Kim bu "Muhafazakar, İslamcı" kriptolar?

Coğrafyamızdaki büyük terör kıskacının şifreleri ve ABD-DEAŞ ortaklığı...

İngiliz yayın kuruluşu BBC, Rakka'da DEAŞ'lı teröristler ile PKK/PYD'nin gizli anlaşmasını deşifre eden özel bilgeleri paylaştı.

Buna göre; Rakka'da sıkışan en az 350 DEAŞ'lı terörist, ABD ve PKK/PYD ile anlaşarak şehirden tahliye edildi.

BBC'nin yayınladığı görüntülerde, DEAŞ'lı teröristlerin ABD ile PKK/PYD koruması altında şehri terk ettiği görülüyor.

Bu skandal görüntüleri bugün köşesinde ele alan Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül ise şer ittifakının bununla sınırlı kalmadığının altını çizdi.

TERÖR KISKACI

Bölgedeki son dönemde varlık gösteren terör örgütlerinin tamamının, işgal için kullanılan enstrümanlar olduğunu belirten Karagül, "'Terörle mücadele' söyleminin 21. yüzyılın en büyük palavrası olduğu, terör örgütlerinin tamamının coğrafyamıza yönelen Batılı istilanın parçası olduğu artık gizlenemiyor." diye yazdı.

Bugün bu örgütleri gizli gizli destekleyenlerin etkinliği kırılamazsa, 15 Temmuz sonrasının müdahale dalgasının bu çevreler üzerinden geleceğinin altını çizen Karagül, bu iş birlikçiler arasında "Muhafazakar, İslamcı" kimlikli kriptolar olduğunu da yazdı.

İşte o köşe yazısı;

- PKK-DEAŞ ortaklığı: Muhafazakar, İslamcı kimlikli kriptolar bile var..

ABD, PKK/PYD ve DEAŞ arasındaki bütün kirli ilişkiler, bütün kanlı ortaklıklar gün yüzüne çıkıyor. ABD ile terör örgütleri arasındaki ortaklığın en çirkin, en tehlikeli örnekleri bir bir açığa çıkıyor. “Terör kartı”nın nasıl kullanıldığı, terör üzerinden ülkelerin nasıl paramparça edildiği, “terörle mücadele” söyleminin 21. yüzyılın en büyük palavrası olduğu, terör örgütlerinin tamamının coğrafyamıza yönelen Batılı istilanın parçası olduğu artık gizlenemiyor.

PKK/PYD ile DEAŞ ortak çünkü patronları aynı..

Türkiye’ye, “DEAŞ’a yardım ediyor”suçlaması yöneltenlerintamamı DEAŞ’la ortakmış. Suriye ve Kuzey Irak üzerinden “DEAŞ’la mücadele” adı altında Türkiye kamuoyunun zihnini zehirleyenlerin tamamı DEAŞ’la ortakmış.

Çünkü PKK DEAŞ’la ortakmış… Çünkü Barzani DEAŞ üzerinden işgal haritası yürütüyormuş. Çünkü PKK/PYD Suriye’nin büyük bölümünü DEAŞ’la gizli gizli anlaşarak işgal ediyormuş. Çünkü hem DEAŞ’ın hem PKK/PYD’nin patronu aynıymış.

Bu ülkede gizli teröristler, ihanet eden bir çevre var

Daha o zamanlar; “DEAŞ’la savaş, PKK/PYD’ye alan aç” diye bir proje olduğunu, bunun Türkiye’ye kurulmuş tuzak olduğunu, bir siyasi körlük planı yürütüldüğünü, Suriye’nin kuzeyindeki “terör kuşağı”nın Türkiye içinde güçlü bir çevre tarafından desteklendiğini, bu çevrelerin hükümeti ve devleti terör koridoruna karşı hareketsiz bırakmaya çalıştığını, Suriye politikasındaki olumsuzlukların bu çevrelerin eseri olduğunu, bir çok alanda Türkiye’yi sattıklarını, hareket edemez hale getirdiklerini buradan haykırıyorduk.

Ama onlar daha makbuldü, onların sesi gür çıkıyordu, çünkü onlar büyük bir uluslararası projenin parçasıydı. Bugün ülkemizin karşı karşıya bulunduğu sıkıntıların önemli bir bölümü bu çevrelerin eseridir. Ve onlar hala aynı yolda devam etmektedirler.

Bunlar hem DEAŞ’la hem PKK ile ortak çalışıyormuş!

“Türkiye Barzani’ye destek vermeli”, “Türkiye Kobani’yi DEAŞ’tan korumalı”, “Türkiye DEAŞ’la savaşmalı Suriye’nin kuzeyine dokunmamalı” diyenlerin tamamı DEAŞ’la olan ortaklığı biliyormuş, bu ortaklığın bir parçasıymış!

Barzani birliklerinin Türkiye’den geçip, “DEAŞ’la mücadele için” Kobani’ye girmesi o kirli ortaklığın parçasıymış. O günlerde gazete köşelerinde bu eylemin ateşli savunucuları olanlar, ki onları biliyoruz, DEAŞ-PKK ortaklığı adına kalem oynatıyormuş. Barzani istihbarat ağları ve PYD kriptoları, Bazıları muhafazakar görünüm adı altında operasyonlar yürütüyormuş.

Kimse onlara, “Yahu siz ne yaptınız” diye sormuyor!

