İstiklal Marşı 10 kıtası anlamı ve notaları
İstiklal Marşı’nın 100.yılına özel sizler için İstiklal Marşı’nın 10 kıtasının anlamını ve notalarını derledik. Her Türk vatandaşının bilmesi gerektiği bu 10 kıta ve anlamı detayları ile haberimizde.
İstiklal Marşı'nın 100.Yılına özel olarak 10 kıtasının anlamını ve notolarını derledik. Bağımsızlığımızı simgelemekte olan ve her Türk vatandaşının bilmesi gereken İstiklal Marşı'nın 10 kıtası anlamı ve notoları haberimizde.
İstiklal Marşı 10 kıtası ve anlamı
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Mehmet Akif Ersoy burada ulusuna seslenmektedir. Ulusun korkmaması gerektiğini ve dalgalanan bayrağımızın üstündeki ay ile yıldızın daima parlayacağını, ülkemizin üstünde tüten son ocak sönene kadar bayrağımızın dalgalanacağını anlatmak istemiştir. Bu kıta ile ulusa cesaret vermiştir.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Mehmet Akif Ersoy burada Türk bayrağına seslenmektedir. Eğer yüzünü asarsa şehitlerimizin bayrak uğrana dökülen kanlarının helal olmayacağını anlatmaktadır. Hiddetli durmamasını ve bir kerecik olsa da gülmesini istemektedir.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Mehmet Akif Ersoy burada Türk halkını özgürlüğüne kimsenin engel olamayacağını, hiç bir kuvvetin buna cesaret edemeyeceğini anlatmaktadır. Halka buna teşebbüs edilirse kendini aşarak önüne çıkacak her türlü engeli yeneceği güçte olduğunu hatırlatmaktadır.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Mehmet Akif Ersoy "çelik zırhlı duvar" kelimesi ile Batı'daki teknolojinin gelişmişliğini ima etmektedir. Bu teknolojiye karşıt olarak bizim milletimizin manevi gücünün daha kuvvetli olduğunu vurgulamaktadır. Batı'yı da burada tek dişli canavara benzetmektedir.
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Şair Mehmet Akif Ersoy burada Türk milletine sesleniş vardır. Her Türk vatandaşının kendini siper edip özgürlüğümüz için savaşması gerektiğini güzel günlerin ancak öyle bize geleceğini ima etmektedir.
Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Bu kıtada topraklarımızın ve bu vatanın çok büyük zorluklar ile kazanıldığını ve ne pahasına olursa olsun vatanımızı satmamamız ona ihanet etmememiz gerektiği vurgulanmaktadır. Ulus sadece toprak olarak görülmemelidir çünkü şehitlerimizin kanları ile korunmuştur. Her bir adımda bizim için canını veren şehitlerimiz aklımıza gelmesi için yazılmıştır.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Mehmet Akif Ersoy burada topraklarımıza herkesin isteyerek canını vereceği söylenmektedir. Topraklar sıkılsa her yerinden şehitlerin çıkacağı vurgulanmaktadır çünkü her karışında şehitlerimizin kanı vardır. Şair burada Allah'ın her şeyimizi almasını ama bizi yurdumuzdan mahrum etmemesini söylemektedir.
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
Mehmet Akif Ersoy Allah'a seslenmiştir. Yurdumuza hiç bir düşmanın gelmemesini ve okunan bu ezanların hiç susmamasını istemektedir. Ayrıca bağımsızlığımızın hep devam etmesini söylemiştir.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.
Mehmet Akif Ersoy eğer duaları kabul olursa ve mezar taşı olacaksa (Şehitlerin bir kısmının mezar taşı bulunmamaktadır.) o zaman başının gökyüzüne yükselecek kadar yüceleceğini ima etmektedir.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Aksoy özgürlük ve istiklal bizim ülkemizin hakkıdır ve her zaman da olacağını vurgulamıştır. Türk Bayrağı göklerde her zaman dalgalanacak. Dalgalanmalıdır ki dökülen kanlar hem ona hem de bağımsızlığımıza helal olsun.