Kumpas davaları özel kuryelerle ABD'ye gönderilmiş
Kamuoyunda kumpas davaları olarak bilinen Balyoz, Askeri Casusluk gibi dava dosyalarının özel kuryelerle ABD'ye gönderildiği ortaya çıktı. FETÖ'nün 'Yargıtay imamı' Yargıtay Üyesi İlyas Şahin'in de bazı dosyaları bizzat ABD'ye götürüp, oranın talimatıyla sonuçlandırdığı belirtildi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz, gazetecilerin sorularını yanıtladı. İtiraflarda, bazı Yargıtay üyelerinin, 2014 HSYK seçimleri öncesi hiç işleri olmamasına rağmen, örgütün talimatı ve finanse etmesiyle Türkiye'nin dört bir tarafına yayıldıklarını ve ilk derece hakimlerinin seçimlerinde bizzat propaganda görevi yaptıklarını söyledi. İtirafçıların ifadelerinden örnekler veren Yılmaz, hakimlerden birinin ifadesinin çok ilginç olduğunu belirterek, şunları anlattı:
"Hakim ifadesinde, Yargıtay üyesi bana, 'Fetullah Gülen rüyasında Peygamberimizi görmüş. Peygamberimiz onun çok üzgün olduğunu görünce 'Seni üzüyorlar değil mi?' diye sormuş. O da evet manasında başını sallamış. Peygamberimiz de 'Üzülme, üzülme, 2014 HSYK seçimini bağımsızlar kazanacak, Türkiye'nin de yüzü gülecek.' demiş, bunu anlattı. Bu hakim, 'Seçimi bağımsızlar kaybedince anladım ki bunlar yalan söylüyor.' diyor. Bunun yalan olduğunu ancak seçimi kaybedince anlayabilen bir hakim bu ülkede 10 yıl hakimlik yapmış. Bu hurafenin yalan olduğunu ancak seçim kaybedince anlayabilen bir hakimden söz ediyoruz."
Mehmet Yılmaz, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'nin ifadesinde, "Altın nesil yetiştireceğiz.' diye ortaya çıktılar, katil nesil yetiştirdiler." dediğini aktardı.
'Örgüt ilişkisi mevcutsa ihraç kararı veriyoruz'
Sadece Türk milletinin yarınlarının güven içinde olmasını istediklerini vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi: "FETÖ meselesi hallolmadan Türk yargısının, Türk siyasetinin, Türk ekonomisinin rahatlamayacağı ortada. Eğer yarın huzur içinde, güvenli, adaletli, adil bir ülke hayal ediyorsak bu ancak tarafsız ve bağımsız bir yargıyla mümkün. Mutlak tarafsız, hiç kimseden talimat almayan, vicdanı hür, beyni özgür, bilgili hakim ve savcılarla mümkün. Bizim tek amacımız 2014'ten beri Türk yargısını bu içine düştüğü garabetten kurtarmak oldu. İsimlerle hiç işimiz yok. Sadece ve sadece hakim ve savcının hakkındaki delillere bakıyoruz. Örgüt ilişkisi mevcutsa KHK'daki yetki gereğince ihraç kararları veriyoruz."
Yılmaz, itirafçıların ifadelerinde, örgüte nasıl girdiklerini, örgütte işlerin nasıl döndüğünü, yaptıkları toplantıları anlattıklarını aktararak, "Mesela çok ilginç, itirafçı olan mevcut HSYK üyeleri, buradaki disiplin dosyalarında kullandıkları oyları da örgütün talimatıyla verdiklerini beyan ediyorlar. Kendi özgür iradeleriyle değil, örgütün HSYK yetkilisinin kendilerine dayattığı talimatla burada oy kullandıklarını beyan ediyorlar." dedi.
Başkanvekili Yılmaz, Strazburg'a giderek, Avrupa'ya da bunları aktardığını, Türk yargısının tarafsızlıktan uzaklaştığını, bir suç çetesinin, şebekesinin, terör örgütünün Türkiye'deki yargıyı ve diğer kamu kurumlarını ele geçirdiğini ve mevcut yetkilerini örgüt menfaatleri doğrultusunda kullandıklarını anlattığını söyledi. Bunun açık delillerinin de bizzat örgüt elemanlarının pişmanlık yasasından faydalanarak verdiği ifadelerde açıkça görüldüğünü Avrupa'ya aktardığını ifade eden Yılmaz, "İnşallah önümüzdeki dönemlerde bunlar bize büyük ders olur, Türk devleti, yargısı bir daha böyle bir olayla karşı karşıya kalmaz." diye konuştu.
