Konya'da 50 kilometrelik diri fay var!
Konya bu gece yarısı 4.5 büyüklüğünde depremle sarsıldı. Orta şiddetteki deprem büyük kesimde hissedildi. Oysa genel olarak bilinen depremsellik açısından Konya'nın Anadolu'nun en rahat bölgesi olarak bilindiğiydi. Ancak 2012'de Maden Tetkik Arama yaptığı incelemeler neticesinde 50 kilometrelik bir fayın diri olduğunu tescil etmişti. Prof. Dr. Fetullah Arık ise bu hattın 6, 6.5 büyüklüğünde bir kırılma meydana getirebileceğine işaret edip "ovada bu çok daha şiddetli hissedilir" demişti...
38 bin 257 bin kilometrekare ile Türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip ili Konya, yurt geneline kıyaslandığında deprem riskinin en düşük olduğu kent olarak biliniyor. Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü'nün yaptığı son inceleme sonucu kent merkezindeki 50 kilometrelik fay zonunun diri fay hattı olduğu tespit edildi. Konya ovasının alüvyal bir yapıda olması nedeniyle buradaki yapıların olası bir depremde normalin üstünde etkileneceğine ileri sürüldü.
50 KİLOMETRELİK DİRİ FAY ZONU BULUNUYOR
Eylül ayında bölgedeki depremselliğe ilişkin açıklamalarda bulunan Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, Konya'da 6 veya 6.5 büyüklüğünde meydana gelebilecek depremin yıkımlara neden olabileceğini belirtmişti. Arık, Konya'nın taşıdığı deprem riskine ilişkin şunları söylemişti:
''Konya kent merkezinin olduğu bölge, geçmişte 4'üncü ve 5'inci derece deprem bölgesi olarak biliniyordu. 2012 yılında Maden Tetkik Arama'nın (MTA) yapmış olduğu diri fay çalışmaları sonrasında, ana fay hattının diri fay olduğu tescil edildi. Bu ne demek? Deprem üretme potansiyeli var demektir ve halen hareketlidir. Bu fay sistemi Selçuk Üniversitesi kampüsünün biraz batısından Ardıçlı'ya yakın bölgeden başlayıp, oradan güneye doğru, şu anki hastane kompleksinin olduğu bölge, 500 Evler, oradan Meram Tıp Fakültesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi kampüsü, daha güneye doğru Hatıp'a doğru takip eden 50 kilometre uzunluğundaki fay zonu. Adından da anlaşılacağı üzere fay zonu, tek bir kırık değil. Bir kırık sistemi. Bu kırık sistemi, batıdan doğuya doğru birbirine paralel veya ona dik yönüyle gelişmiş olan birçok küçük fayla da kesilir vaziyette. Bu ovanın içine doğru basamak basamak devam ediyor.''
6 VEYA 6.5 BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ DEPREM YIKIMA NEDEN OLABİLİR
Arık, Konya fay zonunun 6 veya 6.5 büyüklüğündeki depremle kırılmış olduğunu belirlediklerini ifade ederek, "'6 veya 6.5 büyüklüğünde deprem normalde orta büyüklükte bir depremdir. Ancak Konya zeminiyle birlikte değerlendirdiğimizde şiddetli yıkıma neden olabilecek depremdir. Buradaki asıl şansımız tek parça fay olmaması ve hem de kırılma esnasında tamamen birlikte kırılmamasıdır.'' diye konuşmuştu.
Konya'nın tarihine bakıldığında depremin az yaşandığını belirten Arık, ''Konya bölgesinde eskiden beri bakıldığı zaman çok büyük bir deprem yaşanmadığı görülüyor. En azından 1900'lü yıllardan itibaren ölçülen en büyük deprem, 2009 yılında 4.7 büyüklüğünde yaşandı. Ancak Yazır bölgesindeki taş ocaklarının olduğu bölgede yaptığımız araştırmada gördüğümüz kırıklar ve o kırıklardaki dolgular, burada oluşan depremin 6, 6.5 büyüklüğünde olduğunu gösteriyor. Konya fay zonu tek parça olarak kırılmış olarak görülüyor. Eğer 6, 6.5 büyüklüğünde bir kırılma meydana gelirse, ovada bu çok daha şiddetli hissedilecektir. Bu yıkıma doğru gidebilir. Dolayısıyla 2009 yılındaki 4,7’lik depremle bile binalarımız sallandı, bazı binalarımızda hasar meydana geldi. Yapmamız gereken şey bu gerçekliği bilip buna göre binaları yapmamız'' uyarısında bulunmuştu.
OVA, ALÜVYAL BİR ZEMİNDEN OLUŞUYOR
Olası bir depremde Konya ovasının alüvyon bir zeminden oluşması nedeniyle riskin büyük olduğunu ifade eden Arık, tehlikeye şu sözlerle dikkat çekmişti.
''Alüvyal bir zemin, eski Konya gölü dediğimiz doğuda Ereğli'den başlayıp, batıda Takkeli dağa kadar gelen, güneyde Çumra, kuzeyde Tuz Gölü'nü içine alan büyük bir göl. Bu gölün içindeki çökerler, gevşek, tutturulmamış malzemelerdir. Dolayısıyla buradaki gevşek malzeme deprem etkisini büyüten bir malzemedir. Oluşan deprem 4.5 büyüklüğünde olsa bile şiddetini çok daha fazla hissettirecektir. Dağların olduğu bölgede zemin daha sağlam; ancak faya yakın. Ovanın olduğu bölge zemin gevşek; fakat faya biraz daha uzak. Bu ikilem içinde yapılaşmayı belirlememiz gerekiyor.''