İşte ABD'nin desteklediği terör örgütü PYD/YPG'nin gerçek yüzü...
PKK/KCK kuruluşundan günümüze kadar, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaşayan vatandaşlara baskı ve şiddet (köy baskınları, suikastlar, zorunlu göçe tabi tutma, alıkoyma, korkutma, vb.) uygulayarak bölge halkını örgüte müzahir kılma stratejisi izliyot. Örgütün Suriye uzantısı olan PYD/YPG de aynı stratejiyi Suriye’de yaşayan halklara uyguluyor.
PYD/YPG terör örgütü bölgede tek hâkim güç olma amacıyla bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Türkmenler, Ezidiler gibi etnik unsurlara yönelik etnik temizlik dahil olmak üzere büyük insanlık suçları işliyor. Söz konusu ihlaller, uluslararası insan hakları kurumları tarafından gözlenmiş ve bu eylemler raporlara yansımıştır.
TERÖR ÖRGÜTÜN ZULMÜNDEN KAÇIP TÜRKİYE'YE GELDİLER
Bölgeden PYD/YPG terör örgütünün şiddeti nedeniyle birçok yerel halk zorunlu göçe tabi tutulmuş, yerlerinden edilmiştir. PYD/YPG’nin zulmünden kaçanlar Türkiye’nin Suriyelilere açık kapı politikası gereği güvenli ülke olarak ülkemizi tercih etmişlerdir. PYD/YPG’nin işlediği bunca insan hakları ihlallerine rağmen örgütün (sözde) DEAŞ ile mücadele eden tek örgüt propagandasına maruz kalan ve terör örgütüne dış destek sağlan uluslararası güçlerin söz konusu insan hakları ihlallerine göz yumduğu görülmüştür. DEAŞ’la (sözde) mücadele adı altında elde edilen silah ve mühimmatların çoğu bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Türkmenler gibi halkların örgüt karşısında sindirilmesi amacıyla kullanılmıştır.
407 SİVİL ÖLDÜRÜLDÜ
Örneğin Suriye İnsan Hakları Örgütü (SNHR) tarafından Ocak 2016’da yayınlanan raporda, PYD/YPG’nin, kontrolündeki bölgelerde etnik temizlikten keyfi tutuklamaya, zorla askere almaktan göç ettirmeye kadar birçok insan hakları ihlali gerçekleştirdiği tespit edilmiştir. Raporun yayımlandığı tarihe kadar 51’i çocuk, 43’ü kadın ve işkence altında hayatını kaybeden 16 kişi dâhil olmak üzere en az 407 sivilin PYD/YPG tarafından öldürüldüğü ifade edilmiştir.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW), Haziran 2014’te yayımladığı “Under Kurdish Rule: Abuses in PYD-Run Enclaves of Syria” başlıklı başka bir raporda da; PYD/YPG terör örgütünün siyasi açıdan kendisine rakip gördüğü kişilere yönelik alıkoyma, kaçırma ve infaz gibi uygulamaları sıklıkla gerçekleştirdiği vurgulanmıştır Özellikle PYD’ye muhalif partiler olan Suriye Kürt Demokrat Partisi (PDKS), Yekiti ve Azadi üyelerine karşı kötü muamele ve keyfi tutuklamalar yapıldığı raporda belirtilmiştir.
PYD/YPG’nin etnik temizliğe varan insan hakları ihlallerine örnekler verecek olursak;
MUHALİFLERE YÖNELİK İNFAZLAR
Suriye’de alternatif bir yapılanmaya izin vermeyen terör örgütü PYD/YPG, muhaliflere yönelik infaz eylemleri gerçekleştirmiştir.
PYD/YPG terör örgütü infazlarına Ekim 2011 yılında Suriye'deki muhalif Kürtlerden oluşan Geleceğin Partisi'nin lideri Mişel Temo ’ya yönelik suikastla başlamıştır. Rejim ile birlikte hareket ettiği değerlendirilen terör örgütü infazın taşeronluğuna yaparak bölgedeki çoğu Kürt’ün tepkisiyle karşılaşmıştır.
PYD/YPG’nin bu suikastinin ardından muhaliflere yönelik saldırılar devam etmiştir. Aşiret lideri Abdullah Bedro ve Suriye Kürtleri Demokratik Birlik Partisi Halep sorumlusu Şerzad Hac Reşid terör örgütünün suikast eylemleri sonucu öldürülmüştür.
Ayrıca, Suriye Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı Salah Bedreddin, terör örgütünün baskısı yüzünden Almanya üzerinden Erbil’e kaçmak zorunda kalmıştır.
350 BİN SURİYELİ KÜRT ÜLKEMİZE SIĞINDI
Suriye’de savaş öncesi 12 Kürt grup varken şimdi sadece PKK/PYD vardır. Yüzbinlerce Kürt baskıdan dolayı PKK/PYD kontrolündeki bölgelerden göç etmek zorunda kalmıştır. Türkiye’ye 350 bin Suriyeli Kürt sığınmış ve halen Türkiye’de yaşamaktadırlar.
