Karadeniz'in derinliklerinde açılacak...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, "Karadeniz’in derin sularındaki hidrokarbon potansiyelinin keşfedilmesi için 2018 yılında Batı Karadeniz’de bir adet derin deniz kuyusunun açılması planlanmaktadır." dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Türkiye'nin Ortadoğu, Hazar Bölgesi ve Orta Asya gibi önemli petrol ve doğalgaz rezervlerince zengin kaynak ülkelere coğrafi olarak yakın olduğunu belirterek, "Türkiye, enerji kaynaklarının ve taşıma güzergahlarının çeşitlendirilmesini sağlamaya yönelik projelerde önemli bir aktör olarak yer alıyor ve önemli bir enerji ticaret merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor." dedi.
Albayrak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2017 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı.
Türkiye'nin jeopolitik önemi ve enerji talebindeki artışların göz önünde bulundurularak enerji stratejilerinin günümüz koşullarına göre oluşturulduğunu vurgulayan Albayrak, "Ülkemizin belirleyeceği enerji stratejileri hem çok kritik, hem de uzun dönemli etkilerinin olması sebebiyle üzerinde oldukça titiz çalışmalar gerçekleştirmekteyiz. Bu bağlamda rekabetçi, şeffaf, tüketicinin korunduğu, çevresel sürdürülebilirliği de dikkate alan bir strateji ile enerji alanında yeni bir dönemin adımları atmaktayız." ifadesini kullandı.
Albayrak, elektrik ve doğalgaz alanında arz güvenliğini ve bu alanlardaki maliyetleri düşürmeyi hedefleyerek Türkiye'nin stratejisinin birinci temelini oluşturduklarını bildirdi. Albayrak, "Diğer temelini ise başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere, enerjinin her alanında kullanılan ileri teknolojileri ülkemize kazandırma hedefi olarak belirliyoruz. Bu kapsam özellikle yenilenebilir enerji alanında teknoloji transferi, AR-GE yatırımı ve yerli üretimi önceleyen yeni bir ihale modeline geçtik." diye konuştu.
Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, enerji talep artışını sorunsuz karşılama ve arz güvenliğini sağlama hedeflerine değinen Albayrak, "Türkiye, Ortadoğu, Hazar Bölgesi ve Orta Asya gibi önemli petrol ve doğalgaz rezervlerince zengin kaynak ülkelere coğrafi olarak yakın konumda bulunuyor. Ülkemiz enerji kaynaklarının ve taşıma güzergahlarının çeşitlendirilmesini sağlamaya yönelik projelerde önemli bir aktör olarak yer alıyor ve önemli bir enerji ticaret merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Albayrak, arz güvenliği açısından ilk hususun doğalgaz olduğunu belirterek, bu alanda hem kaynak ülkeler açısından çeşitliliğin sağlandığını hem de tedarik yöntemleri açısından kullanılan yöntemlerin geliştirildiğini ifade etti.
Sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) alanında da yatırımların ve depolama projelerinin üzerinde çalışıldığını hatırlatan Albayrak, "Ülkemizin artan doğalgaz talebinin karşılanabilmesi amacıyla ilk aşamada 6 milyar metreküp gazın ülkemize, 10 milyar metreküp gazın Avrupa'ya taşınmasına yönelik geliştirilen ve yüzde 30 ortak olduğumuz TANAP Projesi'nin 2016 yılı sonuna kadar inşaatın yüzde 55'inin tamamlanması planlanmaktadır. TANAP'ta 2018'de ülkemize, 2020'de Avrupa'ya gaz arzının sağlanması hedefleniyor." dedi.
Albayrak, Rusya ile Türk Akımı Projesi için de çalışmaların sürdüğünü hatırlatarak, projenin Türkiye'nin komşu devletleriyle olan sınırlarına kadar uzanan her biri yıllık 15,75 milyar metreküp kapasiteye sahip iki hattan oluşacağını belirtti.
DOĞALGAZ TİCARET MERKEZİ
Berat Albayrak, Güneydoğu Avrupa'da sağlıklı işleyen bir gaz piyasasının olmadığını vurgulayarak, "Doğalgaz piyasamızın büyüklüğü gibi etkenler de göz önüne alınarak bir doğalgazticaret merkezinin ülkemizde kurulmasını hedefliyoruz. Bu bağlamda gerek TANAP gerekse Türk Akımı projeleri bu hedefimize büyük katkı sağlayacaktır. Ülkemizde ilk defa kurulacak yüzer LNG depolama ve gazlaştırma ünitesi (FSRU) projelerinin devreye alınması çalışmalarına da hız verilmiştir." ifadesini kullandı.