Açık söyleyeyim; bu konularda yanılmadım. Doğruyu gördüm ve hep savundum. Çünkü “Türkiye ekseni” dışında hiçbir hesaba inanmadım, hiçbir projeyi savunmadım. Gücüm yettiğince en azından kamuoyu ile paylaşmaya çalıştım. Bugün her şey ortaya çıkıyor ama o kirli hesapları Türkiye’de pazarlayanlar hala aynı güçlerini, konumlarını sürdürebiliyor. Bir kez olsun kimse bunlara; “Yahu siz bu işleri savunuyordunuz, bakın ne tür bir ilişki çıktı ortaya. Bu işin neresindesiniz” diye sormuyor.

Şimdi BBC, ABD’nin PKK ve DEAŞ’la ortaklıklarını yayınlıyor. İngilizlerin bu işte payı nedir, o ayrı bir tartışma konusu. Bu yayınlarla ABD’den ne istiyorlar, o da ayrı bir tartışma konusu.

Ama ABD’nin Suriye politikasının tamamen terör örgütleri üzerine kurulduğu, PKK ve DEAŞ üzerinden yürütüldüğü, bir çok ülkenin bu örgütler üzerinden parçalanmaya çalışıldığı, Türkiye’yi çevreleme planlarının da PKK ve DEAŞ’la beraber uygulandığı gün gibi açığa çıktı.

FETÖ ve PYD kriptoları arasındaki gizli ortaklık

En önemlisi de PKK ve DEAŞ’ın ortak çalıştığı gerçeği artık gizlenemez hale geldi. FETÖ üzerinden yürütülen “Türkiye DEAŞ’a yardım ediyor” tezini de buna eklersek, FETÖ ile diğer iki örgütün nasıl koordineli bir planın ürünü olduğu ortaya çıkar.

Bunu Türkiye’ye uyarlayalım: FETÖ, PKK ve DEAŞ sempatizanları, örgüt üyeleri, kriptoları arasındaki ilişkiyi de masaya koyalım. PYD kriptolarının FETÖ ile gizli ilişkileri belki buradan biraz açığa çıkar. Sanırım bu alandan çok büyük bir tartışma başlatılabilir ama şimdilik bu tartışmayı erteleyelim.

Bölgemizdeki bütün terör örgütleri işgalcidir. Coğrafyamıza yönelik çokuluslu istila ve saldırıların Truva Atları ya da tetikçileridir. Dolayısıyla PKK ile savaş, FETÖ ile mücadele işgale karşı mücadeledir. Bir tür milli mücadeledir. Bölgedeki bütün ülkeler, bu örgütler üzerinden istikrarsızlaştırılıp işgale, parçalanmaya hazır hale getirilmektedir.

Muhafazakar, İslamcı kimlikli kriptolar var..

Bunlar; Selçuklu, Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti sürekliliğine karşı konumlandırılmış, bugün inşa etmeye çalıştığımız büyük devlet düşüncesine karşı sipere sokulmuş yapılardır. Bugün bu örgütleri gizli gizli destekleyenlerin etkinliği kırılamazsa, güçleri ellerinden alınamazsa, 15 Temmuz sonrasının müdahale dalgası bu çevreler üzerinden gelecektir. Bugün bu terör örgütlerinin patronlarıyla yatağa giren bazı çevreler, aynı şekilde birer Truva Atı olarak hazırlanmaktadır.

Öyleyse yüz yıllık dondurulmuş tarihten sonra, yeni bir yükseliş dönemi başlatılacaksa önce bu işgal uzantısı terör örgütleri, onların kripto destekçileri tasfiye edilmeli, zayıflatılmalıdır. Bu kriptoların ideolojisi yoktur. Bazıları “muhafazakar”, “İslamcı” bile olabilmektedir.

Terörün gizli ortakları fena halde moraracak

Batı’nın 21. yüzyıla dönük terör örgütü projelerinin hemen tamamının “Müslüman kimlikli” olmaları sanırım yeterince dikkat çekici olmalı. “İslam’la savaş, Müslüman dünyayı çökertme, coğrafyamızı parçalama”ya dönük bu tür kirli girişimlerde Müslümanları kendi ülkelerine ve coğrafyalarına karşı silah olarak kullanmayı başarmışlardır.

Türkiye, yüzyıllara varan devlet aklı, siyasi öngörüsü, basireti ile hareket etmeli ve bu yönde de mücadele etmelidir. Bu ruh ve azim dışındaki bütün çokuluslu bağlantılar tehdittir.

İşte bu, yüzyılların mücadele biçimidir. Bizim ayaklarımız bu mücadele üzerine sabittir.

Bu aşamadan sonra PKK adına, PYD adına, DEAŞ adına, Barzani adına Türkiye’ye bir şeyler pazarlayanlar, gizli gizli nüfuz casusluğu yapanlar, siyaset ve medyada roller üslenenler benzer bir senaryonun figüranları olarak nitelendirilecektir.

ABD’nin PKK ve DEAŞ’la ortaklığının daha gizli ilişkileri açığa çıktığında, bazılarının nasıl moraracağını şimdiden görür gibiyim..

Zara Kasım indirimleri ne zaman? Zara Black Friday ne zaman başlayacak 25 Kasım Pazartesi Okullar Tatil Mi? İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa Survivor 2025'in ilk yarışmacısı belli oldu! İşte o isim...
Sonraki Haber