İlaç
İlaçlar , ağrıları yada başka rahatsız edici durumları dindirmek , zihin ve bedenin normal dışı durumlarını düzeltmek ve denetim altında tutmak için kullanılırlar.Reçeteyle verilen bir ilacın hekim yada diş hekimi tarafından özel olarak yazılması gerekir.Reçetesiz verilen ilacın alınması ve kullanılması içise , meslekten bir kişinin onayı gerekmez.
İlaç Üretim Yerleri
Eczane Sanayi
Eczanede ilaç ;
Eczacı tarafından üretilir , ambalajlanır , kontrol edilir.GMP
eczacının bilgi ve tecrubesine bağlıdır.Üretim çok küçük olduğu
için kontrol kolaydır.
Sanayide ilaç ;
(Araştırma-Geliştirme) bölümleri vardır.Çalışanların yanında
denetleyici olmalıdır.Onaylaya , kartotexleri yapanlar da
bulunmalıdır.Dökümanlar belli bir süre saklanmalıdır.Firma her Çok
fazla hacimde üretilir.İş bölümü söz konusudur.Üretim , kalite
kontrol , ambalaj , Ar-Ge preparatını saflık , miktar tayini ,
üretim aşamaları ve ilaç içeriği açısından kontrol
etmelidir.Preparat piyasaya çıktıktan sonrada izlemeye devam
etmelidir.
Bir ilaç üretilirken üç ayrı bölüm vardır :
1)Kalite Emniyeti
2)GMP
3)Kalite Kontrol
* Kalite : Muhtahzarın formülü , spesifikasyon ve analizi ile GMP kurallarına uygunluğuna denir.
1)Kalite Emniyeti:
Preparatın istenilen kalitede olup olmadığını saptamada yapılan tüm
düzenlemelerdir.
Amaç ; Belirli işlemlerin yapılması , izlenmesi , ürünlerin
spesifikasyonlara uygunluğunu ve tam mamülde bazı özelliklerin
aranmasıdır.
-Preparat doğru maddeleri doğru oranda içermelidir.
-İstenilen saflıkta olmalıdır.
-Belirli işlemlere göre doğru bir şekilde üretikmelidir.
-Uygun kap , kapak kullanınmalıdır.
-Etiketi uygun olmalıdır.
-Dağıtımına kadar doğru bir şekilde depoda bekletilmelidir.
İlaç, canlı hücre üzerinde meydana getirdiği tesir ile bir hastalığın teşhisini, iyileştirilmesi veya semptomlarının azaltılması amacıyla tedavisini veya bu hastalıktan korunmayı mümkün kılan, canlılara değişik uygulama yöntemleri ile verilen doğal, yarı sentetik veya sentetik kimyasal preparatlardır. Ticari ilaçlar ilaç firmaları tarafından üretilir ve genellikle patentlidir. Etken maddesinin patent süresi dolmuş ve birden çok firmanın üretebildiği ilaçlara ise jenerik ilaçlar denir. İlaçlar uygulama yoluna, kimyasal özelliklerine ve etkilediği biyolojik sistemlere göre sınıflandırılabilir. Daha güvenilir ve geniş kullanım alanına sahip sınıflandırma sistemi ise Anatomical Therapeutic Chemical Classification Systemdir (ATC sistemi).
İlaçların sindirim kanalı aracılı ile kana geçiş yoluna anteral yol denir. Bunun dışında kalan injeksiyon, buğuseptil gibi ilaç alma şekline de paranteral yol denir.
İlaçların kimyasal yapıları ile fizyolojik etkileri arasında bağlantı yoktur. Örneğin; alkollerin hem hipnotik, hem analgesik, hem de antibiotik etkileri vardır. Çeşitli aminler de analgesik, antihistaminik ve antimalerial etki gösterebilir. Bu nedenle ilaçlar genellikle fizyolojik etkilerine göre sınıflandırılır:
1. Sinir sistemini etkileyen ilaçlar
1. Merkezî sinir sistemini etkileyen ilaçlar
1. Anestetik ilaçlar
2. Hipnotik ve sedatif ilaçlar
3. Analgesik ilaçlar
2. Perifer sinir sistemini etkileyen ilaçlar
3. Otonom sinir sistemini etkileyen ilaçlar
2. Kalp ve damar sistemini etkileyen ilaçlar
3. Sindirim sistemini ve barsakları etkileyen ilaçlar
4. Solunum sistemini etkileyen ilaçlar
5. Kemoterapik etki gösteren ilaçlar
6. Vitaminler ve hormonlar
7. Dezenfektan ve antiseptik etki gösteren ilaçlar
İlaç iki kısımdan meydana gelir:
1. Etkin madde (drog): Canlıda fizyolojik etki gösteren bir veya
birkaç kimyasal madde karışımıdır.
