Korona bir yandan onlar öteki yandan!
Koronavirüsle mücadelede sosyal mesafe, maske kullanımı ve hijyenin önemi her geçen gün daha çok ortaya çıkıyor. Salgında vatandaşların vazgeçilmezi el dezenfektanları ise merdivin altı üretimi tehlikesi ile karşı karşıya. Piyasaya sahte olarak sürülen dezenfektanlar koronadan koruma yerine Covid-19'a yakalanmamıza sebep olabiliyor.
Koronavirüs ile mücadelede tüm dünyada dezenfektanlara ilgi artarken, bunu fırsata çevirmek isteyen bazı kurumlar ise sağlıksız koşullarda üretim yapıyor. Sağlık Bakanlığından ruhsat almadan üretim yapan merdiven altı üreticiler, yıllardır Türkiyede ruhsatlı dezenfektan üretimi yapan önemli firmaların ürünlereni birebir taklit ediyor, sahtekarlar bu yoldan para piyasadan hatırı sayılır bir kazanç sağlıyor. Sosyal mesafeye uyan vatandaşlar ise sahte ve taklit dezenfektanlar yüzünden Koronavirüs ile mücadelelerinde bilmeden büyük risk ve tehlikeyle karşı karşıya kalıyor.
Virüslere karşı hiçbir etkisi olmayan bu ürünler marketlerde, eczanelerde, benzin istasyonlarında internet alışveriş sitelerinde ve benzeri birçok yerde el ve cilt temizleyicisi, temizleyici jel, el temizleme solüsyonu, el hijyen ürünü, hijyenik temizleme solüsyonu, el ve cilt temizleme sıvısı, antibakteriyel el ve cilt solüsyonu, antiviral solüsyon ve benzer isimler ile piyasaya sürülüyor. Bu ürünler başta yeme içme mekanları, eğitim, imalat, mağazalar olmak üzere bir çok iş kolunda kullanılmaktadır. Kullanıcılar ise virüsleri öldürdüğünü düşünerek rahat davranmaktadır. Bu sayede bu tür ürünlerin kullanıcıları etki göstermeyen ve içerisinde ne olduğu belli olmayan ürünler sayesinde virüs kapma ve kullandıkları sıvının zarar verme tehlikesi ile karşı karşıya bırakılıyor.
BULAŞ RİSKİ YÜKSEK
Bu tür ürünler bulaş ile mücadelede ciddi bir risk oluşturuyor. Koronavirüs mücadele zincirini kırıyor. Diğer taraftan uzmanlar bu ürünlerin geçici ruhsat adı altında satılarak bakteriler üzerinde etkili olduklarını ancak virüsler üzerinde etkinliğinin olup olmadığının bilinmediği kaydediyor. Bazı kaynaklardan yapılan araştırmalarda ise, Sağlık Bakanlığı piyasada satılan ürünlerin üzerinde “el ve cilt dezenfektanı” yazmadığından bu ürünlerin herhangi bir suç teşkil etmediği, dezenfektana vurgu yaparak aldatmaya yönelik yapılan ürünler için yasal işlemlerin başlatıldığı, bu ürünler hakkında Sağlık Bakanlığına yapılan şikayetlerin önemli olduğu hızlı bir şekilde sonuçlandırıldığına vurgu yapıldı. Ancak bu ürünleri kullananların ürünlerin üzerindeki uyarlara bakıp daha bilinçli bir şekilde hareket etmeleri gerektiği belirtildi.
DTH SAĞLIK HİZMETLERİ UYARDI: ARGE GEREK
Uzun yıllardır dezenfektan üretimi ve hastanelere dezenfeksiyon hizmeti veren DTH Sağlık Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Alim’in ifadesine göre “ Yaklaşık otuz yıldır sağlık sektöründe önemli rol oynadıklarını, dezenfektanların üretimi ve piyasaya sürülmesine ilişkin olarak ise, “dezenfektan üretimi yapılmadan önce ARGE çalışmalarında, ürünleri kendi laboratuvarlarında uzun süre miktorbiyolojik etkinlik ve kimyasal analizlerinin yapıldığı, sonrasında ise Virüslere, Bakterilere, Funguslar üzerinde ne miktarda kullanıldığında hangi sürede etkili olduklarının testlerini Akredite Üniversite laboratuvarlarında yaptırdıklarını, El ve cilt üzerinde ki tahriş ve irritasyon etkinlikleri, ürün raf ömründe ve kullanıma başlandığında etkinliğin devam edilip edilmediği gibi testlerin bir çok kez yapıldıktan sonra Sağlık Bakanlığı ruhsatı alınabildiğından bahsederek, “Pandemi süresi içerisinde alınan ruhsatlarda ise sadece bakteri etkinliklerine bakıldığı, ruhsat süresinin ise 3 ay gibi kısa süreli olduğunun yazıldığı ancak belgenin en alt tarafında okunması zor olan yazı karakteri ile Viral (virüs) etkinliği, Stabilite ve irritasyon testleri gibi önemli testlerin 1 ay içerisinde alınmaması halinde ise ruhsatın geçersiz sayılacağı yazılarak geçici ruhsat belgesinin verildiğini” şeklinde olduğu söylenmiştir. Bunu fırsat bilen bir çok merdiven altı üretim bile denemeyecek yerler ise, “ alkol içerir, %99,9 mikropları öldürür, cilt solüsyonu gibi mevzuatın açıklığından yararlanarak pazara hakim olmuşlardır.
