"Kudüs'ün dokuz kapısına astım sesimi, gözlerim bağlı ondört yaşındayım adımı unuttum, sustum dünyaya"

Türk şiirinin önemli isimlerinden Cafer Turaç, 25 İsrail askerinin gözaltına alıp, ellerini gözlerini bağladığı 14 yaşındaki Filistinli çocuk Fevzi El-Junidi için bir şiir kaleme aldı. Junidi'yi İsrail askerleri arasında görünce çocuklarının aklına geldiğini ifade eden Turaç, "Kalbim sizin olsun" adını verdiği şiirinde "Kudüs'ün dokuz kapısına astım sesimi, gözlerim bağlı ondört yaşındayım adımı unuttum, sustum dünyaya." dizeleri ile mazlumun, garibin zalimler elinde nasıl esir alındığını anlatıyor.

Fevzi El-Junidi henüz 14 yaşında Filistinli bir çocuk...

Dünya onu 25 korku dolu göz taşıyan tam teçhizatlı İsrail askerinin arasında, elleri ve gözü bağlı halde, hırpalanmış ama başı dik olarak çekilen görüntüleri ile tanıdı.

O küçük yaşında Kudüs direnişinin sembolü haline gelen El-Junidi için Türk şiirinin usta kalemlerinden Cafer Turaç "Kalbim sizin olsun" adlı bir şiir kaleme aldı.

Turaç şiirine neden o ismi verdiğini "14 yaşındaki Junidi'nin kalbinden başka verecek bir şeyi yoktu" sözleri ile açıklıyor.

JUNİDİ'DE OĞULLARINI GÖRDÜ

Sokaklarında peygamber kokularının alınması gereken bir şehirde bu zulmün yaşanmasını kaldıramadığını söylüyor Turaç, ve o an yaşadığı duyguyu şu sözlerle ifade ediyor:

“Gazetelerde çıkan fotoğrafı, o güzelim çocuğu alıp götürdüklerini görünce, aklıma oğullarım geldi, Selman bir ay önce oradaydı. Kudüs'teydi. Belki bu gönülçelenle oturup konuşmuştu, belki ondan bir Filistin şarkısı dinlemiştir dedim. Birden kendi oğlumu görür gibi oldum orada. Çok etkilendim. Peygamber kokularının dolaştığı sokaklara indim. Ben Ortadoğu'yu merhamet salıncağı gibi görürüm. Ama orada yaşanan yıkımlar, işgaller yıllardır kalbimize işleyen acılardır. Bunları dile getirmek istedim şiirle."

DÜNYANIN BOŞ VERMİŞLİĞİNE İTİRAZ OLSUN İSTEDİM

‘Kalbim Sizin Olsun'la dünyanın boş vermişliğine bir itiraz olsun istedim. Görmezden gelinen yarayı hissettirdim. Şiir yazarken 14 yaşındaki çocuğun götürülürken yaşadığı travmayı düşündüm. Yapmak istediklerini, evini, evinden ayrılışını ve o yaştaki bir çocuğun direnişini düşündüm. Hayallerini, rüyalarını. Şiirde artık konuşmasının bir anlamının olmadığını, gözlerinin bağlandığını, susturulduğunu ve artık dünyanın konuşması gerektiğini söylemek istedim. Zaten o çocuğun emanet edeceği tek şey kalbiydi bize. Her şey gözlerimizin önünde yaşanıyordu. Böylelikle biz de bir şeyler söyleyebiliriz, kanayan yarayı sarabiliriz dedim. Çünkü o çocuk o topraklarda bize ancak kalbini bağışlayarak sesini duyurabilirdi. Onu da yaptı.”

