İşte Fırat Kalkanı'nda ilk şehidi verdiğimiz çatışma! DEAŞ değil, YPG...
Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, Fırat Kalkanı operasyonunda ilk şehidin verildiği çatışmayı orada görevli komutanların ağzından yazdı. Ağar'ın aktardığına göre; Suriye'de ilk şehidi PKK/ YPG'nin tankımıza Milan atması sonucunda verdik.
Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, Fırat Kalkanı operasyonunda ilk şehidin verildiği çatışmayı orada görevli komutanların ağzından yazdı. Ağar'ın aktardığına göre; Suriye'de ilk şehidi PKK/ YPG'nin tankımıza Milan atması sonucunda verdik.
İşte o yazının ilgili kısmı:
AYNI TEPEDE ÇİFTE SAVAŞ
...El Wasitiya tepesinin doğusu ve güneyi YPG-PKK, doğusu DEAŞ’tı. Biz bu tepede sabah DEAŞ ile savaştık, öğleden sonra YPG-PKK ile savaşmaya başladık. Tam tepeyi alacağımız vakit YPG-PKK arkadan geldi ve bizim zayıflattığımız DEAŞ’ın boşalttığı bölgeleri ele geçirerek bize saldırmaya başladı. Biz DEAŞ’la savaşırken, PYD-PKK bizi yandan ve gerilerden ZSU-23, 23-2’ler ve havanlarla vurmaya çalışıyordu.
YPG sürekli fırsatçılık yapıyordu.
Bu sefer de YPG-PKK’ya yoğunlaştık. Bunun üzerine DEAŞ tekrar saldırmaya başladı. Aslana bulaşmış çakallar gibilerdi. Bu karakter bütün harekât boyunca devam etti. Özellikle kesişim bölgelerinde.
Biz burada hem terör örgütleriyle hem de onları güden iradelerle savaştığımızı, savaşacağımızı çoktan anlamıştık.
Bu çatışmaların en ilginç olaylarından biri de önce duyulmaya başlayan helikopter sesiydi. Yakınımdaki keskin nişancı arkadaşların kullandığı Vektör-21 mesafe ölçer dürbünüyle gökyüzünü taradım ve o helikopteri gördüm.
Bir Mi-24’tü. Rus tipi taarruz helikopteriydi. Bu helikopterden rejimin, Rusya’nın ve İran’ın elinde vardı.
Alt kapağını açıp iki varil bombası bıraktı. Varil bombası öyle bir şeydi ki, düştüğü yeri cehenneme çeviriyordu. Her biri 500 metrekarelik bir alanı kaplıyor, yakıyordu.
Bombalar tam Cephet-ül Şamiye’nin savaştığı bölgeye düştü. Oracıkta 3 şehit ve 10’dan fazla yaralı verdiler. Cephet-ül Şamiye bu sırada PKK ile savaşıyordu.
İLK ŞEHİDE PANÇODAN KEFEN
İlk çatışmaya Keklice köyünde girdik. Ama DEAŞ ile değil, YPG-PKK ile. Özel kuvvet taburumu üçe böldüm. Yanımızda 13 tank, 9 ZMA ve ÖSO savaşçıları vardı. Biz işte bu kadar kuvvetle Cerablus’u ele geçirdik. Hafif çatışmalar yaşandı. ÖSO halletti.
Emrimdeki birlikleri iki operasyon koluna böldüm. Birinci kol Fırat’a paralel güneye inecek, Amiri’yi alacaktı. Diğer kol da batıya doğru ilerleyecekti. İşte ilk şehidimizi bu operasyonlarımız sırasında Amiri bölgesinde verdik. PKK-YPG tankımıza Milan attı. Vurdular. Bir tepe vardı. O tepeyi almaya çalışıyorduk. Direniş sert olunca, başka bir noktadan müdahil olmak üzere bölgeye girdik. Tepeyi ele geçirdik.
YANAN TANKA KOŞTULAR
Tam bu sırada bir patlama sesi geldi. Araçların kapılarını açtık.
Tankın isabet aldığını, yavaş yavaş yanmaya başladığını gördük. O esnada bizden biri tanka doğru koşuyordu. Süratle tanka çıktı. Kule kapağından içeri girdi ve tankın içinde kalan arkadaşı tutup çıkarttı. İki kişi kendi imkânlarıyla kurtulmuştu.
İlk koşan sıhhiyeci Mutlu Başçavuşumdu. Tankın içindeki yaralıyı o ateşin içerisinden çekip çıkarttı. Ne yazık ki Mehmetçik ağır yaralıydı. İki dakika geçti geçmedi. Nabzı gitti. Onun şehit olduğuna şahit oldum. Önce yüzüne bir tebessüm düştü. Ve öylece gitti.
Yanımızdaki kamuflajlı pançoyla onu kefenledik. Sonra da dua ile araçlardan birine koyup uğurladık. Onu ilk önce Cerablus’a, oradan da anavatana götüreceklerdi.
Adı Ercan’dı. Uzman çavuştu.
Onu şehadetten kurtaramamış olsak da tankın içinde yaşanan cehenneme de bırakmamıştık. Tank hemen sonra büyük bir alev topuna döndü ve patlamalarla birlikte sabaha kadar yandı.