Gazetecilerin sorularına cevaplar
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yılmaz, bir soru üzerine, ifadelere göre, "Yargıtay imamı" denilen Yargıtay Üyesi İlyas Şahin'in, dosyaları bizzat ABD'ye götürüp, oranın talimatıyla sonuçlandırılmasını sağlandığını bildirdi. Yılmaz, HSYK üyelerinin de ifadelerinde "HSYK'nın abisi Yargıtay Üyesi Nazmi Dere'nin talimatıyla toplanıyorduk, onun talimatlarıyla burada oylarımızı veriyorduk." diye beyanları bulunduğunu bildirdi. Yargıtay'daki seçimlere ilişkin bir soru üzerine Yılmaz, "Yargıtay'a yeni 160 üyenin seçiminden sonra, yani 2011-2013 döneminde Pensilvanya'nın vizesi olmadan hiçbir daire başkanı seçilemezdi." şeklinde beyanlar bulunduğunu da kaydetti.
Yılmaz, şu değerlendirmeleri yaptı: "Yani 'Örgütün vizesi olmadan başkanlar seçilemiyordu, eğer adayı istemiyorsak seçimi kilitliyorduk.' diyorlar. Yani kontrolün tamamen FETÖ'de olduğunu gösteriyor. Yargıda büyük bir kuşatılmışlık söz konusuymuş, elimize gelen disiplin dosyalarında belliydi. Ama herkes mağdura bakarak yorum yapıyordu. Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki çok haklıymışız. Türk yargısı yargı olmaktan uzaklaştırılmış. Türk milleti Türk yargısına güveni akşamdan sabaha kaybetmedi. İşte görüyoruz ki bugün o itiraf beyanlarıyla sabit hale geldi ki ilk dereceden başlayarak yüksek mahkemeye kadar hatta zabıtadan itibaren soruşturmalar örgüt talimatıyla yapılmış.
Bizim görevimiz, bundan sonra yargı içindeki FETÖ ile iltisaklı tüm unsurları, bunun yanında varsa sair terör örgütleri ile iltisaklı tüm hakim ve savcıları bu meslekten uzaklaştırmak ve yüreği adalet ülküsüyle çarpan, gerçek anlamda tarafsız hakim ve savcıların bu meslekte kalmasını sağlamak. Artık yargıda kumpas devri bitti. Uydurma delillerle mahkumiyet dönemi bitti. Bundan sonra hukuka uygun elde edilmiş, kanaat verici deliler dönemi. Şeffaf bir yargı dönemi. İnşallah bundan sonra da böyle olacak."
Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik soruşturma
Mehmet Yılmaz, Cumhuriyet Gazetesi soruşturmasını yürüten Savcı Murat İnam hakkında HSYK'da yürütülen Selam Tevhid davasında kumpas soruşturmasıyla ilgili sorular üzerine, yargılama devam ettiği için bu konuyla ilgili yorum yapmak istemediğini belirtti. HSYK'daki disiplin soruşturmasında Savcı İnam'ın ihraç edilmesi talebinin 3'e karşı 4 üyenin oy çokluğuyla reddedildiğinin hatırlatılması ve kendisinin de "ihraç edilmeli" yönünde oy kullandığının belirtilmesi üzerine Yılmaz, şunları söyledi:
"Murat İnam ile ilgili dosya yaklaşık 1,5 yıl önce Selam Tevhit dosyasıyla gelen bir dosya. O zamanki rapor ortada. O rapora göre yargılama devam ediyor. Müfettiş arkadaşlarımız 2014'ten beri FETÖ ile iltisaklı, münasebetli hakim savcılarla ilgili inceleme yapıyordu, o inceleme kapsamında ismi geçen arkadaşlarımızdan değil. O başka bir soruşturmada ismi geçiyor. Bu bir yargılama sorunu, Yargıtay'da yargılanacak, Yargıtay hükmünü verecek. Bu çalışma içinde değerlendirilen bir arkadaş değil. FETÖ soruşturması yapan müfettiş arkadaşların iltisakını tespit ettikleri bir arkadaş değil. Bu tamamen Selam Tevhid Soruşturması'ndan kaynaklanan, o disiplin soruşturmasında ismi geçen bir savcı, o dosyada yargılanıyor. FETÖ üyeliği ile ilgili soruşturma başka bir soruşturmaydı."
Yılmaz, örgüt üyelerinin tespiti konusunda çalışmaların devam ettiğine işaret ederek, "Örgütle iltisakı, münasebeti olan ve bununla ilgili somut deliller bulunan hiç kimseyi bu soruşturma kapsamında yargıda tutmamaya kararlıyız. Bu HSYK Genel Kurulu'nun Türk milletine sözüdür." dedi. Bir başka soru üzerine de Başkanvekili Yılmaz, kamuoyunda kumpas davaları olarak bilinen Balyoz, Askeri Casusluk gibi dava dosyalarının özel kuryelerle ABD'ye gönderildiğinin ifadelerden anlaşıldığına dikkati çekti. Yılmaz, bir başka soruya ise "Yargıtay'daki dairelerin bile özenle yapıldığı, önemli dairelerden 9. Ceza, 4. Hukuk gibi dairelerin örgüt üyeleri tarafından oluşturulduğu beyanlarla sabit zaten. Yargıtay'daki önemli dairelerin örgüt militanlarının çoğunluğunu sağlayacak şekilde oluşturulduğu beyanlarla sabit." yanıtını verdi.