kentsel dönüşüm
Kentsel dönüşüm, şehrin bir bölümünün veya bir kısmının proje
kapsamında sistematik bir şekilde mevcut yapı stoklarının olası
depremlere karşı toprak zeminin ve üzerindeki yapının risk
değerlerinin belirlenmesi, olası depremde yıkılması ve yıkılırken
çevredeki diğer yapılara zarar vermesi olasılıklarının da içine
katılarak, riskli toprak zemin ve riskli yapıların kullanım dışına
çıkarılarak yerine toprak zeminin yapısına uygun temelli yapıların
yapılması ve bu sayede olası depremlerde yaşanabilecek can ve mal
kaybının en aza indirmek için yapılan kamusal çalışmayı ifade
etmektedir. Bu kapsamda kısaca kentsel dönüşümün amacı, kaçak
yapılaşmanın önüne geçilmesi, depreme dayanıklı olmayan, ekonomik
ömrünü doldurmuş binaların yeniden yapılarak olası doğal afetler
sonucu oluşacak zararların en aza indirilmesidir diyebiliriz.
Yakın tarihte, 17 Ağustos depremi de dahil olmak üzere çeşitli
felaketler ile meydana gelen kayıplar, ekonomide bu kadar söz
sahibi olan bir sektördeki düzenlemelerin ne kadar yetersiz
olduğunu gözler önüne sermiş ve yasa koyucuları Avrupa
standartlarına uygun inşaatlar için gerekli düzenlemeleri yapmaya
yönlendirmiştir. Bu kapsamda, zararın meydana gelmesini
engelleyecek yahut zararı en aza indirgeyecek yasal düzenlemeler ve
bu yasal düzenlemelere istinaden düzenlenecek imar uygulamaları söz
konusu olmuş, bununla birlikte hali hazırda inşa edilmiş yapıların
güvenli hale getirilebilmesi için tarafları teşvik edecek
düzenlemeler kapsamında kentsel dönüşüm kavramı Türkiye’nin
gündeminde yerini almış ve 2000li yılların Türkiye’sini inşa etmek
yolunda önemli bir süreç haline gelmiştir.
kentsel dönüşüm hukuku hakkında
Mevcut yapıların güvenli hale getirilmesi amacıyla, tarafları yenilemeye teşvik etmek doğrultusunda, 16 Mayıs 2012 tarihinde T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görev alanı dahilinde 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Nitekim kanunun ilk maddesinde de kanunun amacı aşağıdaki ibarelerle açıklanmıştır.
MADDE 1
(1) Bu Kanunun amacı; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar
dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve
sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama
çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere
dair usul ve esasları belirlemektir.
6306 sayılı kanunun yürürlüğe girmesini takiben kentsel dönüşüm
uygulamalarının sağlıklı bir kentsel dönüşüm sağlamaktan ziyade
başta büyükşehirler olmak üzere tüm ülkeyi bir rant alanı haline
getireceği ve bu sırada bir çok vatandaşın başta mülkiyet ve
barınma hakkı olmak üzere anayasal haklarının ihlal edileceği
konusunda eleştirilere konu olmuştur. Ancak kanaatimce, gelişmiş
toplumlarda öncelik daima insan sağlığı ve güvenliğidir. Bu
kapsamda kanun ve uygulamalarının olası kötü senaryolar üzerindeki
önleyici etkisi olduğu aşikardır. Dolayısıyla mülkiyet hakkının
kısmen sınırlandırılması sonucunda yaşama hakkının güvence altına
alınması kabul edilebilir bir sonuçtur.