Koronavirüs mücadelesinde başarılı mıyız?

Uzmanların değerlendirmelerine bakılırsa iyi gidiyoruz.

Ancak sosyal izolasyonun ne zamana kadar devam edeceğine dair kimsede net bir fikir yok.

Herkes sadece umut ediyor ki, bir an evvel virüs sönümlensin ve normal hayata dönelim…

İtalya gibi değiliz, birtakım matematiksel modellemelerle bizim de ilk vaka sonrası benzer bir trende gireceğimize dair iddialar vardı, öyle de olmuyor çok şükür.

İlk vakanın görülmesi bütün dünyadan yaklaşık üç ay sonra olmuştu.

Bu üç aylık süre içinde kaynak ülkelerde büyük ölçüde trendde düşmeler yaşanıyor.

Çin bile Hubey eyaletine bağlı Wuhan kentini açma kararı aldı. Dolayısıyla, virüsün insanlarımıza etkileri konusunda aşırı canımızın yanacağı bir görünüm yok gibi. 

Ancak bu bizi rehavete düşürüp tedbiri elden bıraktırmamalı. Çünkü bir kişinin yaklaşık dört yüz kişiyi enfekte edebildiği düşünülürse tedbiri elden bırakmanın her şeyi başa sarmak anlamına geleceğini görebiliriz.

Nüfusu az olan ülkelerin örnekleri bizim için rehber değildir ama aldıkları önlemler işimize yarar.

Deneyimler, birikimler olumlu olumsuz bizim için yararlıdır.

İtalya ve İran’ın işi hafife alması ve neticeleri de, Çin’in, Singapur’un, Güney Kore’nin işi ciddiye alıp mücadelede taviz vermemesi de bizim için önemli örneklerdir.

Dolayısıyla insanlarımızın bu sürecin kısalmasına katkısı olacağı açıktır. Yetkili mercilerin uyarılarına, çağrılarına kulak vermek hepimizin maddi ve manevi yükünü azaltacaktır.

Bencilliklere yer olmayan günlerdeyiz. Kaderimiz aynı.

Hastalık pençesine almak için zengin fakir, şöhretli şöhretsiz, kudretli kudretsiz farkı gözetmiyor. Herkesi bir şekilde bulabiliyor.

Bana bir şey olmaz nemelazımcılığının sırası hiç değil.

Yakınlarımızı, sevdiklerimizi düşünmeliyiz.

Kendimizin kolay atlatabileceğimizi düşünsek bile bizden bulaşacak olanların mağduriyetlerini hesaba katmak zorundayız.

Birbirimize yardımımız birbirimize sosyal mesafemizi korumaktan ve bireysel hijyeni korumaktan ibarettir.

Evde kalmamız gerekenler kalmalı, çıkması zaruri olmayanlar çıkmamalı. Bu günler geçecek elbette.

O zamana kadar hepimiz katlanmalıyız.

Yaşlılarımızı korumak için onları evde kalmaya ikna etmek istiyoruz. Risk onlar için biraz daha yüksek. Onlar virüsün taşıyıcısı değiller, kurbanlarıdır.

Yaşlılarımıza saygısızlık anlamına gelecek hiçbir şeyi kabul edemeyiz.

Sosyal medya paylaşımları moralleri bozacak şekilde olmamalı. Kötü niyetlilerin iş başında olduğunu da akıllardan çıkarmamalıyız.

Hep diyoruz ya, saygı her şeydir. Birbirimize her zaman saygı.

Saygıyı kaybedersek insanlığımızı da kaybederiz.

İnsanlığın yok olduğu bir dünyada yaşasak ne, yaşamasak ne…

Tüm yazılarını göster