Suudi Arabistan
Suudi Arabistan resmî adıyla Suudi Arabistan Krallığı, Arap Yarımadası'nda bulunan en büyük ülkedir. Kuzeybatı'da Ürdün, kuzey ve kuzeydoğu'da Irak, doğuda Kuveyt, Katar, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, güneydoğuda Umman, güneyde Yemen, kuzeydoğusunda Basra Körfezi ve batısında Kızıldeniz ile çevrilidir. Buraya iki kutsal caminin arazisi de denir; çünkü İslam'a göre iki kutsal şehir olan Mekke ve Medine bu ülkededir. Suudi Arabistan, Orta doğu'daki bütün körfez ülkelerinde olduğu gibi hızla gelişmektedir.
Abdülaziz İbni es Suud (İbni Suud). Suudi Arabistan'ın
kurucusu.
Arap Yarımadası'nın büyük bölümünde binlerce yıl boyunca göçebe
kabile yaşamı sürdürüldü. Muhammed'in takriben 570'te Mekke'de
doğması, dünya tarihinde Arabistan'ın önemini artırdıysa da, Emevi
sülalesinin, Şam'ı başkent yapmasıyla, İslâm dünyasının ağırlık
merkezi Suriye'ye kaydı (692). Arap Yarımadası 16. yüzyıldan I.
Dünya Savaşı'na kadar, Osmanlı yönetiminde kaldı. 1730'larda ortaya
çıkan Vehhabi hareketi 1745'te Suud ailesi tarafından
benimsendi.[3] 1902'de Kuveyt'te sürgünde bulunan Abdülaziz bin
Suud, Riyad'a dönerek yeniden siyasal birlik arayışlarına başlar.
Aynı yıllarda Osmanlı devleti bu fiili durum karşısında bir çözüm
olarak Abdülaziz'in babası Abdurrahman'ı Riyad kaymakamı olarak
tayin eder. Balkan savaşının sürdüğü sıralarda Osmanlı askerlerinin
bölgede azaltılmasını fırsat bilen Necit emîri ve vahhabi imamı
olan Abdülaziz bin Suud, idari merkez olan Hasa/Ahsa'yı ele geçirir
(1913).[4] Sonra, 1921-1926 arasında Ha'il, Mekke, Cidde ve Asir'i
ele geçirerek topraklarını genişletti ve 1926'da Hicaz kralı,
1932'de Suudi Arabistan kralı ilan edildi. 1936'da ilk petrol
yatağının bulunduğu, ama II. Dünya Savaşı'na kadar ciddi bir kuyu
açma çalışması yapılmayan ülkede, Abdülaziz El Suud'un ölümünden
(1953) sonra, yerine geçen oğlu Suud bin Abdül Aziz'den itibaren
kral ve başbakan oldular aynı anda, 1964'te Suudi aile meclisinin
kararıyla tahttan indirildi ve yerine kardeşi Faysal bin Abdül Aziz
geçirildi (2 Kasım 1964). Ülkeyi modernleştirme girişimlerine
başlayan Faysal bin Abdül Aziz'in 1975'te yeğenlerinden biri
tarafından öldürülmesinden sonra, yerine geçen kardeşi Halid bin
Abdül Aziz, 1979 Mısır-İsrail Barış Antlaşması'na şiddetle karşı
çıkmakla birlikte, Arap-İsrail anlaşmazlığında ılımlı bir siyaset
izledi, Halid bin Abdül Aziz'in 1982'de ölmesiyle yerine Fahd bin
Abdül Aziz geçti.Günümüzde Suudi Arabistan devletinin kralı Selman
bin es Suud tur.
Devlet yapısı
Suudi Arabistan, şeriat yasalarının anayasa olarak kabul edildiği bir krallıktır. Hem yürütme gücünü, hem yasama gücünü elinde tutan kral, Bakanlar Kurulu'nu kendi atar ve kararlarını veto etme hakkına sahiptir. Yönetimle ilgili önemli kararların aşağı yukarı tümü, Suudi ailesi tarafından alınır. Siyasal parti de, yasama organı da bulunmamakla birlikte, her yurttaş "meclis" diye adlandırılan düzenli dinleme oturumlarına doğrudan başvurarak krala şikâyetlerini iletebilir, yardımını isteyebilir.
