Türkiye yangın yeri, CHP bir yandan AK Parti ile koalisyon görüşmesi sürdürüyor, bunu yaparken de herhangi bir şart ileri sürmeyeceğini kamuoyu ile paylaşıyor; diğer yandan AK Parti’nin kendileri ile koalisyon kurmayacağı telaşesiyle MHP’ye saldırıyor. Sözüm ona koalisyon öneriyor. Allah akıl fikir versin. Bize de sabır…
Önerdiği koalisyonu Gürsel Tekin bir gazete aracılığıyla dile getirmiş: MHP ile koalisyon kuralım, HDP dışardan destek versin…
Dışardan destek versin dedikleri HDP’nin tüm yetkilileri, milletvekilleri açıkça PKK destekçisi. Kendileri zaten açıkça PKK ile müttefik haline geldiler. MHP’den de aynı tavrı bekliyorlar.
Bu HDP denilen partinin Cumhuriyet ve devlete dair düşünceleri ise ortada.
Adı Cumhuriyet Halk Partisi olan, devleti kurduğunu iddia eden partinin iktidar sevdasına geldiği noktaya bakıp üzülmemek elde değil.
Ne diyelim, “Çok komiksin Şampiyon…”
İtfaiyeden su tırtıklamak tam da bu işte.
Figen Yüksekdağ’ın PKK değerlendirmelerini bir şekilde Gürsel Tekin’e okutmak, dinletmek lazım. Şayet bu eş başkan hanımefendinin değerlendirmelerine rağmen HDP ile açık veya örtülü bir koalisyonu savunuyor ve arzuluyorsa bu kez dönüp CHP ile ilgili kanaatlerimizi gözden geçirmemiz lazım.
Günlerdir Türkiye’nin dört bir yanına albayrağa sarılı şehitler geliyor. Ülkenin her şehrinde açılım sürecinin, çözüm masallarının meyvelerini bombalı saldırılar, suikastler olarak hasat ediyoruz, yüreklerimiz yanıyor.
Milliyetçi Hareket Partisi ve lideri, bu günlere işaret etti. Açılım sürecinin, çözüm güzellemelerinin nasıl bir netice ile karşımıza çıkacağına dair sürekli uyardı. Bundan ötürü büyük bir siyasi linçe maruz bırakılmak istendi. Bütün engellemelere rağmen millete bu sürecin neticelerinin ne olacağını anlattı.
Millet anladı mı? Bu kısmı ayrı bir meseledir. Yüzde 16 oy aldı. Az mı, hayır. Ancak, bunca medya bombardımanına, bunca zihinsel işgal yöntemine rağmen çok iyi bir neticedir. Milletin mühim bir kısmının MHP’nin bu hassasiyetini kavradığını göstermektedir.
MHP bu oyları alırken de yalnızdı, baskı altındaydı. Ev ev, insan insan bir mücadele ile geldi buralara. Kimsenin açık veya örtülü desteğini almadı, herhangi bir iç ve dış odak ile ittifaka girmedi, emanet oylar devşirmedi. Milletin kendisine gitti. Kendisinden istedi, kendisinden destek gördü.
Kimse kusura bakmasın, şu anda albayrağa vatan sathına serpilen sarılı her şehit, açılım sürecinin her sorumlusundan elbette hesap gününde hakkını isteyecek ama özellikle bu dönem için PKK’nın siyasi uzantısını Parlamentoya sokmak için olağanüstü çaba gösteren, yetmezmiş gibi iktidara taşımak isteyen CHP’nin aklı evvellerini de unutmayacaktır.
Ne kadar ayıp. Ne kadar günah. Ne kadar vicdansızlık… Üstelik siyasi ahlak ile hiç bağdaşmayacak şekilde MHP’ye mütemadiyen taciz.
Hayret uyandırıcı olan, bu PKK severlik CHP’ye ne arada ve nasıl bulaştı? Kimin parmağı var bu işte? Bir taraftan seçimlerden oy kaybederek çıkacak kendinizi sorgulamayacaksınız, diğer yandan içinizden birileri PKK’nın partisine oy verdiğini itiraf edecek ve hesap sormayacaksınız? Sonra dönüp bizlerden, milletten sizi onaylamamızı isteyeceksiniz?
CHP, PKK’nın partisi ile seçim ittifakına varan bir işbirliği için uğraşırken, bunların her tedhişinde, terör ile irtibatında araya girerken ve adeta örtmeye uğraşırken, MHP ile hala koalisyon çağrıları yapması kadar itici, iğrendirici bir tavır olabilir mi?
Benim sayın CHP’lilere önerim, çağrım şudur: Şehitlerden utanın, gazilerden utanın, acılı ailelerinden utanın, bu milletten utanın ve artık HDP ile açıktan veya örtülü bir koalisyon fikrine MHP’yi dahil etme uğraşınızdan vazgeçin.
Terör ile aranıza mesafe koyun. Terör ile aralarına mesafe koymayanlara da mesafe koyun. Fabrika ayarlarınıza dönün. Cumhuriyeti kuran parti iddianıza sahip çıkın. Atatürk’ü, Milli Mücadele kahramanlarını hatırlayın. Bu ülkenin hangi ilkeler ve umdeler üzerine inşa edildiğini bir kez daha idrak edin.
Sonra, iktidar sevdanızı, susamışlığınızı gidermek için derdinizi millette anlatın. Ülke elden giderken, terör adım adım ilerlerken içinizdeki birilerinin yağma ve talan aşkının bu denli depreşmesi artık taşıyamayacağımız kadar ağır geliyor.
Gelecek yazım Doğan medyasına ve Cemaat medyasına dair olacak. Az bekleyin…