Bununla birlikte, Amude’de 27 Haziran 2013 tarihinde, PYD/YPG karşıtı bir gösteride, PYD/YPG'li teröristler göstericilerin üzerine ateş açmış ve üç günde 8 gösterici hayatını kaybetmiştir. Aynı gösteri sırasında ise 50 Yekiti Partisi üyesi PYD/YPG'liler tarafından YPG binasına götürülerek darp edilmiştir.
TUTUKLANAN VEYA GÖZALTINA ALINANLARA YÖNELİK İHLALLER
Terör örgütünün polis teşkilatı olarak adlandırdığı “Asayiş” tarafından yapılan ihlaller, insan hakları izleme örgütlerinin raporlarında kendine yer bulmuştur. Alıkonulan şahısların tutuldukları sırasında işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı, birçoğunun bu sırada hayatını kaybettiği tespit edilmiştir. HRW raporuna göre; Afrin’de alıkonulan Hannah Hamdoş, bir süre sonra öldürülmüş fakat PYD/YPG tarafından başını duvara vurarak öldüğü öne sürülmüştür. Şubat 2014’te Sere Kaniye’de yaşanan bir diğer vakada ise 24 yaşındaki Raşwan Ataş, bir “Asayiş” mensubu tarafından öldürülmüştür.
Rapora göre; 2012-2014 yılları arasında bölgede 9 tane çözülemeyen cinayet ve kaybolma vakası yaşanması ve bu insanların hepsinin PYD/YPG muhalifi olmaları da güvenlik güçlerinin keyfi uygulamaları konusunda kuşku uyandırmaktadır.
KADINLARA VE ÇOCUKLARA YÖNELİK ŞİDDET
PYD/YPG terör örgütü Suriye'de ele geçirdiği bölgelerdeki hâkimiyetini korumak, kendisine karşı çıkan halkı sindirmek ve eleman kazanmak maksadıyla kadınlara ve çocuklara karşı şiddete sıkça başvurmaktadır.
PYD/YPG'nin bu uygulamaları SNHR'nin Ocak 2016'da yayımladığı raporda da yer almıştır. İlgili raporda; 2011-2016 yılları arasında 42 kadının PYD/YPG'li teröristlerce öldürüldüğü belgelenmiştir. Bu kadınlardan, Halep'e bağlı Say Ghoul köyünde yaşayan Nabiya El Salah, 14 Ağustos 2015'te PYD/YPG'li teröristler tarafından Rakka-Tel Abyad yolunda 3 kurşunla vurularak öldürülmüştür.
Raporda dikkat çeken bir diğer örnek olan Tarfa Halil el Hasud, 58 yaşındaydı. Kocasını öldüren PYD/YPG'lilerden saklanmaya çalışırken kendi evindeki ahırında öldürüldü. Ayrıca ilgili rapora göre, PYD/YPG Ocak 2014-Ekim 2015 arasında Haseke, Kamışlı, Afrin gibi bölgelerde "zorunlu askerlik" adı altında 88 kadını alıkoymuştur.
ETNİK TEMİZLİK VE ZORUNLU GÖÇ ETTİRİLME
PYD/YPG terör örgütü etkin olduğu bölgelerde, çok sayıda Arap ve Türkmen’in yanı sıra Süryani, Ermeni vb. etnik gruplar da bulunmaktadır. Ele geçirdiği topraklarda kendi hâkimiyetini sağlamaya çalışan terör örgütü, bölgede yaşayan insanları zorunlu göçe tabi tutmakta, bazı yerleşim yerlerini yıkarak demografiyi değiştirmektedir.
İnsan Hakları Suriye Ağı (SNHR)’nın raporunda Haseke’de yaklaşık 100 Türkmen ailenin şiddet ve baskıya maruz kaldığına yer verilmiştir. Türkmenler, öncelikle ülkenin farklı yerlerine göç etmek zorunda kaldıklarını ve sonrasında zor yaşam koşulları nedeniyle Türkiye’ye sığınmışlardır.
SNHR tarafından Ocak 2016’da hazırlanan raporda; PYD/YPG’nin yerleşim yerlerine girerek, buraları yağmaladıkları, Kürt nüfusun olmadığı yerlerde etnik temizlik yaptıkları, evlerin yakılıp yıkıldığı ve insanların göçe zorlandığı vurgulanmıştır. Rapora göre; çoğunluğu Arap, on binlerce insan PYD/YPG tarafından yerinden edilmiş, düzinelerce köy yıkılmıştır. Tüm bu eylemlerin, Roma Sözleşmesi 8. maddesi gereğince; savaş suçu, insanlığa karşı işlenmiş suç olduğunun ve yerleşik uluslararası insan hakları hukukunun ihlali anlamına geldiğinin altı çizilmiştir. SNHR tarafından hazırlanan rapora göre; 9 yerleşim yerinin tamamı yıkılmış ve sakinleri yerinden edilmiş, 19 köy ise parçalı olarak yok edilmiş, istenmeyen kişiler buralardan sürgün edilmiştir. Bunun yanı sıra; PYD/YPG terör örgütü ele geçirdiği köylerde; etnik temizlik yapmak maksadıyla tehdit ve şiddet yoluyla Kürt olmayan nüfusu yerlerinden etmektedir. SNHR tarafından hazırlanan rapora göre; en az 49 yerleşim yerinden on binlerce insan sürgün edilmiştir.