EMPERYALİSTLERİN KADİM PLANLARI DEVREDE

“Emperyalistlerin kadim planları bunlar; hayatımızda hiç eksik olmayacak. Uygulama zamanları var, şimdi hangi bölümündeyiz bilmiyorum ama devam edecek. Bir yerlerde mağduriyet ve zulme uğrayan varsa masa üstünde bir senaryo hep vardır. Ve bu detaylıdır. Dünyada para babalarının, kara siyasanın gözünü çevirdiği ilk yer. Allah'ın vadettiklerini, unutmadan sesimizi yükseltmeliyiz çünkü gözyaşı onurdur hep kirlenen toprağa düşer. Bunun bahşettiğimiz kişiler için bir anlamı yok. Bizim içinse çok büyük anlamı var.”

İşte Cafer Turaç'ın 14 yaşındaki Filistinli çocuk Fevzi El-Junidi anlattığı şiir...

KALBİM SİZİN OLSUN

Evden çıktım

ondört yaşındayım

gözlerim bağlı

adım sizin olsun.

Kış ortasında

merhamet salıncağından doğdum ben

ağladı cümle kapımız ben giderken.

Ekmeğime karapekmez çalmıştı annem

yıldızlar saysın diye beni.

Ondört yaşındayım gözlerim bağlı

Tur dağında parmak izlerini sildiler Ramallahlı Musa'nın

kış ortasında bölerek uykularımı.

Güvercinlerin gölgesi sulara düşsün diye çıkmıştım evden

Şeria ırmağında yıkansın diye Helâna

duvara dönsün de ağlasın diye İshak.

Dediler ki sınırtaşı kaldırmaz kalbyükünü

sınır ağlatır.

Atlarım, trenlerim olsun isterdim

nikâhım kıyılsın isterdim rüyalarımda Megarib kapısında.

Ondört yaşındayım

gözlerim bağlı

Beytüllahim kuyusunda

kış ortasında

incir ve zeytin dalları altında.

Kudüs'ün dokuz kapısına astım sesimi

Gözlerim bağlı

ondört yaşındayım

adımı unuttum, sustum dünyaya.

Kalbim sizin olsun.

CAFER TURAÇ KİMDİR?

Cafer Turaç, 8 Mart 1959'da, Malatya 'da dünyaya geldi. Asıl adı Turan Korkmaz. Hatice Hanım ile işçi Abdurrahman Korkmaz’ın oğlu.

İlk ve orta okulu Malatya’da tamamladı (1974). Kuleli Askeri Lisesi’nden sonra Ankara’da Kara Harp Okulu’nu bitirdi (1981). Kıta subaylığı (1981-87), sırasıyla Fatsa, Kadirli, Hınıs'ta askerlik şube başkanlıkları (1987-95) yaptı. 1996 yılında emekli oldu ve emekliliğinin ardından, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı şirketlerde, üstdüzey görevlerde bulundu. İstanbul’da yaşıyor; evli ve iki çocuk babasıdır.

İlk şiiri ”Sessiz Kız’ı henüz 14 yaşındayken, 1973 yılında kaleme aldı. Edebiyat dünyası onu ilk olarak, yazdığı hikâyeler ile tanıdı. 1991 yılında, Geniş Zamanlar dergisinde şiirine özel bir bölüm ayrıldı. Gelenekten beslenerek edindiği özgün ve güçlü şiiri, edebiyat dünyasında derin bir yankı yarattı. 1976 yılından bu yana şiirleri; Aylık Dergi, Dergah, Düşler, Hece, İtibar, Kaşgar, Kayıtlar, Pınar, Şiir Atı, Üç Çicek, Yedi İklim, Yolcu, Yönelişler gibi dergilerde yayımlandı.

Ödülleri: 1977 yılında Pınar dergisinin düzenlediği bir hikâye yarışmasında üçüncülük ödülüne lâyık görüldü.
Şiir Kitapları:
& Yağmur Fotoğrafları (1984, Kendi yayını)
& Sessiz Redifler (1992, İz Yayıncılık, İst., 124 s.)

Son 24 saatte 3 şüpheli paket alarmı: O ülke alarma geçti! Bakan Kacır'ın konvoyunda kaza: Ölü ve çok sayıda yaralılar var! Erzurum'da korkunç kaza: Takla atan araçta 1 ölü, 3 yaralı...
Sonraki Haber