2. Taşıyıcı (sıvağ): Etkin maddenin hasta tarafından kolay
alınabilmesi veya iyi doze edilebilmesi için katılan fizyolojik
etkisi olmayan kimyasal maddelerdir (glukoz, parafin, gliserin
gibi).
İlaçlar tesirlerini veriliş yoluna göre iki şekilde gösterir:
1. Lokal tesir: İlacın tatbik edildiği bölgede meydana getirdiği
tesirdir.
2. Sistemik tesir: İlacın kana karışıp dokulara yayıldıktan sonra
organizmada meydana getirdiği etkidir.
Çeşitli vücut işlevlerini düzenleyici etkisinden yararlanmak üzere hastalıklara karşı kullanılan bütün maddelere ilaç denir. Bazı ilaçlar bu etkisiyle hastalıklardan korunmayı sağlar; bazıları ağrı ya da ateş gibi hastalık belirtilerini bastırır; bazıları da doğrudan nedenlerini ortadan kaldırarak hastalıkları tedavi etmeye yarar. Ayrıca, herhangi bir hastalık söz konusu olmadan, örneğin yalnızca uyumak ya da kendini daha iyi hissetmek için kullanılan maddeler de birer ilaçtır; çünkü sinir sistemini etkileyerek bu duyumu yaratır. Bunun dışında, böcekler ve kemiriciler gibi tarım zararlılarına karşı kullanılan zehirli maddelere de böcek ilacı ya da tarım koruma ilacı denir. Kuşkusuz bu maddelerin etkisi ve kullanımı gerçek anlamda ilaç tanımına uymaz; ama tarım zararlılarının bulaştırabileceği hastalıkları önleyerek bitki sağlığını korudukları için bir anlamda bu bileşikler de ilaç sayılabilir.
Bağımlılık yaratan ilaçların çoğu bitkilerden elde edilir. Bu üretim bazı ülkelerde devletin yasal denetimi ve güvencesi altındadır, bazı ülkelerde ise yasadışı olarak yürütülür. Solda: Güney Amerika’da, kokain elde etmek üzere koka yapraklarını kurutan bir çiftçi. Sağda üstte: Türkiye’de, sızan sütümsü sıvıdan afyon ve afyon türevleri elde etmek için çizilmiş bir haşhaş kapsülü. Sağda altta: ABD’deki birçok çiftlikte, marihuana (esrar) elde etmek için yasaklara karşın kenevir yetiştirilir
Hastalıkları tanrıların ya da “kötü ruhlar”ın işi olarak gören eskiçağ insanlarının gözünde ilaçlar da doğal olarak büyüyle ve dinsel güçlerle bağlantılıydı. Eski Mısır ve Babil’de, hastalara kesinlikle yararı dokunmayacak, son derece garip şeylerin ilaç niyetiyle kullanılması da ancak bu inançla açıklanabilir. Örneğin hastalara bazen çiğ et yedirilir, bazen de güherçile, bira, süt ve kan karışımı birlikte kaynatılarak sıcak sıcak içirilirdi. Hatta balıkların karaciğerinden elde edilen safra, daha da kötüsü yarasa, akbaba, kertenkele ve timsah derileri ile kemik ve içyağından hazırlanan bir karışım ilaç olarak kullanılabilirdi.İlk doktorlar, tıp mesleğiyle ilgisi olmayan, görmüş geçirmiş bilge kişilerdi. Bu insanların, bitkilerin iyileştirici özellikleri konusundaki bilgileri, hastalıkların tedavisine yönelik ilk adımların atılmasını sağladı. Bildikleri şifalı otları toplayarak kendi ilaçlarını kendileri yapan bu ilk doktorlar, yüzyıllar sonra çeşitli maddeleri ölçüp tartarak büyük bir titizlikle ilaç hazırlayan eczacıların öncüleri oldular. Başlangıçta eczacılar, bitkilerin yararlı bölümlerini havanda döverek toz ilaçlar hazırlar, hapları elleriyle biçimlendirir, çeşitli sıvıları karıştırarak şuruplar yaparlardı. Zamanla eczacıların bu ilaç odaları, bilimsel yöntemlerle çalışan ilaç laboratuvarları ile fabrikalarına dönüştü.