Kato Dağı'ndaki operasyonu diğerlerinden ayıran özellikler neler?

SuperHaber yazarı Mete Yarar, Karar Gazetesi'ndeki köşesinde Kato Dağı'nda zor şartlarda gerçekleştirilen operasyon ve terörle mücadele konusunda Türkiye'deki dönüşümü kaleme aldı.

SuperHaber yazarı Mete Yarar, Karar Gazetesi'ndeki köşesinde Kato Dağı'nda zor şartlarda gerçekleştirilen operasyon ve terörle mücadele konusunda Türkiye'deki dönüşümü kaleme aldı.

İşte Yarar'ın o yazısı...

Bu delileri bir araya getirmeyecektiniz

İkinci kitabımızda vatan sevdalılarının kendilerine taktıkları tabir ‘deliler’di ve biz de öyle demiştik. Onlar biraraya geldiğinde aşılmayacak sorun, kazanılmayacak dava kalmıyordu. Onlar farklı disiplinlerden gelen bu vatanı huzurlu ve yaşanır kılan güvenlik görevlileriydi ve her daim böyle olacaklar.

Kato Dağı’ndaki operasyonu diğerlerinden ayıran bir özellik başlangıç itibariyle gözden kaçmış olabilir. Ancak bu ayrıntılar mutlaka görülmeli. Keza operasyon sırasında ne denli profesyonelce hareket edildiğini bu ayrıntılar ortaya koyuyor. Bölgedeki operasyon İçişleri Bakanlığı ve TSK’ya bağlı unsurlar tarafından icra ediliyor. Katılanların tamamı profesyonel unsurlardan oluşuyor ve birbirleriyle koordineli olarak çalışıyorlar. Bu koordinasyondaki mükemmellik daha fazla başarıyı da arkasından getirebiliyor. Kato Dağı’ndaki operasyon hala devam ediyor. Bölgedeki terörist unsurlar etkisiz hale getirilirken depo, barınak ve sığınaklar birer birer bulunuyor. Belki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi kadar önemli olan ‘ana depolar’ ortaya çıkarılıyor.

***

Tabii ki bu depolar neden daha önce bulunamadı sorusu herkesin aklına geliyordur. Bunun nedeni şudur demek açıkcası zordur. Ancak şu bir gerçek ki, Türkiye’de güvenlik anlamında büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Bugünkü farklılıkları anladığımızda daha önce neden bu depolar bulunamadıya cevap olmasa da, neden şimdi bulunabiliyor sorusunun cevabını daha net olarak bulabiliriz. Nedir yaşanan bu farklılıklar?

Güneydoğu’yu üç boyutlu olarak ele almadığınız müddetçe sorunu çözmek bir o kadar zordur. Yalnızca Dağlıca bölgesindeki dağlık alanı aramak isterseniz bakmanız gereken alanın büyüklüğü Yunanistan kadar diyebiliriz. Alanın büyüklüğünün bu kadar abartılı olmasının sebebi yükseltilerin birbirlerine çok yakın bulunması ve ortalama yüksekliğin 3 bin metre olmasıdır. Hemen karşınızda görünen bir tepeye gitmeniz bazen bir gününüzü alır. Dağlık alanda bulunan depolar çoğunlukla yer altı mağaralarına yapıldığı için de sahayı yukarıdan kontrol etmeniz yetmez, her taşın altına bakmak ve giriş noktasını bulmak zorundasınızdır. Bu da işi samanlıkta iğne aramaktan daha zor bir hale dönüştürür.

Kato operasyonunda teröristlerin büyük çoğunluğu etkisiz hale getirilmiş olmasına rağmen, arazi araması devam etmektedir. Bu sayede 71 adet mağara içi depo bulunmuştur. Bu depoların yerlerini örgüt içindeki herkes bilmemektedir. Depo veya bölge sorumluluları buralara dair bilgi sahibidir. Zaten aramalar sırasında dikine derinliğe büyük bir sabırla inildiği için bu depolar bulunabilmiştir. İlk büyük depo bulunduğunda arazi ve hava şartlarına rağmen geri dönülmemiş, hala kar yağan 2 bin 800 rakımlı tepelerde kalınarak mağaralar bulunmaya devam etmiştir. Bu irade, personelin ne kadar profesyonel olduğunun bir göstergesidir. Operasyon süresini bitirmek için gayret göstermek yerine, arama faaliyetini sürdürmektedirler. Bu arada gittikleri yer sabit bir üs bölgesi olmadığından bütün modern vasıtalardan uzaktadırlar. Yıkanma, elbise değişimi veya sıcak yemek gibi günlük rutinlerden haftalardır uzak durmaktadırlar. Bu özveri de beraberinde başarıyı getirmektedir.

Yakalanan silah ve mühimmat sayısındaki büyüklük, tehlikenin vahametini açıkça ortaya koymaktadır. Diğer bölgelerde de buna benzer depolar ortaya çıkartılacaktır. MİT’in saha ve bilgi istihbaratındaki gelişimi, İçişleri Bakanlığı’na bağlı profesyonel birlik sayısındaki artış, TSK’nın teknolojik gelişimi ve siyasi iradenin kararlılığı sorunu yerinde çözecekmiş gibi gözüküyor. İçişleri Bakanlığı’nın sahaya daha aktif olarak inmesinin yaşanan değişime etkisi çok fazla olmaktadır. Nitekim artık TSK’nın özel unsurları, MİT’in dış operasyon dairesi ile birlikte yurt dışına daha fazla kanalize olmaktadır. Ayrıca İçişleri Bakanlığı unsurları Fırat Kalkanı bölgesinin emniyeti için aktif olarak çalışmaya başlayabilmişlerdir.

***

Biz barikatlar döneminde bu kelimeyi boşuna sarf etmemiştik. Türkiye karşıtı koalisyona “bu delileri bir araya getirmeyecektiniz “ demiştik. Bütün vatan sevdalısı deliler bir araya geldiğine göre bundan sonra ‘siz düşünün daha neler olacak’ demek gerekiyor. Kişilerin görevde başarılı olup olmadıklarını görmek için belli bir zamanın geçmesi gerektiğine inanıyorum. İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’yu da bu kapsamda aylardan beri takip ediyorum. Artık söylemekte yarar var; işini doğru ve cesur bir şekilde icra ediyor. Bunu yaparken, ön plana çıkma gayreti olmadan, sahanın içinde buluna gerekliliğini bilerek, Ankara’dan yönetmek yerine en çetin şartlarda dahi sahada olmayı yeğliyor. Bu bakış açısı dahi onu çalışanlarının gözünde lider yapıyor.

Jandarma Genel Komutanı Yaşar Güler’in konulara ciddi yaklaşımını, vatan sevdasını ve her görevde farklılık yaratmayı başarıyor olmasını söylemeye gerek dahi olmadığını düşünüyorum. Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok ise İçişlerinin her mevkisinde çalışarak edindiği tecrübeyi hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmayan bir yaklaşımla hayata geçirmektedir. Bu ekip Türkiye’nin şansıdır. Başarı ‘ben’ demeden ‘biz’ diyenler sayesinde gelmektedir. Bugün görevde olanlarda bunu görmek bir vatandaş olarak bana güven veriyor. Biz herkesi uyarmıştık.... Bu delileri bir araya getirmeyecektiniz.

Meteoroloji'den uyarı! İşte son hava durumu tahminleri... Farense Benfica şifresiz canlı maç izle! Kerem sahada Beşiktaş üstünlüğünü koruyamadı, 3 puanı evinde bıraktı!
Sonraki Haber