SRU projesi ile doğalgazın yüzer LNG ve gazlaştırma ünitesi ile iletim sistemi bağlantısı sağlanmasının amaçlandığını belirten Albayrak, "İskenderun ve Saros körfezlerinde her biri günlük 20 milyon metreküp olmak üzere iki adet FSRU'nun doğalgaz şebeke sistemine bağlantısının sağlanacağı projenin 2017'de mühendislik çalışmalarının sürdürülmesi ve 2019'da projenin yapım çalışmalarının tamamlanması planlanmaktadır." dedi.
Albayrak, Türkiye'nin yıllık doğalgaz tüketiminin yaklaşık 50 milyar metreküp olduğunu hatırlatarak, son yapılan düzenlemelerle depolama kapasitesinin 10 milyar metreküp seviyelerine ulaşacağını bildirdi.
Tuz Gölü Doğalgaz Yeraltı Depolama Projesi'nde Ocak 2017 itibarıyla birinci grup deponun, 2019'da ikinci grup deponun tamamlanmasının hedeflendiğini vurgulayan Albayrak, şöyle devam etti:
"Bu projede depolama kapasitesinin toplamda 5,4 milyar metreküp ve yüzey tesislerinde yapılacak revizyonlar ile de günlük geri üretim kapasitesinin 80 milyon metreküpe çıkarılması planlanmaktadır. Bir diğer depolama tesisimiz Kuzey Marmara Doğalgaz Deposunda 2017 yılında genişletme çalışmalarının üçüncü fazına başlanması öngörülmektedir. Çalışma sonunda depolama kapasitesinin 4,6 milyar metreküp ve geri üretim kapasitesinin ise günlük 75 milyon metreküpe çıkarılması hedeflenmektedir. Projenin ilk etabının 2019'da ikinci etabının ise 2020 yılında tamamlanması planlanıyor. Marmara Ereğlisi LNG Terminalinin günlük 18 milyon metreküp olan sürdürülebilir gaz gönderim kapasitesinin 2017 aralık ayında 27 milyon metreküp seviyesine çıkarılması hedeflenmektedir. Ayrıca, kış öncesi doğalgazda yaptığımız yüzde 10’luk indirim ile bir ilke imza atılmıştır. Bu sayede vatandaşlarımızın faturaları aşağı çekilirken sanayicilerimizin maliyet kalemleri düşürülerek rekabet güçleri artırılmıştır."
KARADENİZ'İN POTANSİYELİ KEŞFEDİLECEK
Son 14 yılda petrol ve doğalgaz yurtiçi arama ve üretim yatırımları için 9,3 milyar dolarlık yatırımyapıldığına değinen Albayrak, "2016'nın 9 aylık döneminde ise 105 milyon dolar yatırım gerçekleştirilmiştir. Ayrıca kamu olarak petrol ve doğalgaz alanında 2017-2019 yılları için 867 milyon dolar yurtiçi ve 4,31 milyar dolar yurtdışı yatırımı planlanmaktadır. Önemli bir saha olarak değerlendirdiğimiz Karadeniz’in derin sularındaki hidrokarbon potansiyelinin keşfedilmesi ve ekonomiye kazandırılması hedefi doğrultusunda 2018 yılında Batı Karadeniz’de bir adet derin deniz kuyusunun açılması planlanmaktadır." diye konuştu.
Albayrak, petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki düşüşle birlikte enerji ithalatına ödenen miktarın azaldığını belirterek, 2014'te enerji ithalatı 54,9 milyar dolarken, 2015'te bu değerin 37,8 milyar dolar olarak gerçekleştiğine işaret etti.
Doğalgazda olduğu gibi elektrikte de maliyetleri düşürmeyi öncelediklerine dikkati çeken Albayrak, vatandaşların elektriğe kolay, ucuz, kaliteli ve kesintisiz bir şekilde ulaşmasını amaçladıklarını vurguladı.
Albayrak, kaliteli ve sürdürülebilir elektrik temini açısından içinde bulunulan 2016-2020 uygulama (tarife) döneminde dağıtım şirketlerinin 18 milyar lira yatırım yapmalarının sağlanacağını söyledi.
