“Korumacılık küresel ekonomiye zarar veriyor ”
Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde Garenta ana sponsorluğunda düzenlenen, Capital ve Ekonomist dergilerinin Yayın Direktörü M. Rauf Ateş, Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Özgür Maraş ve Dow Hindistan, Ortadoğu ve Türkiye Başkanı Luciano Poli’nin yaptığı açılış konuşmalarının ardından Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dünyadaki ve Türkiye’deki son ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Arjantin’de düzenlenen G20 zirvesinin ardından ayağının tozuyla 7. Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne katılan Şimşek, G20 ülkelerinin dünyadaki korumacılık trendine karşı endişelerini dile getirdiğini belirterek birçok ülkede aşırı sağ ve popülist rejimlerin yükselişini de bu trende bağladı.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, konuşmasının ilk bölümünde küresel ekonomideki fırsatlar ve tehlikeleri dile getirdi. Şimşek “Dünya ekonomisinde gelecek kısa vadede oldukça parlak görünüyor; büyüme var, küresel enflasyon kontrol altında. Kısa vadede risklerin gerçekleşme olasılığı düşük. Ama orta ve uzun vadede soru işaretleri de var. Genelde olduğu gibi şimdi de senkronize büyüme dönemleri enflasyonist baskıya yol açıyor ve para politikasında sıkılaşmaya yol açıyor. ABD Merkez Bankası önümüzdeki dönemde faiz artırmaya devam edecek. Birkaç yıl öncesine oranla faiz beklentisi yüksek” diye konuştu.
Dünyada şu anda en büyük riskin korumacılık olduğunu belirten Şimşek, “ABD’den başlayan çok güçlü bir korumacılık eğilimi var. Dünyada bazı endüstrilerde sorunlar yaşanmış olabilir ama onları çözeceğimize, kriz sonrası gelir dağılımında bozukluğun ortaya çıkardığı popülizmden faydalanmaya kalkışılırsa sonu kötü olur. G20’de bir iki ülke hariç herkes böyle düşünüyor” dedi.
GELECEK VADEDEN ŞİRKETLERE YATIRIM YAPILMALI
Şimşek, konuşmasının Türkiye’yle ilgili bölümünde ise gelecek vadeden şirketlere yatırım çağrısı yaptı ve reel sektöre dövizle borçlanma konularında uyarılar yöneltti.
“Türkiye son 15 yılda ortalama yüzde 5.7 büyüdü. Ortadoğu’da kaosa, teröre, ülkemizde darbe girişimine rağmen bu büyüme sayesinde Türkiye’nin relatif performansı iyi. Çin ve Hindistan hariç dünyaya büyük fark atmış durumdayız” dedi.
Bu yılki büyüme tahminin yüzde 5.5 civarında olduğunu belirten Şimşek, yatırım teşvik başvurularının rekor düzeye ulaştığını belirtti. Türkiye’nin son 10 yılda 8.7 milyon vatandaşına iş yarattığını anlatan Şimşek, “AB de uzun bir aradan sonra güçlü büyüyor, dolayısıyla dış talep de güçlü olacak.” dedi.
Şimşek hızlı büyümenin yarattığı enflasyonist baskıya da değinerek bunu TL’nin değer kaybına bağladı.
İş dünyasına seslenen Şimşek, “Dünya borç batağında, faizler yükseliyor.” diyerek dövizle borçlanma konusunda uyarı getirdi.
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ PARLAK
Türkiye’deki bütün borcun milli gelire oranının yüzde 141 olduğunu belirten Şimşek, reel sektörün borç oranının nispeten yüksek olduğunu belirtti. Şimşek bu yüzden borçlanma konusunda sınırlamalar getirdiklerini dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, yatırım ortamını geliştirecek reformlara imza attıklarını belirterek
Türkiye’nin Yeni Zelanda ve Singapur gibi ülkelerle bile yarışır hale geldiğini söyledi. Şimşek “Çok kapsamlı bir reform gündemimiz var. Yüksek gelirde tutunabilmemiz için bizim reform yapmamız lazım. En önemli önceliğimiz eğitim. Teknik ve yüksek eğitime OECD ortalamasının çok üzerinde yatırım yapıyoruz. Eğitime erişim oranları artıyor.” Dedi.
Sermaye piyasalarının derinleştirileceğini belirten Şimşek, bankalara da seslenerek “Yatırım bankaları kurun. Gelecek vadeden şirketlere yatırım yapın. Geleneksel sektörlerde rekabet yoğun, gelecek vadeden sektörlerde ise kazanç daha yüksek.” diye konuştu.
AB İLE İLİŞKİLERİMİZ HİÇBİR ZAMAN KOPMAZ
Şimşek AB ile ilişkilere de değinerek “Hiç kimse bizi Avrupa’dan koparıp atamaz, Avrupa’nın Türkiye’ye, Türkiye’nin de Avrupa’ya ihtiyacı var. Ne güneyde ne doğuda ilham alacağımız başka bir yer yok, AB bizim ilham alacağımız yer” dedi.