Suudi Arabistan'da kral seçimi ile ilgili reforma gidilmiştir. Buna göre kral artık halefini kendi seçemeyecektir. Bunun yerine Kraliyet ailesi üyelerinden oluşan Biat adlı özel bir konsey gizli oylama yöntemiyle yeni kralı belirleyecektir. 3 aday ise kral tarafından tespit edilecek, ancak Konsey, yönetim için yetersiz gördüğü kralın haklarını elinden alma gücüne sahip olacaktır.
Toplum yapısı
Suudi Arabistanlıların büyük bölümünü, yerli kabilelerin soyundan gelen Araplar oluşturmaktadır. Basra Körfezi kıyısında bir İranlı azınlık topluluğu yaşar. Yabancı işçilerin sayısında son yıllarda büyük bir azalma olmakla birlikte, ekonomi yabancı işgücüne bağımlı durumdadır.
Resmî dil olan Arapça ve çeşitli lehçeleri, bütün nüfus tarafından konuşulur. Nüfusun %97'si Müslümandır. Suudi vatandaşlarının çoğunluğu Selefi mezhebinden Sünnilerdir. Şiiler Müslüman nüfusun %10-15'ini oluşturur.
Nüfusun büyük bölümü Riyad, Cidde, Mekke, Taif, Medine, Dhahran, Dammam, El Huber ve Hufuf gibi büyük kentlerde toplanmıştır. Kırsal kesimde, göçebe Bedevilerin sayısı, yerleşik tarımcılarınkinden yüksektir. Rubülhali ve Nüfud çölleri bütünüyle ıssızdır; öteki yörelerde de çoğunlukla nüfus yoğunlukları düşüktür. Batı kıyısında, Riyad çevresinde ve doğudaki petrol alanlarındaysa, biraz daha yüksektir.
Ekonomi
1936'da petrol bulunmasına kadar ekonomisi Mekke ve Medine'yi ziyarete gelen hacılara ve hurma dışsatımına bağımlı olan Suudi Arabistan'ın, bu gelirleri günümüzde de sürmekle birlikte, ekonomisinin temeli petrole dayanır. Hükümet, petrolden elde edilen gelirleri Suudi Arabistan'ı çok çeşitli bir sanayi ülkesine dönüştürmek için gerekli altyapıyı oluşturmak için kullanmıştır. Ham petrol ve petrol ürünlerinin, devlet gelirlerinin %90'dan çoğunu oluşturduğu ülkede, petrolün büyük bölümünü çıkaran ARAMCO şirketinde Suudi ailesinin payı 1973'te %25 iken, 1974'te %60'a, 1980'de de %100'e yükselmiştir.
Basra Körfezi kıyısındaki Jubail ve Kızıldeniz kıyısındaki Yanbu'da kurulan yeni ve büyük sanayi merkezlerinde, enerji kaynağı olarak petrol yataklarından boruyla getirilen doğalgaz kullanılmaktadır. Petrol yatakları, petro-kimya sanayisi ve yapay gübre üretimi gibi sanayi kollarının yanı sıra demir-çelik sanayisi, çimento sanayisi, besin sanayisi, vb. dallar hızla gelişmektedir.
Tarım alanında, hükümet, besin ürünleri alanında dışsatıma bağımlılığı azaltmak için, tarım üretimini desteklemektedir. Yakın dönemde balıkçılık da gelişmeye başlamıştır.
Ayrıca, El Huber'de çıkarılan petrolde ülke ekonomisine yüksek katkılar sağlamaktadır. El Huber dışındaki bölgelerde de çıkartılan petrol en çok Ash Sharqiyah ve çevresinde çıkartılmaktadır. Dhahran'da, Dammam'da, Al Qatif'te ve bunlar dışında birçok şehirde çıkartılmaktadır.
İklimi
İklimini irdelediğimizde Suudi Arabistan'da, çok sıcak yazlar
görülür. Çoğunlukla çöl olması bu sayılan iklimsel sonuçları
doğurur.
Bitki örtüsü
Suudi Arabistan'ın iklim şartları nedeniyle ülkede bitki örtüsü
olarak genelde çöl ağaçları olan hurma ve Palmiye ağaçları
vardır.