Japonya depremden korunmanın yöntemini yıllar önce buldu! İşte üç ayrı sistem
Japonya’nın deprem konusundaki uzmanlığı sıkça gündeme geliyordu. Ancak yaşanan Kahramanmaraş depremi faciasından sonra çok daha dikkatli incelenmeye başladı. İşte detaylar…
Türkiye’nin yaşadığı 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki Kahramanmaraş depreminin ardından ortaya çıkan acı bilanço, deprem gerçeğini çok acı bir tecrübe ile bir kez daha bizlere hatırlatmış oldu. Özellikle Adana ve Hakkari bölgesi ile İzmir Körfezi ve İstanbul’u da kapsayan büyük Marmara depremi konusunda sıkça uyarılarda bulunan uzmanlar, uyarılarını bu kez daha da sert yapmaya başladı. Uzmanların uyarıları ise, Kanto felaketini yaşamış olan Japonya’ya gözlerin dönmesine neden oldu.
Bilindiği üzere, 1923 yılında yaşanan Kanto felaketi tam 140 bin kişinin yaşamını yitirmesine neden olmuştu. Dört dakika boyunca devam eden 7.9 büyüklüğündeki deprem, 1 Eylül 1923 günü saat 11:58:44'te meydana geldi. Sadece can kaybına değil, ciddi bir yıkıma da neden olan deprem Tokyo’yu mahvetti. Bunun üzerine deprem gerçeği ile tanışan Japonlar, çok kritik önlemler almaya başladı.
KONUT VE İŞYERLERİNDE ÜÇ SİSTEM KURALINI GETİRDİ
Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra aldığı tedbirler kapsamında binaların sağlamlığını artırmak için üç farklı sistem geliştirdi. Japonya’daki minimum dayanaklılık sistemi olan Taishin kapsamında yapılan binalar, dönemin Japon hükümeti tarafından kirişlerin, sütunların ve duvarların sallanmaya karşı yeterli kalınlıkta olması zorunlu hale getirdi. İki ayrı seviye de daha önlem alan Japonlar, Seishin ve Menshin sistemlerini de devreye soktu.
Yüksek binalarda zorunlu olan Seishin, bir depremin enerjisini büyük ölçüde emen amortisörlerin kullanılmasının zorunlu tutulduğu sistem olarak devreye alındı. Temellerin altındaki zemine kalın kauçuk harita katmanlarının yerleştirildiği bu sistemde, sarsıntı minimuma insin diye, önemli birtakım zorunluluklar eklendi. Üst düzey güvenlik olan Menshin seviyesinde ise, bina yapısının kendisini aşağıdaki toprakla bağımsız hareket eden kurşun, çelik ve kauçuk katmanlarıyla yerden izole edilmesini zorunlu hale getirdi.
EĞİTİM SİSTEMİ DEPREM GERÇEĞİ ÜZERİNE KURULDU
Dünyanın en yüksek binalarından biri olan 29 katlı Tokyo Skytree’de sismik ağlar kullanan Japonlar, diğer yüksek binası olan Shinjuku Mitsui binasında 300 tonluk sarkaçlar kullandı. Aynı zamanda uçan evler hayata geçiren Japonlar, deprem anında binanın bir ile üç santimetre arasında yükselmesini mümkün hale getiren bir sistem kurdu. Ancak bu sistemlerin tamamı eğitim programlarından sonra ortaya çıktı.
Depremi hayatın bir gerçeği olarak kabul eden Japonya’da yapıların depreme dayanıklı inşa edilmesinin yanı sıra çok küçük yaşlardan itibaren doğal afetlere karşı eğitim verilmeye seneler evvel başlandı. Ülkede okullarda deprem simülatörlerinin olduğu bilinirken; aynı zamanda benzer eğitimlerin inşaat sektöründe de verildiği öğrenildi.