Koronaya karşı sık yapılan 6 yanlış
Dünya genelinde 107 milyon kişinin yakalandığı, 2 milyon 359 bin kişinin öldüğü koronavirüs salgını ile ilgili her gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Şu an en tedirgin edici gelişme kuşkusuz virüsün geçirdiği mutasyonların daha bulaşıcı ve daha öldürücü özellikleri koronaya katmış olması. Ancak, koronavirüsün yayılmasında sadece virüsü ya da mutasyonlarını suçlamak ne kadar doğru? Biz bu konuda doğruları yapıyor muyuz? Uzmanlara göre sık yapılan 6 hata yayılımda önemli etkiye sahip. İşte o hatalar.
Yaklaşık 13 ay önce gündemimize giren koronavirüsle Türk halkının ilk karşılaşması ise bundan 11 ay önce olmuştu.
Bu süreçte büyük çoğunluk 2,4 milyona yakın insanın ölümüne yol açan Koronavirüse karşı insanların bilinci ilk günlere göre kat be kat arttı.
Ne varki halen eksik ve yanlış bilgiler ile hastalığa davetiye çıkaran alışkanlıklar azalsa da sürüyor.
Hürriyet'ten Melin Kahraman'ın haberine göre, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Uzmanı Öğretim Üyesi Dr. Rıdvan Karaali, salgın sürecinde yapılan yanlışları tek tek anlattı.
İşte yapılmaması gereken 6 hata ve çözüm yolu...
HATA 1: DIŞARIDA BULUŞMAYI FAZLA GÜVENLİ SANMAK
Koronavirüs salgını nedeniyle kafeler ve restoranlar kapalı olunca dışarıda buluşma imkanı bulanlar açık havada maskesiz iletişim kuruyor. Ancak açık havada olmak virüsün bulaşmayacağı anlamına gelmiyor. Kapalı ortamlarda uzun süre bir arada bulunmak bulaş olasılığını çok artırıyor. Fakat açık ortamlarda da maske, fiziki mesafe kurallarına uyulmadığı durumlarda bulaş olabilir. Bulaş olasılığını en aza indirebilmek için maske, fiziki mesafe ve hijyen kurallarına açık alanlarda da dikkat etmemiz toplum sağlığı ve kendi sağlımız açısından önemlidir.
HATA 2: MASKEYİ DOĞRU TAKMAMAK
Toplumda kullanılmakta olan daha çok iki çeşit maske bulunuyor. Tıbbi maske (profesyonel maske) ve bez maske. Tıbbi maskeler belirli standartlara göre üretildiğinden önlem açısından daha güvenli sayılabilir. Ancak Dünya Sağlık Örgütü pamuktan üretilmiş bez maskelerin toplumda kullanımının güvenli, etkin ve uygun olabileceğini de bildirdi. Maskelerin etkin olabilmesi için uygun şekilde takılması gerekir. Tıbbi maskeler çoklu kullanım için uygun olmayabilir. Belirli bir süre kullanıldıktan sonra mutlaka değiştirilmesi gerekir. Maske takıp çıkarma esnasında ön yüzüne temas edilmemeli, bağcık veya lastik kısımlarından tutularak takıp çıkarılmalıdır. Maske üzerinde ıslaklık, yıpranma ve gözle görülür kirlenme olduğunda mutlaka değiştirilmelidir. Tıbbi maske belirli standartlara göre tek kullanımlık olarak üretildiğinden yıkanıp tekrar kullanılmamalıdır.
HATA 3: BEZ MASKEYİ YIKAYIP TEKRAR TEKRAR KULLANMAK
Bez maskeler üretildiği kumaşın kalitesine göre yıkanıp tekrar kullanım için olanak sağlayabilir. Burada özellikle dikkat edilmesi gereken bez maske yapımında kullanılan kumaşın pamuktan yapılmış olmasıdır. Her ne kadar bez maskeler yıkanıp tekrar kullanılabilse de bu kural sonsuza kadar geçerli değildir. Her yıkamada kumaş özelliğini yitirir. Dolayısıyla yıkanıp tekrar kullanılan maskelerin de belirli aralıklarla yenisiyle değiştirilmesi gerekir.
HATA 4: MASKEYİ YANLIŞ MUHAFAZA ETMEK
Maske çıkarıldıktan sonra koruyucu kılıfı olmadan ceketin ya da pantolonun cebine koyulmamalı veya sık kullandığımız yüzeylere gelişi güzel bırakılmamalıdır. Böyle yapıldığında bırakın hastalığı önlemede katkısı olmasına, aksine hastalığın yayılmasına katkı sağlamaktadır.
HATA 5: AKRABALAR VE TANIDIKLARLA EV ORTAMINDA SIK SIK GÖRÜŞMEK
Salgın süresince herkes virüsü yayma potansiyeline sahip. Bu dönemde site ve apartmanlarda daireler arası yapılan ziyaretler, akrabalar arası görüşmeler de kısıtlama kapsamında gibi değerlendirilmeli, salgın kontrol altına alınana kadar bu tür ziyaretler zorunlu haller dışında yapılmamalıdır. Toplumda bireyler çeşitli nedenlerle hareket halinde ve birçok kişiyle temas da kaçınılmaz. Bu sosyal durum göz önüne alındığında sadece bizlerin ve tanıdıklarımızın önlemlere uyması yetmez. Akrabalar, komşular ve tanıdıklar arası ziyaretlerin yapılıp yapılmamasını bir güven ya da güvensizlik meselesi olarak değerlendirmemek gerekir. Pandemi süresince virüsün anne baba, eş, kardeş, dost, akraba, komşu ayırımı yapmadığı gerçeğini unutmamalıyız. Bu dönemde bu tür ziyaretleri yapmamaya özen göstermeli, bu gerekçe ile ziyaretleri reddeden tanıdıklarımıza saygı duymalı ve kendimiz de bu tür ziyaret teklifleri geldiğinde uygun ve nazik bir dille geri çevirerek, kalabalık ortamların oluşmasının önüne geçmeye katkı sunmalıyız.
HATA 6: AŞI OLDUKTAN SONRA KORUNMA ÖNLEMLERİNE DİKKAT ETMEMEK
Ne kadar çok bağışık birey olursa virüsün bulaşma hızı ve toplumda yayılması o kadar zorlaşır. Ülkemizde aşılama çalışmaları ocak ayının ikinci yarısından itibaren belirlenen risk gruplarına göre yapılmaya başlandı ve hızla devam ediyor. Toplum içinde yayılmanın önlenebilmesi için de toplumun yaklaşık üçte ikisi bağışık hale gelmelidir. Dolayısıyla aşılamanın başlamış olması, bireysel olarak aşılanmış olmamız, belli düzeylere ulaşıncaya kadar önlemlere uymamayı gerektirmez. Normal hayata en kısa sürede dönebilmemiz için bir yandan etkin bağışıklama devam ederken diğer yandan önlem paketine uyumun da bilinmesi ve dikkatle uyulması gerektiğini akıldan çıkarmamalıyız. Salgın kontrol altına alınana kadar aşılanmanın yanı sıra maske, fiziki mesafe ve temizlik kurallarına uymaya devam etmeliyiz.