İşsizlik rakamlarından iyi haber!
Türkiye'de işsizlik oranı, ağustosta geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puan azalarak yüzde 10,6 seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde işsiz sayısı 89 bin kişi azalarak 3 milyon 404 bin kişi oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye'de işsizlik oranı, ağustosta geçen yılın aynı dönemine kıyasla 0,7 puan azalarak yüzde 10,6 oldu. Bu dönemde, işsizlik oranında bir önceki aya göre ise 0,1 puanlık düşüş yaşandı. Böylece, işsizlik oranı verilerine tarihi açıdan bakıldığında, temmuzdan ağustosa görülen genel artış trendinin aksine düşüş kaydedildi.
SON DÜŞÜŞ 2011'DE
İşiszlik oranında temmuzdan ağustosa en son düşüş 2011 yılında yaşanmıştı.
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, işsizlik oranının ağustosta sürpriz düşüş gösterdiğini, bu dönemde tarım dışı işsizlik oranının da bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 0,9 puan gerilediğini söyledi.
İşsizlik oranındaki değişimin, mevsimselliğin gerektirdiği yükselişin tersi yönünde gerçekleştiğine işaret eden Bürümcekçi, "Bu gerçekleşmeye, 3. çeyrekte güçlenen büyüme ve lehteki baz etkisinin katkı sağladığı söylenebilir. Öte yandan, özellikle iç talebin seyri açısından önemli bir gösterge olarak izlediğimiz tarım dışı istihdamın yıllık artış hızının yüzde 5,4 ile önceki aya göre yükseldiğini görmekteyiz." diye konuştu.
İŞSİZLİK DAHA DA DÜŞER Mİ?
Bürümcekçi, işsizlik oranının mevsimsel olarak ocak ayına kadar yükseleceği, ağustos düşüşünün tekrarının zor olduğu öngörüsünde bulunarak, şunları kaydetti:
"Mevsim etkilerinden arındırılmamış verilerin tarihsel gelişimine bakıldığında, genellikle işsizlik oranının yılın en düşük noktasını mayıs ayında gördüğü, bu ayı takiben de ocak sonuna kadar yükseliş eğilimine girdiği bilinen bir gelişmedir. Dolayısıyla mevsimsellik söz konusu oranların gelişiminde önemli bir belirleyicidir. Bu nedenle işsizlik oranındaki yükselişin, mevsim etkilerinden arındırılmış verilerde gözlenip gözlenmediği trend açısından daha önemli bir unsur olmaktadır. İstihdamın, ekonomilerin gerek genişleme gerekse daralma dönemlerinde ancak bir olgunluğa ulaştıktan sonra belirgin değişim gösteren bir üretim faktörü olması, bu verinin öncü bir göstergeden ziyade ekonomik aktivitedeki değişimlerin hanehalkı üzerindeki etkilerini gecikmeli yansıttığını unutmamamızı gerektiriyor."
"İŞ GÜCÜ PİYASASI, SANAYİ ÜRETİMİ KAYNAKLI BÜYÜMEYE OLUMLU TEPKİ VERDİ"
Haluk Bürümcekçi, tarım dışı istihdam artışında sanayi ve inşaatın etkili olduğunu, hizmetlerde sürpriz düşüş gözlendiğini ifade etti.
İstihdam edilenlerin sayısının tarım dışı hizmet sektöründe 30 bin azaldığına işaret eden Bürümcekçi, inşaat ve sanayideki artışın etkisiyle tarım dışı sektörlerde toplam istihdamın 140 bin arttığı bilgisini verdi.
Bürümcekçi, hizmet sektöründeki istihdam azalışının önemli bir kısmının toptan ve perakende ticaret alanında görülmesine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"İş gücü piyasasının sanayi üretimi kaynaklı olan büyümeye olumlu tepki verdiği izleniyor. Yılın ilk iki çeyreği için açıklanan yeni milli gelir serisi, Gayrisafi Yurt içi Hasıla'da (GSYH) yüzde 5,1 ve yüzde 5,2 artışla belirgin toparlanmaya işaret etmiş, Kredi Garanti Fonu desteklerinin etkisi ve istihdam piyasasında teşviklerle başlayan iyileşmeyi güçlendireceği sinyali vermişti. Üçüncü çeyrekte ise, sanayi üretimi artışının belirgin hızlanması, öncü göstergelerin yükselişini sürdürmesi, çift haneli büyüme olabileceğine işaret etmişti. Buna karşılık, perakende satış gibi hizmet sektörüne yönelik öncü veriler daha zayıf bir görünüm sergilemişti. Bu doğrultuda, aynı dönemde sanayi lokomotifliğinde bir istihdam artışı izleniyor. Ancak, hizmetler gibi istihdam kapasitesi yüksek bir sektör yeniden toparlanmadan bu ivmenin yeterli olması zor görünüyor."