Kamu tarafından yapılacak yatırımlarla bu tutarın 30 milyar lirayı bulacağını belirten Albayrak, şu görüşlere yer verdi:
"Bugüne kadar 21 elektrik dağıtım şirketine ilişkin 63 adet periyodik denetim ile 24 adet kısmi denetim gerçekleşmiştir. Ayrıca, müşteri odaklı çalışmanın temele alınması ile birlikte, dağıtım şirketleri çağrı merkezlerinin yetkinliklerinin arttırılması ve arızalara müdahale edecek teknik ekiplerin güçlendirilmesi konuları üzerinde hassasiyetle durulmaktadır. Açılan çağrı merkezlerinde kısa vadede 3 bin 200 kişi istihdam edilecektir. Şu ana kadar 5 çağrı merkezi açılışı yapılmış olup, 2016 yılı içinde 9 çağrı merkezinin açılışı tamamlanacak ve böylece bakanlığımız hedeflerinden küçük ama önemli bir adımı daha tamamlamış olacaktır. Elektrik tüketimine bağlı olarak vatandaşlarımızın maddi ve manevi sıkıntı yaşamalarını önlemek adına bir takım düzenlemeler hayata geçirilmektedir. Bu kapsamda, düşük miktardaki fatura bedellerinin yasal takibe alınmaları zorlaştırılmış, fatura dönemlerinin en az 25 en fazla 35 günlük dönemlerde yapılması zorunlu tutulmuş, diyaliz destek ünitesi, solunum cihazı ve benzeri mahiyette yaşam destek cihazlarına bağımlı olan abonelerin borçlarından dolayı elektriklerinin kesilmesi önlenmiş, tüketicilere ödeme kolaylığı sağlanması adına, vade farkı uygulanmaksızın, taksit imkanı sağlanmıştır."
Albayrak, Türkiye'nin birincil enerji arzı içinde doğalgazın yüzde 31, kömürün yüzde 27, petrol ürünlerinin yüzde 30, yenilenebilir enerjinin yüzde 12 payı olduğunu hatırlattı. Albayrak, "Türkiye'de 2015 ile 2016'nın ilk dokuz ayında işletmeye alınan yeni santraller ve kapasite artışlarının toplamı 9 bin 104 megavattır. Ülkemizde 2002'de 298 olan elektrik üretim santrali sayısı, 2016 yılı eylül sonu itibarıyla ise altı kat artarak 2 bin 97’ye ulaşmıştır." diye konuştu.
Dünyada son yıllarda yenilenebilir kaynaklardan elektrik enerjisi üretimi artırılma çalışmalarının ivme kazandığını anlatan Albayrak, buna rağmen dünyada ihtiyaç duyulan elektriğin yüzde 66'sının fosil yakıtlardan üretildiğini aktardı.
Albayrak, Türkiye'nin yüzde 32,2 yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretim değeri ile dünya ve Avrupa ortalamasının üstünde yer aldığını belirterek şunları kaydetti:
"Bakanlığımızın öncelikli politikaları arasında yer alan yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim sepetimiz içindeki oranının daha da artırılmasını planlıyoruz. Bakanlığımız 2015-2019 yılı Stratejik Planına göre 2019 yılına kadar hidrolikte 32.000 megavat, rüzgarda 10.000 megavat, jeotermalde 1.000 megavat, güneşte 3.000 megavat ve biyokütlede 700 megavat kurulu güce ulaşılması hedeflenmektedir. Son on yıllık dönemde gerçekleşen elektrik üretim tesisi yatırımlarının yüzde 52’si yenilenebilir enerji kaynaklıdır. Bu durum yenilenebilir enerji uygulamalarımızın olumlu sonuçlarının en güzel göstergelerinden biridir. 14 yıl önce nerdeyse elektrik üretiminde hiç kullanılmayan rüzgar, güneş ve jeotermal enerjisinin elektrik üretiminde kullanımının arttırılmasına yönelik önemli adımlar atılmıştır. Atılan bu adımlar sayesinde bu kaynakların kurulu güç gelişim hızı dünya ortalamasının çok üstünde gerçekleşmiştir. Önem verdiğimiz bir diğer yenilenebilir kaynak olan Güneş enerjisine yönelik çalışmalarımız da devam etmektedir. Güneş enerjisi santralleri ön lisans başvuru yarışmaları sonuçlanmış olup, bugün itibarıyla 27 güneş enerjisi santraline ön lisans, iki güneş enerjisi santraline lisans verilmiştir. Ayrıca, toplam 660,2 megavat kurulu güce sahip 861 lisanssız güneş santrali işletmededir."