, özveriyi ve çabayı en yüksek seviyede göstermesi gerektiğini düşünmekteyim.”
Bu anlatılanların nesi mi ilginç?
Birincisi; İsmail Metin Temel'in görevden alınmasından sadece 1.5 ay önce 15 Kasım 2018 tarihinde yazılan bu metin, Savcılık veya Mahkemeye verilmiş bir ek ifade değil. Muhtemelen, Komutanın talebi üzerine kaleme alınmış. Emrindeki asker de bunları yazmış. Hukuk mekanizmasında böyle bir ek “delil” oluşturma yöntemi var mıdır, bunu ilgililere bırakıp, sözkonusu metnin içeriğine geçelim.
- Semih Terzi'nin Diyarbakır'a geliş hikâyesinde konuşulmayan, karanlıkta kalan noktalar nelerdir?
- İsmail Metin Temel'e, “En düşük rütbeliden en yüksek rütbeliye” herkesin “Gerekli özeni en yüksek seviyede göstermesi” çağrısı kime veya kimlere mesajdır?"