EVLERİ YAKILIP GÖÇE ZORLANDILAR
PYD/YPG terör örgütü; 26 Mayıs 2015’te Haseke’nin güneyindeki 26’dan fazla köyde yaşayan insanlara bu köyleri boşaltmaları için 24 saat verdiğini duyurmuştur. Bu köylerden birinde yaşayan bir tanığın raporda yer alan ifadesine göre; PYD/YPG’li teröristlerin köye gelmelerinden itibaren Araplara yönelik saldırgan tutum içerisinde bulunulmuş, (sözde) Kürdistan’da Araplara ve Türkmenlere yer olmadığı söylenmiş ve birçok ev teröristlerce yakılmıştır. Raporda yer alan bir diğer örnek olayda ise; Şubat 2015’te Haseke’de bulunan 100 Türkmen ailesinin keyfi tutuklamalar ve çeşitli işkencelerle yerlerinden edilmesine ilişkindir. Söz konusu aileler, evlerini terk ederek Türkiye’ye sığınmıştır. Uluslararası Af Örgütü’nün (Amnesty) Ekim 2015’de görgü tanıklarının ifadeleri, uydu görüntüleri ve uzman gözlemlerine dayanarak yayımladığı “Gidecek Başka Yerimiz Yok” (We Had Nowhere Else to Go) başlıklı raporda da; PYD/YPG terör örgütünün işlediği etnik temizlik, sürgün ve yıkım suçları ortaya konmuştur.
Tel Hamis kırsalında yer alan Arap Köyü Hüseyniye’de yapılan incelemeler ve yıkım sonrası geride kalan köylülerle gerçekleştirilen görüşmeler raporda yer almıştır. Köyün, Haziran 2014 ve Haziran 2015 tarihlerindeki durumları uydu fotoğrafları ile karşılaştırmalı olarak ortaya konulmuş ve 225 binalık köyün 1 sene içerisinde %94’ü yıkılmış sadece 14 binanın ayakta kaldığı tespit edilmiştir
Uluslararası Af Örgütü Uzmanı Lema Fakih: “PYD/YPG, sivillerin evlerini ve köyleri tamamen yakıp yerle bir ederek, sakinlerini meşru hiçbir askeri zemine dayanmadan yerinden ederek savaş suçuna tekabül eden saldırılarla uluslararası insani hukuku yüzsüzce hiçe sayıyor.
ÇOCUK SAVAŞÇILAR
PYD/YPG terör örgütü, Suriye'de gerçekleştirdiği terör faaliyetleri kapsamında ele geçirdiği toprakların tahakkümü maksadıyla çok sayıda çocuğu saflarına katmakta, çatışmaların ön cephelerine sürmektedir.
Uluslararası pek çok sözleşmede (1949 Harp Zamanında Sivillerin Korunmasına İlişkin Cenevre Sözleşmeleri, Cenevre Sözleşmelerine Ek Protokol, 1989 Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi Ek Protokol) düzenlendiği üzere çocuk yaştakilerin savaştırılması yasaktır. Ancak PYD/YPG'nin bu yasağı ihlali, pek çok bağımsız uluslararası kurum ve kuruluşun raporlarında yer almıştır.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu'nun 16 Ağustos 2013’te yayımladığı raporunda; Afrin ve Haseke'de PYD/YPG'nin 12 yaşındaki kız ve erkek çocukları saflarına kattığı kaydedilmiştir.
Birleşmiş Milletler'in Suriye'deki Çocuklar ve Silahlı Çatışmalar başlıklı raporunda; Haseke bölgesindeki yaşları 14-17 arasında değişen çocukların terör örgütü mensubu olarak devşirildiği ve gerek kontrol noktalarında gerekse çatışma alanlarında kullanıldığı belirtilmiştir.
ABD'nin Haziran 2016’da yayımladığı İnsan Ticareti Raporu'nda; PYD/YPG terör örgütünün 15 yaş altı çocuklar dâhil erkek ve kız çocuklarını örgüt mensubu olarak temin etmeye, kullanmaya ve onları eğitim kamplarına götürmeye devam ettiği kaydedilmiştir. Aynı rapora göre; Nisan 2015’de, Afrin'de terör örgütü tarafından 16 yaşında bir kız çocuğu ailesinin itirazlarına rağmen PYD/YPG tarafından kaçırılmıştır.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 2014 yılında yayımladığı "Kürt Yönetimi Altında" (Under Kurdish Rule) başlıklı raporda; PYD/YPG-YPJ'nin 18 yaş altı çocukları örgüte üye yaptığı, savaştırdığı kaydedilmiştir. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 59 çocuktan oluşan bir listeye sahip olduğu ve söz konusu çocuklardan 10'unun 15 yaşın altında olduğu ifade edilmiştir.