İYİ Parti'ye yakın Yeniçağ'da Kılıçdaroğlu'na sansür!

Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu: Bir bilginin okuyucuya aktarılmaması sansür değil midir? Bir haberin okuyucuya aktarılmamasının sansür olarak nitelendirilmesi için, illa bir cebir mi kullanmak gerekir?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Reuters’a verdiği röportajda, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile üniversitelerden ihraç edilen Barış Akademisyenleri hakkında yaptığı açıklamalar tartışma yarattı.

CHP lideri, PKK'nın "hendek" terörü sürecinde “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiri yayımlayan ve terör operasyonlarına karşı çıkan Barış Akademisyenleri'ni bir hafta içinde görevlerine iade edeceklerini söyledi.

Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu ise Kılıçdaroğlu'nun bu sözlerinin medyaya yansımaları üzerinden dikkat çekici tespitlerde bulundu.

İYİ Parti Milletvekili Ahmet Çelik’in sahibi olduğu Yeniçağ gazetesinde röportajın yer alış şeklini eleştiren Karahasanoğlu, "Birinci sayfalarında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aynı röportajdaki başka sözleri vardı.. Ama.. “İktidara geldiğimizde, bir hafta içinde, akademisyenleri tekrar üniversiteye geri alacağım” açıklaması, okurlara aktarılmamıştı.. Bu sansür değil de nedir?" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına Millet İttifakı'nın ortağı İYİ Parti'den tepki gelmemesini eleştiren Yeni Akit yazarı "CHP’ye de, İP’e de; “Yuh olsun size, yuh be!”" başlıklı yazısında şunları kaydetti;

"Meral Akşener saf mı?

Yoksa işine gelen bir istismarda, gönüllü oyunculuk mu yapıyor?
Soruyoruz, “Barış İçin Akademisyenler Bildirisi adı altında PKK’lı teröristlere can suyu olmaya çalışan sözde öğretim üyeleri, sizin iktidarınızda bir hafta içinde görevlerine iade edilecekmiş, ne dersiniz?” diye..

Tek kelime ile cevap yok.

O başka işlerle uğraşıyor..

Ekrem İmamoğlu’nun iki günde bir portre satın aldığı Londra’da, sokaklara “Apo için özgürlük” afişleri asılmış..

“Sakın ha sakın Akşener.. CHP ile yaptığınız ittifakta, ortaklarınıza şimdiden hatırlatmazsanız.. Sandıkdan çıkan oylara, 2018’dekini bir kenara bırakın.. Bu sefer hepten şaşar kalırsınız..”

“Milliyetçiyim” diyeceksiniz.

“Ülkücüyüm” diyeceksiniz..

Partinizin milletvekillerinin hemen hepsi, “Fırat Çakıroğlu, üniversitedeki PKK’lı teröristler tarafından şehit edildi” diyerek oy avcılığı yapacaklar..

Ama..

CHP Genel Başkanı, İyi Parti ile kurduğu ittifak sayesinde iktidara geldiklerinde, ilk iş olarak PKK’ya destek çıkan akademisyenlerin üniversiteye geri geleceklerini açıklamasına rağmen..

Bir tane İyi Partili yiğit çıkıp da, “Ne saçmalıyorsun sen? Kendi adına konuş. ‘İktidara geldiğimizde’ diye bir cümle kurma.. Bizi işin içine katma.. ‘İttifak olmaksızın iktidara gelirsek’ diye açıklıyorsan, açıkla” demiyorlar..

Diyemiyorlar.. Adeta tepede bir büyük patron duruyor..

Neyi konuşacaklarına, neyi konuşmayacaklarına karar veriyor..

793 güvenlik mensubumuzun şehit edildiği hendek operasyonlarında, PKK’lı teröristlerin ağır silahlarla işkence altına alındığını iddia edecek kadar ahlaksızlaşan sözde akademisyenleri üniversiteye geri döndürme sözü veren Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin, Yeniçağ gazetesinde haber olup olamayacağını merak ettiğimi yazmıştım..

Dün İyi Parti milletvekili Ahmet Çelik’in sahibi olduğu Yeniçağ gazetesine baktım..

Birinci sayfalarında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aynı röportajdaki başka sözleri vardı..

Ama..

“İktidara geldiğimizde, bir hafta içinde, akademisyenleri tekrar üniversiteye geri alacağım” açıklaması, okurlara aktarılmamıştı..

Bu sansür değil de nedir?

Bir bilginin okuyucuya aktarılmaması sansür değil midir?

Bir haberin okuyucuya aktarılmamasının sansür olarak nitelendirilmesi için, illa bir cebir mi kullanmak gerekir?

İlla bir başka güç tarafından engelleme yapılması mı gerekir?

Bazı gazeteciler, dünya menfaatleri için, makam-mevki için, bazı haberleri okuyucuya aktarmama konusunda gönüllü haber gizlemesi yaparsa, bunun iğrençliği, bir başka güç tarafından engellenildiği için haber verememekten daha vahim değil midir?

Süslü laflarla, HDP’ye güzellemeler yapan Yavuz Ağıralioğlu nerede?

PKK’ya destek çıkan akademisyenlerin tekrar üniversitelerde öğretim üyeliğine geri döndürülmesi sözüne ne diyor, iki cümle kuramıyor mu?

Onun edebiyat yapma kabiliyeti, sadece Erdoğan düşmanlığında mı geçerli?

CHP’lilerin PKK seviciliği söz konusu olunca, dili kullanılmaz hale mi geliyor?

Müsavat Dervişoğlu, resmen ittifak yaptıkları, yeni seçimde de yapacaklarını ilan ettikleri CHP’nin Genel Başkan’ı böyle bir söz verdiği halde..

Üzerinden nerede ise 48 saat geçmesine rağmen tek kelime ila açıklama yapamamasından dolayı, kendisine oy veren seçmenlerine karşı bir utanç duymuyor mu?"

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan canlı yayında önemli açıklamalar Kemal Can Serveti Ne Kadar? Can Holding Şirketleri Nelerdir? Asıl soru bu: Türk medyasını kim yönetiyor?
Sonraki Haber