Habertürk gazetesinin kapanması ne anlama geliyor?

Türk basınında bir dönemin kapandığını ve "Gücü Özgürlüğünde" sloganı ile yaklaşık 10 yıldır okurları ile buluşan Habertürk gazetesinin kapandığını kamuoyuna ilk kez Superhaber duyurdu.

10 günlük kağıt stoğu kalan gazete, cuma günü son kez okurlarla buluştuktan sonra dijital olarak yayın hayatına devam edecek.

Ciner Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Tekdağ da SuperHaber'in büyük yankı uyandıran "Habertürk gazetesi kapanıyor" haberini doğruladı.

Medyada yaşanan bu önemli gelişme üzerine, Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk sektörün mevcut durumuna ve geleceğine ışık tutan, önemli tespitlerin yer aldığı bir köşe yazısı kaleme aldı.

İşte Yeni Şafak yazarı Kemal Öztürk'ün o köşe yazısı;

- Medya imparatorluğundan butik medyaya

Büyük imparatorluklar parçalanıp yerlerine küçük devletler kuruldu. Büyük yapılar yönetilemez olduğu zamanlarda bu kaçınılmazdır.

Medya sektörü bunun aynısı yaşıyor/yaşayacak. Büyük medya imparatorlukları küçülecek, bölünecek ve yerlerine küçük, etkili butik medya sistemleri kurulacak.

GAZETECİLER İKİYE AYRILDI

Türkiye’nin önemli medya grubu Ciner Medya’nın Habertürk’ü kapatma kararından sonra başlayan tartışmada, ikiye bölünmüş durumdayız.

Bazı meslektaşlarımız kâğıda basılı gazetelerin asla ölmeyeceğini ve hayatiyetini sürdüreceğini iddia ediyor. Ben ve benim gibi düşünen diğer grup ise bunun mümkün olamayacağı kanaatinde.

Ciner Medya CEO’su Kenan Tekdağ çalışanlarına kapatma kararını bildirdiği mektupta, dijital dönüşümün kaçınılmaz olduğunu son derece akılcı bir şekilde açıklamış.

Bu kaçınılmaz değişime bugüne kadar direnen tüm medya grupları istisnasız zarar etti. Bu zarara finansal gücü olanlar bir süre daha dayanacaktır. Ancak kaçınılmaz olarak sonunda ya kapanmaya ya da dijital dönüşüme gidecekler.

BASIN İLAN KURUMU İSTERSE BÜYÜK DEĞİŞİM BAŞLAR

Asıl sorun, Basın İlan Kurumu’nun (BİK) ilan dağıtım politikasında. Dün yazdım, Türkiye’deki 1200 gazetenin en büyük yaşam kaynağı bu kurumdur. Eğer BİK, dijital yayını öncelerse, Türkiye’deki büyük değişim hızlı bir şekilde değiştir.

Yoksa satmayan, okunmayan ve anlamı kalmayan gazeteler, devletin parasını tüketmeye devam edecek. Ve medya gerçek dönüşümünü asla yapamayacaktır.

Bu anlamsız politikalar ve büyük medya gruplarının tutarsız dirençleri yüzünden her gün onlarca meslektaşımız işten çıkartılıyor. İşletmeler zararlarını gazetecileri işten çıkartarak kapatmaya çalışıyorlar.

Bugün Türkiye’nin en güçlü markaları, 15-20 kişiyle gazete çıkartır hale geldi. Haber ajanslarına bağımlı hale geldiler. Ajanslar yayını kestiğinde hiçbir gazete yayın yapamaz. Durum bu kadar vahim.

DEVLETİN GAZETELERİ VE DİJİTAL DEVRİMİN MEDYASI

Medyanın önemli kısmında durumu şudur: Basın İlan Kurumu’ndan ilan, devlet kuruluşlarından reklam, devlet ajansından haberleri al, sonra bunlardan gazete ve televizyon yayını yap. Bunlara “devletin gazeteleri” denir. Kendi özel haberi, muhabiri, yorumcusu, özgün yayını ve bağımsız editöryal yapısı yok çoğu medya kuruluşlarının.

Bu sürdürülebilir bir politika değildir.

Bu yüzden medya grupları küçülüyor, bölünüyor ve el değiştiriyor. Bu daha da hızlanacak.

Şimdi yeni medya süreçlerinin doğuşuna şahit oluyoruz.

Daha az masraflı, daha teknoloji ağırlıklı, daha az insan kaynağına ihtiyaç duyan ve daha etkili yeni medya aktörleri doğuyor.

Youtube üzerinden yapılan yayınlar televizyonların; Facebook, Twitter ve Google üzerinden yapılan gazetecilik de gazetelerin yerine geçiyor yavaş yavaş.

Büyük medya gruplarından işten çıkartılan onlarca gazeteci bugün kendi küçük medyalarını kurdular ve her geçen gün de büyüyorlar.

Ancak iki sorunları var:

Devlete ait reklamlar ve ilanlar iki ayrı merkezde toplandığı için onlardan finansal destek bulamıyorlar.

Özel sektör ise artık tekel haline gelmiş global oyunculara reklam vermeyi tercih ediyor. Youtube, Google, Facebook, İnstagram medyaya verilen reklamları fil gibi emip yutuyor.

Tek kişilik medya aktörleri, sosyal medya fenomenleri, bireysel gazetecilik bu nedenle daha çok ilgi görüyor. Takipçileri, izleyenleri, okurları reklam dünyasında nokta atış ve tüketiciye doğrudan ulaşmak için çok ideal.

İKİ ÖNEMLİ HİKAYEYİ OKUYUN

Şurası aşikar ki, geleneksel medya zengin olma, çok para kazanma ve güçlü olma aracı olmaktan çıktı artık. Medya grubuna sahip olmak avantaj değil, dezavantaj. Hatta, eğer dönüşüm ve yenilik yapılmazsa iflas gerekçesi bile olur.

Şimdi dijital devrim, kendi medyasını, aktörlerini, şöhretlerini, kanaat önderlerini ve markalarını doğuruyor. Kendi dilini, kendi tarzını, ilişki biçimini, etki alanını ve algı biçimini de kendi oluşturuyor. Konvansiyonel medya ise tüm bunları uzaktan izlemek, kendi tükenişini daha da yavaşlatmak için çırpınıyor sadece.

Yeni medya devriminin iki etkili iki hikayesi vardır. Arianna Huffington’un kurduğu dijital The Huffington Post gazetesi ve The Young Turks ekibinin kurduğu dijital televizyon. Okunmaya ve örnek almaya değer.

Sivasspor durdurulamıyor! Üst üste üçüncü galibiyet Minibüs üzerlerinden iki kez geçti! Afyon'daki feci kaza kamerada Fenerbahçe'nin Trabzon deplasmanında 3 eksik var
Sonraki Haber