Ülkeler artık beşeri sermayelerinin niteliği üzerinden rekabet etmektedir. Dolayısıyla temel eğitim, orta ve yükseköğretimin ötesinde hayat boyu öğrenme destekleriyle beşeri sermayenin niteliği, dolayısıyla ülkelerin rekabet gücü sürekli tahkim edilmektedir. Eğitime erişim sorunu çözüldükten sonra hayat boyu öğrenme stratejileri ilave katkıları nedeniyle ülkeler için çok daha kritik hale gelmiştir. Özellikle yapay zekâ ekosistemi hayat boyu öğrenmeyi artık bir seçenek olmanın ötesinde zorunlu kılmaktadır.
Yapay zekâ teknolojileri ile gelen dev dalga, işgücü piyasalarında yol açtığı derin dönüşüm üzerinden eğitim sistemlerine meydan okumaktadır. Çoğu iş pozisyonunu ve mesleği işgücü piyasasından çıkartırken devam eden meslek ve iş pozisyonlarından beklenen beceri setlerini de sürekli değiştirmektedir. Dahası, henüz eğitim programı oluşturulmamış yeni iş pozisyonları da üretmektedir. Böylesine büyük bir meydan okumaya eğitim sistemleri çözüm üretebilmek için çırpınmaktadır. Tam da bu noktada hayat boyu öğrenme ile yeni beceriler kazanma kanallarının açık olması çalışanları bu savrulmada daha dayanıklı kılarken yeni mezunların da istihdam seçeneklerini artıracaktır.
14 Kasım’da İstanbul Sanayi Odası tarafından düzenlenen İSO Akademisinin tanıtım törenine katıldığımda bu düşüncelerimin gerçekleştiği bir hayat boyu öğrenme kanalının nasıl filizlendiğine ve olgunlaştığına tanıklık ettim. Üç yıllık bir geçmişe sahip olan İSO Akademi şu ana kadar 970 eğitim düzenleyerek 188 bin 593 kişiye ulaşmış. Öncelik iş dünyasının ihtiyaç duyduğu eğitimlere verilmesine rağmen eğitim portföyünün sürekli genişlediği görülüyor. Bu kapsamda örneğin üretim mühendisliği gelişim programı, sürdürülebilir finans, insan kaynakları yönetici geliştirme programı, e-ticaret, dijital dönüşüm, tasarım odaklı ürün yönetimi, Ar-Ge mühendisliği gelişim programı gibi 30’dan fazla farklı başlıkta mini MBA ve eğitim programları organize edildiği görülüyor.
İSO Akademi eğitimleri düzenlerken çok güçlü bir eğitmen kadrosu kullanırken sadece İstanbul Teknik, Yıldız Teknik, Galatasaray, Kadir Has ve İstanbul Üniversiteleri ile işbirliği yapmakla yetinmediği, ayrıca Columbia Business School ile bu ilişkileri uluslararası bir boyuta taşıdığı görülmektedir. Columbia Business School ile stratejik liderlik odaklı işbirliği kapsamında düzenlenen ‘Liderlik: Kişiler, Ekipler ve Kurumlar’ programında, liderlerin kurumsal hedeflerine ulaşmalarını sağlamak için insan kaynağı, bilgileri ve süreçleri etkin bir şekilde yönetmelerine destek olurken ‘Çığır Açan İnovasyon: Sistematik Yaratıcı Düşünme’ programı, katılımcıların yenilikçi çözümler üretebilmelerine destek sağlamaktadır. Yine bu kapsamda ‘İş İçin Dijital Stratejiler: Yeni Nesil İşletmelere Öncülük Etmek’ programı ise kurumların dijital değişimi stratejik bir şekilde yönetebilen ve müşteriler için yeni değerler ve iş fırsatları yaratabilen liderlere yönelik bir eğitim sunmaktadır. Dolayısıyla İSO Akademi hem bireysel düzeyde çalışanların hem de kurumsal düzeyde işletmelerin yeni süreçlere adaptasyonunu kolaylaştıracak ve dayanıklılığını artıracak destek programlarına ağırlık vermektedir.
2021 yılında mütevazı adımlarla başlatılan İSO Akademi’nin 2022 yılı sonunda ISO 29993 standardı tarafından belgelendirilmesi sunduğu hayat boyu eğitim hizmeti kalitesinin uluslararası normlara uygunluğunu da teyit etmiştir. İSO’nun Türkiye’de meslek örgütleri içerisinde bu belgeyi almaya kazanan ilk kuruluş olması da aslında sunduğu hizmetin ne kadar kaliteli olduğuna ve büyük bir boşluğu doldurduğuna işaret etmektedir. Başta İSO yönetim kurulu başkanı Erdal Bahçıvan olmak üzere sürece katkı verenleri, emeği geçen tüm kurum ve kuruluşları ve eğitmenleri kutluyorum.
Yapay Zekâ Eğitimi İle İlgili Birkaç Öneri
Bu vesile ile dileğim İSO Akademi’nin yapay zekâ okuryazarlığının artması konusunda bundan sonra daha kapsamlı adımlar atmasıdır. Bu kapsamda, üretken yapay zekâ teknolojilerinin çoğu sektörde verimliliği artırması ve özellikle katkısının düşük ve orta becerili çalışanlar üzerinde çok daha yüksek olması İSO Akademi için bir fırsat teşkil etmektedir. Bu teknolojilerin düşük veya orta performansla çalışanların verimliliklerini artırarak işletmelerde toplam verimlilik üzerinde önemli iyileştirmelere yol açabildiği bilinmektedir. Bir başka deyişle, üretken yapay zekâ teknolojileri düşük performanslı çalışanlar lehine verimlilik dağılımını iyileştirmektedir. Diğer taraftan, yapay zekâ teknolojilerinin özellikle işe yeni başlayan acemi çalışanların ve çırakların işyerlerinde çok daha kısa sürede istenen yeterliliklere sahip olmalarını da sağladığı gösterilmiştir. Dolayısıyla, İSO Akademi tarafından sektörlere bu bağlamda eğitimlerin düzenlenmesi istihdam kaybı olmadan verimliliğin artırılmasına önemli katkılar sunabilecektir.
İkinci olarak, yapay zekâ teknolojileri çalışanların görevlerini daha kaliteli bir şekilde yapmalarına destek vererek ve yeni değer katan görevler üstlenmelerine fırsat vererek insanı tamamlayabilmektedir. Dolayısıyla, İSO Akademi’nin bu bağlamda portföyüne alacağı eğitim programları, bu teknolojilerin işletmelerde insanın gelişimini destekleyecek ve eksikliklerini tamamlayacak şekilde kullanılması, otomasyonun faydalarından yararlanma ve verimliliği artırmanın yanında istihdama yönelik olumsuz etkilerini de hafifletmeye önemli katkı yapabilme potansiyeli bulunmaktadır.
Üçüncü olarak İSO’nun eğitime desteğinin en önemli boyutunu İstanbul’da mesleki eğitimin güçlendirilmesine yaptıkları olağanüstü katkının oluşturduğunu göz önüne aldığımızda özellikle İSO’nun işbirliği kapsamında olan meslek lisesi öğretmenlerimizin yapay zekâ okuryazarlığını artırmaya yönelik İSO Akademi’de eğitimler düzenlemesi bu katkıyı, dolayısıyla mesleki eğitimi çok daha güçlendirecektir.