Yıllardır yazıyor, konuşuyor; “gazetecilik mesleğinin onurunu ancak gazeteciler korur, kurtarır ve savunur”, diyor ama kimseye laf anlatmak mümkün olmuyordu…
Nihayet son günlerdeki gelişmelerle “kimin eli kimin cebinde” ilişkilerin bir kısmı ortaya çıktı ve söylediklerimizin aslında çok az bile olduğu anlaşıldı…
Ekranlar bıktırdı. Her konuda ahkâm kesen, bilip bilmeden konuşan, konuşlandığı yere göre karşısındakine haklı mı haksız mı bakmaksızın hücum eden insanlardan gına geldi. Tartışma programlarının ne ciddiyeti kaldı ne de itibarı…
Buna şimdi bir de kimi ekran yüzlerinin girmiş oldukları yakışıksız ilişkiler eklenince
gazeteciliğe yönelik olarak topyekûn bir eleştiri başladı.
Eleştirilerin içerden ve kıdemli gazetecilerden geliyor olması çok güzel. Sevindirici. Çünkü dışardan gelen eleştirilerin etkisi ne yazık ki yeterince olmuyordu.
Geçmişte “köşe kadıları” derdik, her konuda bilgili, her alanda uzman, kalem oynatmadığı, söz söylemediği mevzu kalmayan insanlar vardı. Bunlar öyle bir tarafgirlik sergilerlerdi ki, toplumun bir bölümünü karşılarına almak pahasına; patron çıkarlarını öylesine öne çıkarırlardı ki, hukuk devletini ayaklar altına alırcasına, öylesi dayatmalara girerlerdi ki, demokrasiyi yok sayarcasına…
Akreditasyona itiraz etmezlerdi, brifinglere koşarlardı, yalandan ve iftiradan çekinmezlerdi, patron çıkarları için yeri göğü inletirlerdi, birbirleri ile polemiklere girdiklerinde mevzular kalem savaşı olmaktan ziyade “it dalaşı” ve patronlarının yolsuzluklarındaki payları olurdu…
Türkiye bunlardan çok çekmiş ve bıkmıştı… Sonrasında olanlar ise göründüğü kadarıyla daha da vahim…
Ekmek parası için patron çıkarları uğruna çatışan gazetecilerden, patronlarla birlikte kendi çıkarları için herkesle içiçe olan gazetecilere geldik…
Gazetecilerin siyasal görüşlerinin olması ayrı, bunu insanlara kabul ettirmek için açıkça tarafgirlik içinde olmaları ayrı… Bunları da gördük…
Reklamcılık, propaganda, halkla ilişkiler gibi mesleklerle haberciliği karıştıran, işadamlarından daha konforlu yaşayan gazetecilerle daha sık karşılaşır olduk…
Patron çıkarları için çatışan gazetecilerin mesleki nitelikleri muhtemeldir ki günümüz gazetecilerinden daha iyi idi.
Kendisine gazeteci sıfatını yakıştıranların buna layık davranmaları gerekir. Aksi takdirde ortada bir meslek kalmayacak…