KOSGEB borçları ertelendi mi? Erdoğan ne açıkladı?

KOSGEB borçları ertelendi mi? Yaşanan depremler sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya ve Elazığ'da KOSGEB Acil Destek Programı'nın devreye alındığını belirterek, "Ayrıca, KOSGEB'e bu yıl ödenmesi gereken borçları da 2020 yılının sonuna erteliyoruz. Bankalara KOSGEB borcu olan KOBİ'lerin bu yılki ödemelerini de 1 Ocak 2021'e erteliyoruz" dedi. İşte KOSGEB borçları ertelendi mi? Erdoğan ne açıkladı? Merak edilen detaylar haberimizde...

KOSGEB borçları ertelendi mi? Afrika temaslarına devam eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir'den Gambiya'ya geçerken, uçakta gazetecilere konuştu. Yaşanan depremler sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malatya ve Elazığ'da KOSGEB Acil Destek Programı'nın devreye alındığını belirterek, "Ayrıca, KOSGEB'e bu yıl ödenmesi gereken borçları da 2020 yılının sonuna erteliyoruz. Bankalara KOSGEB borcu olan KOBİ'lerin bu yılki ödemelerini de 1 Ocak 2021'e erteliyoruz" dedi. İşte KOSGEB borçları ertelendi mi? Erdoğan ne açıkladı? Merak edilen detaylar haberimizde...

Afrika temaslarına devam eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cezayir'den Gambiya'ya geçerken, uçakta gazetecilere konuştu. Erdoğan, 6.8 büyüklüğündeki depremden etkilenen Elazığ ve Malatya'da KOSGEB Acil Destek Programı'nın devreye alındığını belirterek, "Ayrıca, KOSGEB'e bu yıl ödenmesi gereken borçları da 2020 yılının sonuna erteliyoruz. Bankalara KOSGEB borcu olan KOBİ'lerin bu yılki ödemelerini de 1 Ocak 2021'e erteliyoruz" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın değerlendirmeleri ve sorulara verdiği cevaplar şöyle:

"HAFTER ÇÖZÜM İSTEMEDİĞİNİ İTİRAF ETTİ"

Libya sorununun çözümü için yol haritası artık bellidir. BM çatısında, uluslararası meşruiyeti olan hükümetin öncülüğünde, ateşkesin derhal uygulanması ve siyasi sürecin ilerletilmesi gerekiyor. Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) bugüne kadar alınan tüm kararlara uydu. Hem Moskova'dan hem Berlin'den kaçan Hafter ateşkesi ihlal etmeye devam ediyor. Libya'da barış olacaksa Hafter'in durdurulması gerekiyor. Bu arada, Hafter'in sözcüsü Mismari, dün (önceki gün) yaptığı açıklamada, Berlin ve Moskova'ya anlaşmak için, çözüm için değil; sözde haklı davalarını anlatmak için gittiklerini , çözümün namlunun ucunda olduğunu ifade etmiştir. Bu da Hafter'in gerçek niyetini ele veren itiraf niteliğinde bir açıklamadır.

Libya'da silah dışında çözüm olmadığını belirten Hafter ve çevresi var. Bu durumda Türkiye'nin ateşkes ve siyasi süreci canlı tutma diplomasisi hangi aşamaya evrilecek? Hafter ile anladığı dilden konuşulacak aşamaya mı gidiyoruz?

(Haritayı göstererek) Değerli arkadaşlar, şu anda Libya ve Türkiye arasındaki o gördüğünüz bant bizim mutabakat anlaşmamızın sonucudur. Aynı zamanda, yine gördüğünüz G-F-E ve deniz kısmındaki "D" BM'ye bildirilen ve mutabakat sağladığımız Türk Yetki Alanı'dır. Biz burada sondaj çalışmalarımı yapabileceğiz ve bu bir yerde de bizim kıta sahanlığı adımlarımızın neticesidir. Şu an itibariyle, Hafter'in maalesef çok çok çirkin girişimleri var ve biz de bunların takipçisiyiz. Gereği neyse bunu sonuna kadar yapmaya devam edeceğiz. Hafter, şu anda Libya'nın adeta bir çöl ağası gibi. Daha ziyade çöl kısımlarında hakimiyeti var. Ama nüfus olan bölgede hakimiyeti yok.

"HAFTER'İN EN ÖNEMLİ DESTEKÇİSİ MISIR VE BAE"

