Kara Kartal artık bir Atmaca'ya emanet!
Özlüyor musunuz memleketinizi?
Rize'ye gidince nostalji yapıyorum. Berber Ahmet, Peynirci Hüseyin
ve diğerlerine uğruyorum. Hüsnü Ağabey’le birlikte kahvaltı yaptık.
Daha geniş bir zamanda ailece gelmek istiyorum.
Dilerseniz sizi bir de arkadaşlarınız Ahmet Kulaksız ve
Hüseyin Ahıskalı'dan dinleyelim…
Ahmet Kulaksız: Abdullah Avcı Rizespor'a geldiğinde kuaför dükkanım
Kutluhan'da idi. Hep bana tıraşa gelirdi. Geçen Rize'ye geldiğinde
yanına gittim, “Aha, Rize'deki saçlarımın katili!" dedi. Rize'ye
her gelişinde bana uğrar. Futbolda en güzel konumlara da gelse
arkadaşlarını hiç unutmadı. Rize’de iken Ramazan’ları hep beraber
toplanır, güveç yapardık. İstanbulspor'da Aykut'un yardımcısı iken
bir gün Rizespor'u izlemeye geldi. Benim haberim yok. Harun İlik
aradı. “Hadi maça gidelim,” dedi. Gittik. Abdullah Hoca maçta.
Yanına gittim, “Hayrola Avcı, niye geldin?” dedim. “Güveç
yemeye” dedi.
Hüseyin Ahıskalı: Onu ilk kez Rizespor'a gelince tanıdım. O gün bugündür hiç irtibatı kesmedik. Futbolda zirvede olduğu gibi mütevazilikte de zirvededir. Peynirli Rize pidesini çok sever. Birlikte oturup yerdik. Annesi, teyzesi Rize'ye gelince bana uğrarlar.