Kızamık nedir? Nasıl geçer? Belirtileri nelerdir?

Çocukluk çağının en yaygın bulaşıcı hastalıklarından biri olan kızamık, aşılama ve bağışıklık sağlanmadığı takdirde yetişkinlerde de ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Solunum yoluyla bile kolayca bulaşabilen bu hastalığın nasıl geçeceği birçok kişi tarafından araştırılıyor. Peki, Kızamık nedir? Nasıl geçer? Belirtileri nelerdir? Detaylar haberimizde...

Bulaşıcılığı oldukça yaygın olan kızamık hastalığı geçmiş dönemlerde en sık karşılaşılan çocukluk çağı hastalıklarından biri iken geliştirilen kızamık aşısı ile birlikte kontrol altına alınmıştır. Virüsler vücuda yayıldığı anda hastalıklar oluşmaya başlar. Yayılan virüsler bazen vücutta uzun süre kalabilir. Bu gibi durumlar hem sosyal yaşantıyı hem de bedeni, fazlasıyla etkileyen hastalıklar meydana getirir. Peki, Kızamık nedir? Nasıl geçer? Belirtileri nelerdir? Detaylar haberimizde...

KIZAMIK NEDİR?

Kızamık kuluçka dönemi ile başlayan, döküntü dönemi ile de iyileşme sürecine giren bir hastalıktır. Hastalığın başlayacağını gösteren kızamık belirtileri ise şu şekildedir:

Kuluçka döneminde hastalığa dair hiçbir belirti görülmez. Yaklaşık 10 gün boyunca kızamık vücuda yayılmak için kendine zemin hazırlar.
İlk 3 gün içinde hafif ateş, kuru öksürük ve burun akıntısı gibi belirtiler görülür. Bu belirtiler soğuk algınlığı zannedildiği için çoğu zaman ihmal edilir.
Gözlerin kızarması ile üst azı dişlerine yakın olan yanak içinde görülen beyazlıklar hastalığın kesin olarak başladığını ifade eder.
Bir süre sonra hafif derecede başlayan ateş, yükselmeye başlar. Yüksek ateş kızamığın bir diğer işaretçisidir.
Kulaklardan başlayan ve vücudun pek çok bölgesine yayılan döküntüler de derideki kızamık belirtisidir.
Kızamığın belirtileri arasında yüksek ışığa karşı hassasiyet bulunur. Bu duruma göz konjunktivası adı verilir. Göz iltihabı olarak açıklanmaktadır.
Kuru öksürüklerden dolayı bademciklerin şişme durumu da gözlenmektedir.
Tüm belirtilerin bir sonucu olarak görülen halsizlik ve yorgunluk hali de hastalığın belirtisidir.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kızamıkta birbirinden ayrılabilen dört dönem gözlenir: Kuluçka dönemi, döküntü öncesi dönem (prodrom dönemi), döküntülü dönem ve iyileşme dönemi. Bulaşma kuluçka döneminde anında başlar, virüs 8-12 gün boyunca vücutta belirti vermeden ürer. Normal olarak 10. günde döküntü öncesi dönem başlar ve ateş hızla yükselir. Ağızda yanağın içinde, azı dişleri hizasında kırmızı bir alanla çevrili küçük beyaz lekeler belirir. Bu lekeler, ilk tanımlayan hekimin adıyla anılır (Koplik lekeleri). 2-3 günden fazla sürmeyen bu dönemde çocuk isteksiz, yorgun ve uykuludur. İştahı azalmıştır, aksırır, hırıltılı, inatçı ve kuru bir öksürüğü vardır. Sulanan ve kızaran gözleri güçlü ışıktan rahatsız olduğundan ışıklı ortamlardan uzak durur. Bu aşamada, kızamık son derece bulaşıcıdır ve çocuğun enfeksiyonu aile bireylerine yayma olasılığı yüksektir. Ateşin geçici olarak azalmasıyla döküntülü dönem başlar.

Döküntüler başlangıçta düz, sınırları belirgin, pembe renkli küçük lekeler biçimindedir. Daha sonra hafifçe kabarır, büyür, sayıları artar ve giderek koyulaşıp kırmızılaşır. Döküntüler çıkarken ateş yeniden yükselir ve çocuğun genel durumu kötüleşir. Sürekli yatmak ister ve çok yorgundur, gözleri kolayca sulanır, aksırıklar yerini gerçek bir soğuk algınlığına bırakır. Öksürük hala hırıltılı ve çok rahatsız edicidir, özellikle küçük çocuklarda ishal görülür. Döküntülerin ortaya çıkmasından üç ya da dört gün sonra ateş hızla düşer. Kırıklık hali, öksürük ve soğuk algınlığı kaybolur, çocuk rahatlamış görünür. Döküntüler de ilk ortaya çıktığı bölgelerden başlayarak hızla solar. Kızarıklıkların pullanarak dökülme döneminin ardından, çocuğun tümüyle iyileştiği söylenebilir. Döküntüler hiçbir iz bırakmadan hızla kaybolur. Özellikle yüz ve boyun çevresindeki deri pul pul dökülür. Ne var ki hastalığın bu son evresi her zaman fark edilmez, özellikle hastalığın hafif geçtiği olgularda hiç görülmez.

NASIL GEÇER?

Kızamık virüsünü yok eden özel bir ilaç olmadığından, belirtileri hafifletmeye yönelik tedavi uygulanır. Konjunktivit için gözler ılık borik asitle yıkanır ve göz kapakları özenle temizlenir. Soğuk algınlığı sırasında günde birkaç kez burna damar büzücü damla damlatılırsa, çocuk daha kolay soluk alıp verebilir. İshal başlasa da özel bir tedavi gerekmez, çocuğa bir iki gün sıvı besinler verilir. Yalnızca solunum sistemi belirtilerinin ağır olduğu az sayıdaki olguda, antibiyotik tedavisi gerekir. Hasta evinde uygun koşullar sağlandığında rahatlıkla tedavi edilebilir ve komplikasyonlardan korunmak mümkün olur. Beslenme ve ortam özellikle önemlidir. Hastalık sırasında sıvı ya da yarı sıvı, kolay sindirilen, sebze çorbası, sütte ezilmiş bisküvi, taze meyve suyu (özellikle şekerli limonata ve portakal suyu) gibi besinler verilmelidir. Özellikle iştahın az, ateşin yüksek olduğu döküntülü evrede çocuk yemek için zorlanmamalıdır. A vitamini takviyesi hastalığın komplikasyonlarını azaltır, iyileşme dönemini kısaltır.

Dışişleri'nden nüfus hareketliliği mesajı: Seçimlere etki edebilir İstanbul’un yeni tehlikesi! Fentanil etkisindeki zombiler Akademik kadro ilanları 23 Kasım 2024 Cumartesi!
Sonraki Haber