(DTH Sağlık Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Alim)
Dezenfektan üreticilerinin pandemi süresi içerisinde, alkol bulamadıklarından üretim yapamadıklarını, alkol ithalatının yapılamadığını, alkol fiyatlarının çok yükselmesinden dezenfektan fiyatlarının yükseldiğini, ancak bunun da dezenfektan üreticilerine mal edildiğinden bahsetmişlerdir.
Kendi fabrikalarında günlük 40-50 ton arası dezenfektan üretimi yaptıklarını, entegre bir tesise sahip olduklarını, pandemi süresince,tüm resmi ve tedavi kurumlarına öncelik tanındığını ve düşük bedellerle sattıklarını, bu süre içerisinde sınırlı ihracat yaptıklarını ve önceliğin ülkemizin ihtiyacını karşılamak olduğunu hedeflediklerini söylemişlerdir." diye konuştu.
Geçici ruhsat ile bu işin yapıldığına da dikkat çeken Trend Medikal Limited Şirketi Müdürü Oğuz Sezer ise , firmaların gerekli şartları yerine getirmeden bu işi yapmasının sahte-taklit ürünü artırdığına dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti:
"Pandemi ülkemize giriş yaptığında bakanlığımız yüzlerce firmaya dezenfektan üretimi için 3 aylık geçici ruhsat vererek talebi karşılamaya çalıştı ancak bu ruhsatlar bir ay içerisinde gerekli testleri tamamlamaları şartıyla verildi. Oysaki bu firmalar bu şartı yerine getirmeden üretime devam ettiler ve halende içeriği belli olmayan bu ürünleri satmaya devam ediyorlar. Bakanlığımızın bu firmaları denetlemesini testleri tamamlanmayan ürünlerin üretimlerini sonlandırmalarını bekliyoruz. Biyosidal ürün ruhsatlı ve gerekli tüm testleri yapılmış satış izni alınmış olan Dezenfektanlar, sadece eczaneler ve ruhsatlı medikal firmalar vasıtası ile halka ulaştırılmalıdır. Şu anda alakalı alakasız her yerde ve denetimsiz satılıyor ve vatandaşımızda dezenfektan zannederek alıyor. Devletimiz aynı ilaçta ve tıbbi malzemede olduğu gibi dezenfektan içinde üretici ve ithalatçıdan başlatarak “dezenfektan takip sistemini” uygulayabilir. Böylece ruhsatsız ve merdiven altı ürünlerin önüne geçilebilir . Üzerinde etiketi olmayan dezenfektan kullanan işyerleri içinde mutlaka ciddi para ve işyeri kapatma cezaları uygulanmalıdır. Sahte/taklit ürün üreten satan ve kullanan işyerleri mutlaka kamuoyuna açıklanmalıdır.
Sahte ve taklit dezenfektanlar elektronik ticaret platformlarındada çok miktarda satılmaktadır. Elektronik ticaret platformları mutlak suretle dezenfektan satan mağazalardan üretici ya da ithalatçı firmalardan alınmış yetki belgelerini, ürünlerin biyosidal ruhsatlarını istemeli hem üretici / ithalatçı firmadan hem de Sağlık Bakanlığından bu belgelerin doğruluğunu teyit etmelidir. Aynı uygulama dezenfektan satan e-ticaret siteleri içinde yapılmalıdır. Elektronik ticaret platformlarında dezenfektan kategorisi altında dezenfektan özelliği olmayan ürünlerde yer almaktadır. Halkımız bu ürünleri alarak sahte bir hijyen güvenliği ile yaşamaktadır. Koronavirüs ile mücadelede en zayıf halkamız vatandaşın dezenfektan konusunda yeterince bilgilendirilmemesi, dezenfektan adı altında satılan sahte/taklit dezenfektanlara karşı etkili mücadele edilmemesidir.”