"Kendileri çalıp kendileri oynayan" arkadaşların 2019'da şansı var mı?

Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, 2019 seçimlerine doğru partilerin stratejilerini masaya yatırdı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru oluşturduğu yeni söylemi analiz eden Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet muhalefetin iktidar şansını yorumladı.

2019 seçiminin kritik olduğu kadar sürprizlere de gebe olduğunu söyleyen Acet, "2019 Mart/Kasım seçimleri aslanın ağzından lokma kapmak kadar zor geçecek." diye yazdı.

İşte o köşe yazısı;

- “Bizim arkadaşlar kendileri çalıp kendileri oynuyor”

Siyaseti iyi takip edenler “Sandığın şakası olmaz” derler.

Uzun uzadıya örnekler vermeye lüzum yok, çok partili hayatımız içinde yapılan seçimlerin her biri hem kazananlar, hem kaybedenler açısından derslerle dolu.

Biraz da bu riskler nedeniyle, daha çok vakit olmasına rağmen 2019 seçimleri şimdiden herkesin öncelikli ajandası haline geldi.

4 yıldır memleketin ayarlarıyla oynamak için her türlü dalavereyi çeviren dış çevreler bile, hesaplarını 2019’a ertelemiş görünüyorlar.

“Sanki” deyip bir rezerv koyalım yine de.

Bugünlerde Çanakkale’de ‘adalet’ kurultayı düzenleyen CHP’den gidelim biraz.

Kılıçdaroğlu önceki gün, “2019’a kadar bir plan çizdik, adım adım uyguluyoruz” diye bir açıklama yaptı.

Kurultayın adresine bakıldığı zaman, bu planın ilk evrelerinde “Çanakkale ruhunun” etinden sütünden istifade etme hedefi kendini belli ediyor.

Tabii bir takım parti üyeleri, bu janjanlı ambalajı, iki gün sabredemeden vur patlasın çal oynasın havasına sokup sabote edince, Çanakkale ruhunun CHP ruhuyla pek bir ilgisinin olmadığı gerçeği de gün yüzüne çıkıverdi.

İlk gün olanları görüp, “İki gün sabredemediler” lafı yerli yerine oturduktan sonra Çanakkale çıkarmasının içtenliğine dair daha fazla ne söylenebilir bilmiyorum.

“GİDİN HALKI DOLAŞIN DİYORUM, DİNLEMİYORLAR”

Çanakkale’de yaşananları düşününce zihnim beni alıp Mayıs 2015’e götürdü.

7 Haziran 2015 seçimleri öncesi, Kılıçadoğlu’nun daveti ile CHP’nin Trabzon ve Karabük mitinglerini izlemiştim.

Kemal Bey uçakta aralarında bulunduğum gazeteci grubuna, kendi partililerinden şikayet etmiş, “Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Gidin halkı dolaşın diyorum, onlar gidip zaten CHP’li olanlarla oturup kalkıp, sonra da ‘Seçim kampanyası yapıyoruz’, diyorlar” diye serzenişte bulunmuştu.

Seçim kazanmak istiyorsan önce milleti ikna edeceksin.

Hasbi olacaksın, numara çekmeyeceksin.

Kapalı toplumlarda rol yaparak istediğini alabilirsin belki ama bizim milletin tiyatroya gitme alışkanlığı ortada!

Kılıçdaroğlu, şimdilerde pek dillendirmese de bir aralar “Yeni CHP” söylemini dilinden düşürmüyordu.

Gelinen noktada söylemin de eylemin de ‘köprüyü geçene kadar’ geçerli olduğunu, samimiyetten yoksun kaldığını, dağdaki çoban da, göbeğini kaşıyan adam da görüyor.

SESSİZ KİTLEYİ İYİ TAKİP ETMELİ…

CHP’nin hali böyle olsa da, “Sandığın şakası olmaz” cümlesini tekrar edeceğiz.

Zira sandığın sadece CHP için değil, siyaset yapan bütün partiler için şakasının olmadığını biliyoruz.

Türkiye seçmeninin, oy verme davranışlarıyla seçim sonuçlarını doğrudan etkileyen bir kesimi var.

İzliyor, gözlemliyor, fikir değiştiriyor, sonra da hedefi 12’den vuruyor.

Şimdi o kesim, “Bütün seçimlerin babası” diyebileceğimiz 2019’u sessizce bekliyor.

Sözünü ettiğim kitlenin bir özelliği ‘yeni olana’ bir kredi açmasıdır.

Bu krediyi açar ve sonra sessizce gözlemlemeye başlar.

Bu fırsat 2010’da Kılıçdaroğlu’nun önüne gelmişti.

22 Mayıs’taki kurultayda CHP’nin başına geçtikten sonra, aynı yılın Haziran ayında Ak Parti’nin yaptırdığı kamuoyu araştırmasında CHP’nin oyları yüzde 34’leri bulmuştu.

Tabi, açılan bu kredi zaman içerisinde ‘güvensizlik’ duygusuna dönüşünce, CHP, bu sessiz kitlenin kredisini tüketerek asli oylarına rücu etti.

2019 hesaplarına dönelim.

Kılıçdaroğlu 16 Nisan referandumu sonrası, selefi Deniz Baykal’ın “Genel başkan aday olacaksa şimdiden açıklasın, olmayacaksa kurultaya gidelim partiye yeni bir gelen başkan gelsin” çıkışına cevap verirken 2019’da kendisinin aday olmayacağını söylemişti.

Üstüne farklı bir cümle kurmadığı için şu aşamada bu açıklamayı baz almak durumundayız.

Buradan yola çıkarak kendisinin, müttefikleriyle birlikte 2014’te olduğu gibi bir çatı aday arayışı içerisinde olduğunu/olacağını düşünebiliriz.

2019’da CHP’nin iki müttefiki olacak.

1-HDP

2-Meral Akşener’in Ekim ayında kurmayı planladığı parti.

HDP’de refleksler, “Tayyip Erdoğan’ın karşısında kim varsa biz onlarla oluruz” güdüsüyle geliştiği için Kılıçdaroğlu’nun hesabını olumsuz yönde etkileyecek bir tablo gözükmüyor.

Akşener kanadından aldığımız sinyaller ise, daha farklı.

CHP lideri bir ortak adayla ortaya çıkmanın yollarını kollarken, Meral Akşener bizzat kendisi cumhurbaşkanı olmak istiyor.

Hesap şu:

“Birinci turda bütün partilerin adayları ortaya çıkar, Erdoğan’dan sonra (seçilemezse eğer) en fazla oyu alan isim üzerinde, ikinci turda birleşilir.”

Hemen belirtelim.

Bu hesap, 2019’da yapılacak seçimlerin ilk turunda, Akşener’in CHP’den daha fazla oy alarak Erdoğan’ın karşısına rakip olarak çıkması üzerine yapılıyor.

Onların umudu/hesabı da bu.

Tabii kimse “ayranım ekşi” demez.

Ama her durumda -ki, bu Ak Parti için de geçerli-, 2019 Mart/Kasım seçimleri aslanın ağzından lokma kapmak kadar zor geçecek.

Halk TV Sahibi Cafer Mahiroğlu Kimdir, Kaç yaşında, Nereli? Serveti! TFF'nin başına Mesut Özil mi geçiyor? Boğaz'da denize düşüp kaybolan 2 gencin kimlikleri belli oldu!
Sonraki Haber