İstanbullunun böcek ve sinek çilesi bitmiyor! Şimdi de 'kokarca böceği' her yeri sardı...

İstanbul'un bu yıl ilaçlanmamasının ardından böcekler ve sinekler basmaya devam ediyor. İlk olarak çocukları hedef alıp ciddi hastalıklara neden olan sineğin ardından şimdi de 'kokarca böceği' kabusu vatandaşı sardı. 'Camlarımızı açamıyoruz, balkona çıkamıyoruz' diyen vatandaşlar böceğin arı gibi ses çıkardığını fakat etrafa pis bir koku bıraktığını söylüyor.

İstanbullular bir süredir 'kokarca böceği' kabusu yaşıyor. 

Özellikle Çekmeköy ve Sarıyer'de şikayetler arttı. Evlere giren kokarca böceği büyük rahatsızlık yaratıyor. Vatandaşlar da böceğe karşı çözüm arayışına girdi. Ancak uzmanlar, bilinçsiz mücadelenin diğer canlılara zarar vereceği uyarısında bulunuyor.


"ARI GİBİ SES ÇIKARIYOR AMA BAYAĞI BİR PİS KOKUYOR"

Sarıyer'de camları açmaya çekindiklerini söyleyen Nazar Yıldız, "Biz de aynı böcekten şikayetçiyiz, yaklaşık iki senedir ne zaman camları açsak doluşuyorlar. Çok fazla var, öldürdüğümüz veya dokunduğumuz zaman çok pis kokuyor. Bir ilaçlama ya da bir çaresi varsa güzel olur. İlaçlama oluyor ama genelde sivrisinekler için olduğunu söylüyorlar, bu böceğe bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Çünkü çok fazla sayıda var ve camları açtığımızda bizi çok rahatsız ediyor. Arı gibi ses çıkarıyor ama bayağı pis kokuyor" şeklinde konuştu.

"AMERİKA'DAN TÜRKİYE'YE GELMİŞ"

Çekmeköy'de de ormanlık alanın yakınındaki binalarda oturan vatandaşlar evlerinde yaşadıkları böcek istilasından oldukça rahatsız olduklarını belirterek çözüm istedi. Daire sakini Zeynep İskender, "İki-iki buçuk senedir burada oturuyoruz. Geçen sene vardılar ama bu kadar değillerdi. Özellikle dün sürü halindeydiler. Arı kolonisi gibiydiler. Biz internetten araştırdık. Kokarca böceğiymiş, Çin'den Amerika'ya Amerika'dan da Türkiye'ye gelmiş. Alerjik reaksiyona sebep olabiliyorlarmış ciltte. Camı açamıyoruz. Tel taktırdık ama telden içeri giriyorlar.

"ÇAMAŞIR ASAMIYORUZ, BALKONA ÇIKAMIYORUZ"

Havalandıramıyoruz evi, büyük bir problem yaşıyoruz. Rahatsız edici bir durum. Çamaşır falan da asamıyoruz. Balkona hiçbir şekilde çıkamıyoruz. İstila etmiş durumdalar her tarafı. Terasta da aynı şekilde fazlalar. İlaçlama yapmaya çalıştık ama çok fazla fayda göstermedi. Bunun bir bütün olarak yapılması gerekiyor. Ormanın ve binanın ilaçlanması lazım" dedi.

"BİNALARDAKİ ISI DEĞİŞİMLERİ ONLARI CEZBEDİYOR"

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa, Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erdem Hızal, "Bu tür istilacı bir tür, anavatanı Uzakdoğu ülkeleri olarak geçiyor. Türkiye'ye iki giriş noktası var gibi görünüyor, Artvin ve İstanbul. Şu anda Karadeniz sahil hattı boyunca çok yerde görülmekte. Önemli bir istilacı tür. Üç yüzden fazla bitki türü ile beslendiği tespit edilmiş. Bu türün en önemli özelliği, sokucu, emici ağız yapısına sahip olması. Böylelikle besleneceği bitkinin içerisine bu ağız yapısı ile giriyor, salgıladığı enzimlerle bu bitkinin protein, yağ ve liflerini emerek bitkiye zarar veriyor. Özellikle tohumlarda ciddi kayıplara sebep olabiliyor" şeklinde sürdürdü.

Doç. Dr. Hızal, "Özellikle Eylül sonu Ekim başı, havaların soğumaya başladığı dönemde yer arıyor. Binalardaki ısı değişimleri onları cezbediyor ve oralara gidebiliyor. Özellikle binalar daha korunaklı, evlerin içi, çatı altları, kapı arkaları, kitaplık arkaları çok ciddi saklanabileceği yerler" dedi.

"UÇARKEN SES ÇIKARIYOR, KÖTÜ BİR KOKU YAYIYOR"

Hızal, "Bu tür tabii ki, insanlar için rahatsızlık verici olabiliyor. Oldukça büyük bir tür, uçarken çıkardığı ses, ayrıca dokunulduğunda ve ezildiğinde kötü bir koku yayması insanlar için hoş karşılanmıyor. Özellikle evin içerisinde dolaşması rahatsızlık veriyor" dedi.Doç. Dr. Hızal, 'Bu oldukça sıkıntılı bir durum yaratabiliyor. Bunlarla mücadele yöntemleri arasında değişik yöntemler var. Kimyasal mücadele, biyolojik mücadele ancak kimyasal mücadele şöyle bir dezavantajı var.

"KİMYASAL İLAÇLAR BAŞKA HAYVANLARI DA ÖLDÜRÜYOR"

Attığınız ilaç hedef türümüz olan bu tür dışında başka canlıları da öldürme durumunda olduğu için kimyasal mücadele sıkıntılı. Biyolojik mücadele, yıllarca yapılan çalışmalarda yumurta paraziti üzerine, yani bu böceğin koyduğu yumurtaya arız olan ve onunla beslenip popülasyonu düşüren canlılar üzerine çalışmalara başlandı. Bunun birkaç türü var ama Türkiye'de doğal tür olarak bulunmuyor. Yurt dışından getirilmesi planlanıyor. Bunun da başarılı olmama ihtimali var. Çünkü Türkiye doğasında olmadığı için bu böceklerin uyum sağlaması önemli. Uyum sağlarsa başarılı olacağız" şeklinde konuştu.

"SADECE PARK VE BAHÇELERDE DEĞİL ORMANLIK ALANLARDA DA BULUNUYOR"'

Ev içlerinde çok sayıda olması durumunda torbalı elektrik süpürgeleriyle bunların çekilerek çıkartılıp bir poşete konduktan sonra sıkıca da ağzı kapandıktan sonra çöpe atılabilir' diyen Doç. Dr. Hızal, "Üç dört şekilde mücadele ediliyor. Ama biter mi, bitmez. Popülasyon biraz azaltılabilir. Çünkü bu sadece park bahçelerde değil, ormanlık alanlarda da bulunduğu için ormanlık alanlardan park bahçelere, park bahçelerden ormanlık alana geçiş yapıyor. Şu yapılabilir, ergin dönemlerinde uçma dönemlerinde fenomen tuzakları asılarak en azından park bahçelerin çevresindeki binalarda yaşayan insanlar için bir fayda sağlanabilir" dedi.

2. el otomobil piyasasında talep arttı, fiyatlar düşmeye devam ediyor Çorluspor 1947'nin teknik direktörüne silahlı saldırı anı kamerada Vicenzo Montella: "Bizim için rakip fark etmez"
Sonraki Haber