Cuma günü biliyorsunuz, Alman Şansölyesi Merkel Türkiye'deydi, İstanbul'da bu konuları etraflıca ele aldık. Kendilerine şunu çok açık ve net söyledik: Bakın dedim, yanlış bir noktaya oynuyorsunuz. Hafter bir yalancı ve siz bu yalancının şımartılmasına fırsat veriyorsunuz. Mısır en önemli destekçisi, Abu Dabi yönetimi en önemli destekçisi, Rusya ise Wagner'i vermek suretiyle orada. Wagner'in bütün mali noktadaki desteğini Abu Dabi yönetimi sağlıyor. Çok ciddi parasal destek aktarıyor. Silah. Mühimmat, şu, bu Abu Dabi Yönetimi'nden geliyor. Ve tabi silahları almak problem değil çünkü para var. Hangi ülkeden olduğu da önemli değil. Bütün bunlara rağmen, Hafter burada yaptığı hesapları tutturamadı ve tabi burada özellikle Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin dik durması da önem arz etti. Yani UMH Başkanı Feyyaz Sarraç'ın kesinlikle bütün güçlerinin başında olması şart. Sarraç Moskova'da başarılı bir imtihan verdi, geldi. Berlin'e geldi; anlaşmaya yanaştı, diğeri anlaşmaya yanaşmadan kaçtı. BMGK'da da şu an aynı oyunlar oynanıyor. Biz (BM Genel Sekreteri Antonio ) Guterres'le de ele aldık; konuştuk. Bundan sonraki süreçte de takipçisiyiz, takip edeceğiz. Fakat her geçen gün Libya'da sürecin ben UMH'den yani Sarraç yönetiminden yana gelişeceğine inanıyorum ve dün mesela orada da bir yeri alma durumu oldu Hafter'in, daha sonra tekrar geri alındı. Tabi en önemli mesele; Sirte meselesidir, orası da geri alınınca da bunların iyi bir gücü kalmayacak. Misrata ile çok ilgileniyorlar, kuşatma var ama Misrata'da istedikleri neticeyi alamadılar. Trablus'ta da kuşatmaları var. Trablus'ta da şu anda UMH gerekli mukavemeti gösteriyor. Temennim odur ki; böyle bir imkan, böyle bir fırsat vermeyecektir.

"SARRAC İLE İMZAYI ATTIK, İŞ BİTMİŞTİR"

Rusya'nın Libya'da istediği nedir? İdlib'de kan durmuyor. Her ne kadar Türkiye devreye girse de Esad Rusya ile beraber hareket ediyor. Orada da bir güvensizlik ortaya çıkmıyor mu Rusya açısından? Rusya ne yapmak istiyor?

Rusya'nın Wagner'le Libya'ya girmesi doğru bir hareket değil. 2 bin 500 kadar lejyoner var. Fazlası var azı yok. Ama bunun bedelini neresi ödüyor? Abu Dabi ödüyor. Aslında Hafter de ücretli bir lejyonerdir. Bunlar müşterek çalışıyorlar, orada bütün silah mühimmat araç gerek vesaire malum ülkelerden alıyor. Mısır da çok ciddi destekler veriyor. Doğu Akdeniz'e gelince malum biz kıyı şeridi en uzun olan ülkeyiz. Biz şurada şimdi yani bizim şuradan başlıyoruz böyle gidiyoruz devam ediyor burası. Şu bant tamamen bizim ikili mutabakat metnimizdeki banttır. Kuzeyi Türkiye var güneyinde Libya var ve biz bunu imzaladık. Bu metni imzaladıktan sonra biz kalkıp burada kimse ile 'ya gel ne diyorsun' diyecek halimiz yok. Biz burada Sarrac ile imzayı attık. İş bitmiştir. Yani bu Hafter'le birilerinin yaptığı anlaşmaya benzemez çünkü Sarraç BMGK'nın kabul ettiği, ben artık ona 'devlet' diyorum. Devlettir. Öbürü ise darbecidir. Onun devlet kimliği yok burada ne yazık ki birileri Hafter üzerinden bir şey devşirmeye çalışıyor yaptıkları bu biz inşallah bu fırsatı vermeyeceğiz.

Sömürgecilik altında yaşayan ülkelerde zihinsel ve kültürel bir sömürgecilik düzeni hakim olduğunu görüyoruz. Askeri ekonomik işbirliği çok önemli ama kültürel bir atılım planlaması var mı?

Değerli arkadaşlar, bizim tabi sadece Afrika değil, tüm dünya genelinde gerek TİKA gerek Yunus Emre Kültür Merkezi gerekse Maarif Vakfı'mız var. Bütün bunlarla beraber bu bölgelere yükleniyoruz. Malum FETÖ'nün dünyada nerede okulu varsa -ki onun ilk etaplarda açıkladığı 160 ülkede varız biz- bu ülkelere Maarif Vakfı'mızla girdik, giriyoruz, gireceğiz. Özellikle de kültürel aktivitelerimizin olduğu bu tür yerlerde de Yunus Emre Vakfı'mızla giriyoruz; daha da ileri gideyim, hatta buralarda bizim bir de Mevlana programımız var. Bu konuda da YÖK'ün çalışması var. Onunla da yayılıyoruz. Yani, o Mevlana programını, dünyada değişik ülkelerde çalışıyoruz, işletiyoruz ve bu çalışmalarda geri adım atmayacağız. Aynı şekilde Türkiye Bursları programımız da Afrika'ya da ülkemize de hizmet eden önemli bir kültürel program. Cezayir'de kültürel aktivitelerin geliştirilmesi noktasında da bir çalışmayı başlatacağız. Büyükelçiliğimizin çatısı altında kendilerinden yeni yer talebinde bulunduk, onlar da olumlu karşıladılar. Yeni bir yer satın aldığımızda Büyükelçiliğimiz diğer bütün kurum ve kuruluşlarımızla eşgüdüm halinde önemli çalışmalar yapacak.

