Kaşıkçı'nın 40'ı çıktı ama cesedi bulunamadı!
10 Ekim
ABD istihbaratının yaptığı bir dinlemede, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Kaşıkçı'nın bazı vaatlerle Suudi Arabistan'a dönmesinin sağlanması, daha sonra da tutuklanmasını emrettiği ileri sürüldü.
11 Ekim
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kaşıkçı olayıyla ilgili
başsavcılığın yoğun ve kapsamlı bir soruşturma başlattığını
belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki iş birliği çerçevesinde ve Suudi Arabistan'ın teklifi üzerine olayın aydınlatılması için ortak çalışma grubu kurulmasının kararlaştırıldığını bildirdi.
Trump, kayıp gazeteci Kaşıkçı bulunana kadar "Suudi Arabistan'a askeri yardımların kesilmesi" çağrılarına, "Böyle bir adım bizi yaralar." ifadeleriyle karşılık verdi.
12 Ekim
Washington Post'ta yayımlanan "Türkler, ABD'li yetkililere, Kaşıkçı'nın öldürüldüğü sonucunu destekleyen ses ve görüntü kayıtlarına sahip olduklarını söyledi." başlıklı haberde, Türk hükümetinin, Kaşıkçı'nın İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürüldüğünü kanıtlayan kayıtlara sahip olduğunu Amerikan tarafına ilettiği öne sürüldü.
ABD'li basın kuruluşu CNN de Türkiye'nin, Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü destekleyen "şok edici" ses ve görüntü kayıtlarına sahip olduğunu iddia etti.
Suudi Arabistan'dan bir heyet, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili soruşturma kapsamında Türkiye'ye geldi.
ABD, Suudi Arabistan'ın Washington Büyükelçisi Prens Halit bin Salman bin Abdulaziz'den, kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın akıbetine ilişkin bilgi istedi.
ABD ve İngiltere'nin önde gelen medya kuruluşları ve bazı önemli firmaları, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın himayesinde düzenlenmesi planlanan Geleceğe Yatırım Girişimi (Future Investment Initiative) adlı konferanstan sponsorluğunu "Cemal Kaşıkçı" olayı nedeniyle çekme kararı aldı.