Konutta yeni dönem: Mütevazı ve Muhafazakar
Konut sektöründe yeni bir dönem başlıyor. Artık firmalar inşaat malzemeleri ve sosyal donatı alanlarında daha mütevazi olacak. Sebebi ise sektörün bir anlamda dibi görmüş olması. Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum bu yeni dönemi, “Müteahhitleri uyardık. Artık gereksiz lüks yapılmayacak, müsaade etmeyeceğiz. Mühendisliğe, mimari ve teknik kaliteye önem vereceğiz ama daha muhafazakar ve mütevazı projeler yapacağız. Evlerin içine dahi hamam yapar hale geldik, bu kadarına gerek yok. Lükse sınır maliyetleri yaklaşık yüzde 10 düşürür” sözleri ile özetledi.
Hürriyet'ten Gülistan Alagöz'ün haberine göre, lüks üretimde frene basacaklarını açıklayan Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum, “2017 üçüncü çeyrekte bir önceki yıla göre inşaat malzemeleri yüzde 25.1 zamlandı. Konut fiyatlar ise artmıyor. Bu maliyet artışlarını da hesaba katarak bu kadar lükse gerek olmadığına karar verdik. Mahal listeleri (İnşaatlarda kullanılacak malzemeleri gösteren liste) tavan yaptı. Sosyal tesislerde yok yok. Bunlar aidatları de etkiliyor. Evlerin içine dahi hamam yapıyoruz. Yer döşemesi, dış kaplama, pencere her alanda fazla lüks var. Avrupa’da ne evlerde ne otelde böyle lüks yok. Biz de yüklenici firmalara talimatı verdik, artık gereksiz lükse müsaade etmeyeceğiz. Mühendisliğe, mimari ve teknik kaliteye önem vereceğiz ama muhafazakar ve mütevazi projeler yapacağız” dedi. İnşaatta yapılacak lüks freni ile maliyetlerin yüzde 10 kadar düşeceğini belirten Kurum, “Biz bunu başlatınca diğer özel sektör firmaları da rekabet edebilmek için ayak uyduracak” dedi.
İSTANBUL’DA DİBİ GÖRDÜK
Konut sektöründe dönem dönem iniş çıkışlar olduğunu belirten Kurum, “İstanbul’da konut fiyatları 2011’deki gibi dibi gördü, enflasyonun altında kaldı. En son nokta bu, daha aşağıya inmesi mümkün değil. İddia ediyorum fiyatlar daha fazla düşmez. Bu nedenle alıcı için fırsat var diyebiliriz. 7-8 ay yeni oyuncu ve yeni proje olmaz. Ama yıl sonuna doğru fiyatta kıpırdanma başlar ve fiyatlar enflasyonun üstüne çıkar. Sektör her 5-6 yılda bir kendini düzenliyor. Şimdi İstanbul’da bu dönemde” dedi.
YATAY MİMARİ DÖNEMİ
Bu yıl 10 milyarlık bir iş hacmi oluşturacaklarını belirten Kurum, İstanbul’da Küçükçekmece, Şişli, Bakırköy, Florya, Çekmeköy ve Bahçekent’te, Ankara Saraçoğlu’nda ve Samsun’da yeni ihaleler düzenleyeceklerini söyledi. Düşük yoğunlukta ve az katlı binalar inşa edeceklerini belirten Kurum, “Çekmeköy ve Bakırköy 4 katlı, Şişli 8-12 katlı, Küçükçekmece 4-8 katlı Florya 3 katlı, Saraçoğlu 2 katlı binalar inşa edilecek” dedi. Ağırlıklı olarak orta ve orta üstü gelir grubuna dönük projeler geliştirdiklerini belirten Kurum, 2018’de alt gelir grubuna dönük projeler ve kentsel dönüşüm projeleri de geliştireceklerini kaydetti. Dönüşümde yol haritasını belirlenmesi gerektiğine dikkat çeken Kurum, “Belli bölgelere yığılma olunca fiyatlar düşüyor. Tamamlanamama riski ortaya çıkıyor. Ada ada ya da mahalle mahalle ilerlemek gerek” dedi.
7.2 MİLYARLIK HEDEF KOYDU
2017 yılı içerisinde 1.1 milyon metrekare büyüklüğünde ve 7.7 milyar TL’lik satış gerçekleştirdiklerini belirten Murat Kurum, “2017’de 1.27 milyar TL değerinde arsa alımı gerçekleştirdik. 9 adet gelir paylaşım ihalesini başarı ile tamamladık. Bu ihalelerde yaklaşık 13 milyar TL’lik bir değer oluşturduk. 2018 için 7.2 milyar TL seviyesinde satış hedefimiz bulunuyor. Ayrıca 2018 yılı içerisinde 830 bin metrekare bağımsız bölüm satışı ve toplamda 1.8 milyar TL net kar gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz” dedi.
SANAYİ VE İNŞAAT EŞ ZAMANLI GİTMELİ
Bir dönem inşaat sektörünün sanayiden fazla büyüdüğü belirtilerek bu durum eleştirilmişti. Bu eleştiriye de değinen Kurum, “İnşaat 250 alt sektörü besliyor. Aslında iç içeler. İnşaat önde gidiyor, kar fazla, sanayileşmeliyiz deniyor. Sanayileşmeliyiz ama bu inşaatla eş zamanlı olmalı. Türkiye 3. çeyrekte yüzde 11.1 büyüdü. İnşaatın katkısı yüzde 20, sanayinin yüzde 14.8 oldu. Sanayi ve imalatın gayri safi yurt içi hasıladaki payı 3. çeyrekte yüzde 35.1 oldu. İnşaatın ise yüzde 8.7. İnşaat sektörünün küresel ekonomiden aldığı pay yüzde 10-12. Gelişmiş ülkelerde bu oranın yüzde 16-17’ye çıkması bekleniyor. Demek Türkiye’nin çok yolu var. Ekonomik kaynakların inşaat sektörüne aktarılarak, sanayiye yeteri kadar kaynak bırakılmadığı iddiası doğru değil” dedi.