"AB KONUSUNDA SABIR MODUNDAYIZ"

Almanya Şansölyesi Merkel ile Cuma günü zirve gerçekleşti. Türkiye-AB ilişkileri anlamında bitme noktasına gelen ilişkilerin tekrar canlanması gündemde mi ? Herkesin merak ettiği vize serbestisi çözüme ulaştı mı? Dörtlü zirve ne zaman gerçekleşecek?

AB'nin sağı solu belli olmuyor. Yani, bir taraftan iyi niyet gösterisi yapıyorlar, bir taraftan bakıyorsunuz, hâlâ aynı yerdeler. İşte şimdi sadece olay vize serbestisi değil; 2014'ün sonunda bitecekti, biz her şeyimizi yaptık ama onlar 'şunu yapmadınız, bunu yapmadınız' deyip bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. Aynı durum, biliyorsunuz, Gümrük Birliği'nde de var. Bazı farklı başlıklar var. Ben şahsen bunlara cevap vermekten bıktım ama onlar köşeye sıkıştırmaktan bıkmadı, sürekli bir şeyler üretiyorlar. Ben size çok daha basitini söyleyeyim: Biliyorsunuz, özellikle Sarkozy, Merkel bunlar ülkelerinin başına geçmeden önce bizler AB liderler zirvesine katılıyorduk. O zaman Fransa'da Chirac, Almanya'da Schröder vardı. Türkiye ve Hırvatistan beraber katılıyorduk. Şimdi Hırvatistan AB dönem başkanı. Bakın nereden nereye... Bunlar da insaf yok, vicdan yok. Bu arada tabi, 15 ülkeden sayı çıktı 27-28'e. Adil değiller, adil davranmadıkları gibi de Türkiye için gerekçeleri malum. Şu anda söyledikleri: "Türkiye nüfusu büyük bir ülke; Türkiye'yi alamayız." Şimdi yine bahaneler, bahaneler devam ediyor. Öyle de olsa, böyle de olsa, biz şu anda sabır modundayız. Bu şekilde devam ediyoruz ve nereye kadar devam ederiz Allah bilir. Dörtlü zirve konusuna gelince... Dörtlü zirveyi biz Şubat diye planlamıştık ama Mart'a sarkabilir.

"YAPAY MİMARİ YAPSAK SIKINTILARI YAŞAMAYIZ"

Siz de belirttiniz, depremde can kaybımız var ama bu büyüklükteki sarsıntı için 'ucuz atlattık' diyebiliriz. Kentsel dönüşüm için ne yapılacak?

Çevre Şehircilik bakanımıza talimat verdim. Hemen çelik konstrüksiyondan tek katlı konutlar yapalım ve yanlarına ahırlarını koyalım ve burada yaşayan vatandaşlar hemen evlerine yerleşsinler. Şu an itibariyle Çevre Şehircilik Bakanlığı çalışmayı yoğun bir şekilde başlattı. Zemin etüdü ile inşaatlarımızı yapacağız ve vatandaşın kendi evlerine taşınması fırsatını hazırlayacağız. Fakat sıkıntı şurada biz hani dikey mimarı uyarısı yapıyoruz ya bunu boşuna söylemiyoruz. Bizim kültürümüzün de reddettiği bir şey dikey mimari. Türkiye fay hattında olan bir ülke, yatay mimari yapsak sıkıntıları yaşamayız. Türkiye deprem ülkesi. Biz son depremle bir şey kazandık. AFAD, Kızılay, Jandarma, Silahlı Kuvvetlerimiz çok ciddi bir koordine içinde buradaki mücadeleyi başarılı şekilde verdiler. Tabi gönlümüz bir kişinin vefatına bile razı olmaz. İnşaatlarda hassas olmamız gerekiyor. Belediyelerin ruhsat verirken dikkatli olması, zemin etüdü yapılması önem arz ediyor.

"KOSGEB ACiL DESTEK KREDİSİ PROGRAMI"

Vatandaşlarımıza yardım etmek için, bir adım daha atıyoruz. Elazığ ve Malatya'da (burası ilk defa açıklanıyor özellikle bilmenizi istiyorum) KOSGEB Acil Destek Kredisi Programı'nı devreye alıyoruz. Depremden zarar gören KOBİ'lerimiz anlaşmalı bankalarda işletme başına 100 bin TL'ye kadar 1 yıl ödemesiz 24 ay vadeli faizsiz kredi kullanabilecekler. Ayrıca, KOSGEB'e bu yıl ödenmesi gereken borçları da 2020 yılının sonuna erteliyoruz. Son olarak, bankalara KOSGEB borcu olan KOBİ'lerin bu yılki ödemelerini de 1 Ocak 2021'e erteliyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan son dakika açıklaması! MasterChef Kerem'in kalbi artık başkasında atıyor! İstanbul Boğazı'nda gemi trafiği çift yönlü askıya alındı!
Sonraki Haber