Kültür, sanat, demokrasi, Erdoğan ve Eskişehir Modern

AB Eski Bakanı Egemen Bağış yazdı

Cumartesi akşamı Sayın Cumhurbaşkanımız Eskişehir Modern Sanat Müzesinin temelini atarken, ülkemizin ilk modern sanat müzesi olan ve açıldığı günden bu yana yönetim kurulunda bulunmaktan onur duyduğumuz İstanbul Modern’in kuruluş hikayesini hatırlayarak anılarımızı tazeledik.

Kültür, Sanat, Demokrasi

2002 Kasım’ında ilk kez İstanbul milletvekili seçildiğimizde temsil etme sorumluluğunu üstlendiğimiz bu muazzam şehrin bir modern sanat müzesine sahip olmamasını çok garipsemiştik. Öyle ya 3 büyük imparatorluğa başkentlik yapmış, farklı inanç ve kültürleri bir arada yaşatabilen iki kıta üzerine kurulu tek dünya şehri olan İstanbul’un en büyük eksikliklerinden biriydi bu. Hele hele ülkenin demokrasi açığını kapamayı vadederek iktidara gelen AK Parti döneminde bu eksiklik acilen giderilmeliydi çünkü tüm dünyada modern sanat, demokrasi ve ifade özgürlüğü birlikte atbaşı ilerliyordu.

Bu eksiklik hakkında biraz kafa yorup araştırınca daha da şok olduk. Meğerse IKSV yöneticilerinden Oya ve Bülent Eczacıbaşı ile Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile tanışmasına aracı olduğumuz baba dostumuz sevgili Ethem Sancak ağabey yıllarca İstanbul’a bir modern sanat müzesi kurmak için uğraşıp sözde modern ve laik özde ise yobaz olan bir takım Ak Parti öncesinin bazı yöneticilerinde arpa boyu destek alamamışlar.

Bizi anlayacağından emin olduğumuz, 9 Mart Siirt ara seçimleri sonrası Başbakanlığı yeni üstlenmiş Sayın Erdoğan’a derdimizi hep birlikte arz etmek için hazırlıklarımızı tamamlamak üzere kolları sıvadık. Böylesi bir müze için en doğru lokasyon olarak eski bir antrepo olarak bienalden bienale yılda bir kullanılan ve ciddi bir tadilata ihtiyacı olan Tophane’deki Nusretiye ve Kılıçali Paşa Camiilerinin arkasındaki rıhtımda bulunan bugünkü Istanbul Modern binasıydı.

İstanbul’da bir akşam yemekli program sonrası o günlerde yeni Başbakanımız olan Sayın Cumhurbaşkanımız sağ olsun bizi kırmadı ve antrepoyu incelemeye geldi. O geceyi hiç unutamam. Oya hanım, Bülent ve Ethem beylerle birlikte bina için projemizi arz ederken Cumhurbaşkanımız, camdan Boğaz’a bakarken duygulandığını hissettiğimi anladı ve dönüp kendi çocukluk günlerinde Boğaz’da kaptanlık yapan rahmetli babasının teknesini çoğu zaman o antreponun önüne demirlediğini ve anacığının evden sefer tasıyla gönderdiği yemekleri babasına getirdiğini bizlere anlattı. Müzenin hem mimari projesi hemde kuruluş obje ve eser envanteri konulu sunumumuz bittiğinde çok net ama zor bir hedef koymuştu önümüze.

Dört ay sonra, yıl sonunda, 17 Aralık 2003’te Brüksel’de müzakerelere başlamak için tarih almayı hedeflediğimiz bir AB zirvesi vardı. O zirveden önce açılışı gerçekleştirme şartı ile binayı müze için tahsis etmeye sıcak bakıyordu. O gece başlayan hummalı çalışmalar aralıksız 4 ay sürdü ve İstanbul Modern 11 Aralık gecesi muazzam bir törenle dünyanın dört bir yanından sanat otoriterinin ve devlet temsilcilerinin katılımıyla kapılarını sanatseverlere açarak milyonlarca ziyaretçinin beğenisini kazandı. Takip eden hafta boyunca Avrupa gazetelerinin sanat kültür sayfalarında haberleri yapılan bu açılış töreni Brüksel’de de Blair, Chirac ve Schroeder gibi liderlerle görüşmelerimizde gündeme geldiğinde Başbakanımızın yani bugünkü Cumhurbaşkanımızın keskin zeka ve berrak vizyonunu bir kez daha takdir etmiştik.

“Ne gerek var modern sanat müzesine? Kim gelir ziyaret eder?” gibi cümlelerle emeklerimizi küçümseyen vizyon fukaralarına inat İstanbul Modern bugün alanında bir dünya markası ve ülkemizin gururu oldu. Bu başarıda büyük payı olan sevgili Yönetim Kurulu Başkanımız Oya Eczacıbaşı’nın emekleri yadsınamaz. Bu başarı bizi yine kurucularından olduğumuz Silahtarağa’daki Santral Müzesi konusunda motive etmekle kalmadı, İstanbul’umuzu başarıyla 2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan ettirebilme çabalarımıza da müthiş destek verdi.

Yönetim Kurulumuzun değerli üyelerinden sevgili Erol ve Rana Tabanca’nın katkılarıyla yapımı başlayan Eskişehir Modern Sanat Müzesinin de açıldığında ülkemize zenginlik katacağına inancımız tamdır. Cumhuriyetimizi kuran vizyoner lider Mustafa Kemal Atatürk’ün de vurguladığı gibi; “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir...Biz cahil dediğimiz zaman mektepte okumamış olanları kasdetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikatı bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikatı gören hakiki âlimler çıkabilir.”

Egemen BAĞIŞ

T.C. Devlet ve AB Eski Bakanı

İstanbul Aydın Üniversitesi Batı Araştırmalar Merkezi Başkanı

İŞ TURKCELL Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'dan CHP Sözcüsü Yücel'e tepki Türkiye'nin en seksi 4. kadını olmuştu! Melis Sezen'den şok sözler...
Sonraki Haber