İlahi Cengiz, bugünkü yazınla yine beni çok güldürdün!
Sen hakikatten herkesi kör, alemi sersem zannediyorsun!
Neymiş efendim; Hürriyet yazarlarının teknoloji konusunda yazılar kaleme almaları, teknoloji şirketlerinin -okur temsilcinizin söylediğinin tam da aksine- Hürriyet’e daha çok ilan vermelerine yol açarmış!
A benim ahmak kardeşim, adama sormazlar mı, bu durumda siz bu yazıları ilan almak için mi yazıyorsunuz diye…
Teknoloji şirketlerine bu yazılar vesilesiyle çanak tutup gel gel mi yapıyorsunuz yoksa demezler mi?
Kelebek’in paşasının eski eşinin şirketi Deep İletişim ile aranızdaki bağın etik olmadığını onlarca kere kaleme aldım ve bir çuval soru sordum sana…
Ne senden ne de yönetimden hiçbir ses çıkmadı!
Peki üç yazarınızın birden topa girdiği Vestel’in PR şirketinin genel müdürü kim?
Ertuğrul Özkök’ün köşesinde dönüp dönüp yazdığı Fizy ile ballı gezilerin en hanutlusundan bir otomotiv şirketiyle çıktığı Meksika seyahatinin de PR’ını yapan aynı şirket değil mi?
10 küsur yıl Hürriyet’te tepe yöneticiliği yapmış bir arkadaşınız olmasın sakın bu PR şirketinin başındaki zat-ı muhterem?
Hani şu Ertuğrul Özkök ve Fikret Ercan’ın yıllarca yardımcılığını yapan yazı işleri masasının ‘yakışıklısı…’
Eski eşin PR şirketiyle kurulan ilişkiler şaibeli oluyor da uzun yıllar Hürriyet’i yönetmiş bir arkadaşın genel müdür olduğu PR şirketiyle aranızdaki el ense ilişki kırmızı çizgi ihlali olmuyor mu?
Haydi gelin sen ya da hamin Ertuğrul abin, bu tuhaf illiyet bağının koordinatlarını köşenizde bir açıklayın!
Yaprakları yerken kıtır kıtır, sapına gelince ‘meeee’ demeyin!
Şu işin perde arkasını bir güzel anlatın da, cümle alem ‘yetenekli Bay E’nin gazete yöneticiliğinden PR şirketi patronluğuna evrilmesinin hikayesini öğrensin!